İsmail Güleç

Adım Tatar, yurdum Kırım, bu nasıl zulüm

Bugün 18 Mayıs 2023. Dört yüz bin Kırım Türkünün Stalin tarafından yurtlarından zalimce alınıp Sibirya'nın güneyine, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan'a sürgün edilmelerinin 79. yıl dönümü.

Stalin, II. Dünya Savaşı'nın ardından 18 Mayıs 1944'te Kırım'daki 420 bin Kırım Tatarını bir gece yarısında evlerinden alınıp sürülmelerini emrini verir. Bu arada Kırım Tatar erkekleri, Kızılordu'da askerdir ve Almanların Nazi ordusuna karşı savaşmaktadır. Geride kalanlar ise çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve hastalardır. Kocaları, babaları, evlatları Ruslar adına cephede savaşırken kimsesiz ve çaresiz Kırım Türkleri, bir gece yarısı yataklarından kaldırılarak 15 dakikada evlerini boşaltıp çıkmaları istenmiş, hayvan taşınan vagonlara doldurularak Orta Asya, Urallar ve Sibirya'ya sürgün edildiler. Sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarı'nın yarısı ya sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalıktan hayatını kaybetti. Ruslar, hayatlarını kaybetmesi için de her türlü şartı sağladı. Mesela önce salamura balık yedirip sonra bataklıktaki sudan içirerek bulaşıcı hastalığa yakalanmalarını sağladılar. Dünyada benzeri nadir görülen zulümlerden biri idi.

Gidenlerin geri dönmeleri ancak 1989'dan sonra mümkün olabildi. Sovyetler Birliği'nin dağılması ile Kırımlılar vatanlarına dönmeye başladılar. Ancak önemli bir kısmı da maddi imkânsızlık veya başka nedenlerle dönemedi.

2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini "Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü" olarak ilan etti. 2016'da Eurovizyon şarkı yarışmasında Bir Kırım Türkü olan Jamala, sürgünü anlatan 1944 isimli şarkısıyla kazandı. Ve biz sadece Ukrayna'nın kazandığı ile ilgilendik ne şarkının hikayesi ne de sözlerini merak edip okuduk, dinledik.

Kırım Türklerinin bugünü anlatan bir yırları yani türküleri var. Gözyaşları içinde dinlenen bu türkünün sözleri şöyle:

18 Mayıs gecesinde
Prikaz okundu
Nafle yerge ağlaşmanız
Denişmez prikaz

Kartlar yaşlar ve hastalar
Döşekten kalkın
Yarı gecenin bir malinde
Yollarda yatın

Adım Tatar, Yurdum Kırım
Bu nasıl bir zulüm
Yıkılsın bu kara künler
Kormesin kozüm

Birkaç kelime dışında sözlerini anlıyoruz. İlk dörtlükte bilmediğimiz bir kelime var: Prikaz. Ruslar, çar ve kilise adına bölgeyi yöneten kimsenin unvanı. Bir nevi vali gibi bir şey. Ama günümüzdeki valilere göre yetkileri çok fazla. 18 Mayıs gecesinde valinin sürgün emri tebliğ edilir. Gece vaktidir ve insanlar en azından hazırlanmak için vakit isterler. Ne kadar yalvarsalar da karar değişmez. Nafile yere ağlaşmayın, yalvarmayın denilmesinin sebebi budur. Çünkü gelen emrin değişmesi mümkün değildir. On beş dakika içinde ne alınırsa onlarla evden çıkılır. İlk dörtlük sürgünün başlangıç gününü anlatır.

İkinci dörtlükte emrin değişmeyeceğinin anlaşılması üzerine yapılanlar anlatılır. Kart yaşlı, yaş da çocukları ifade eder. Yaşlılar, çocuklar, hastalar ve kadınlar bir gece yarısı evlerinde yattıkları döşeklerinden kaldırılıp yollara düşmüş ve hayvanların taşındığı vagonlarda yatmışlardır.

Son dörtlük ise bu zulmü haykırmaktadır. Kırım Tatarı olarak kendilerine reva görülen zulme adeta isyan etmektedir. O günleri kara, yani çok acı ve zor olarak tarif eder ve bir daha böyle acı günü yaşamamak dilenerek türkü sona erer.

Kırım Türklerinin bugünü unutması mümkün değil. O günleri çocuk yaşlarda yaşayanlardan aramızda olanlar var ve hatıralar çok taze. Ancak ne yazık ki birçok konudan olduğu gibi bu konudan da yeterince haberdar ve bilinçli değiliz. Ukrayna-Rusya Savaşı'nın Kırım Türkleri için ne anlama geldiğini bilmeden ve onları ne kadar ilgilendirdiğini düşünmeden konuşanlarımızın bu kadar fazla olması da bizi üzen bir diğer konu. Bizim için Ukrayna-Rusya Savaşı, Batı'nın çıkarları gözetilerek değil, Kırım Türkü'nün bekası ve selameti düşünülerek karar verilecek bir konudur. Karar vericilerimizin aklından bir an olsun bile çıkmamalıdır.

Hikâyesini bilenlerin bu türküyü dinleyip de gözlerinin yaşla dolmaması mümkün mü? Bugün Kırım'da yaklaşık 300-350 bin Kırım Türkü yaşarken Türkiye'de beş milyona yakın Kırım Türkü'nün yaşadığı tahmin ediliyor. Maalesef böyle bir sürgün yaşayan Türkler sadece Kırımlılar değil. O yüzden hiçbirimiz bugünleri hiç unutmamalıyız.

Râyete meyl iderüz kâmet-i dil-cû yerine
Tuğa dil bağlamışuz kâkül-i hoş-bû yerine

Diyen bir hanın torunları inşallah o rayeti de tuğu da yakın bir gelecekte göreceklerine inancımız tamdır. İnşallah Kırım ve tutsak olan tüm Türk yurtlarının bağımsız oldukları günleri görürüz.

İsmail Güleç

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.