Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Mayıs 10, 2019
Seherde yenilen mübarek yemek: Sahur
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Ramazan'a bir mektep gibi bakmış ecdadımız… Tıpkı içinde birtakım sınıfların olduğu bir okul gibi kabul etmişler onu… Gerçekten de her bir sınıfında "sayılı günler "olarak zikredilen bir aylık zaman diliminde mümini komprime hale getirilmiş bir eğitim-öğretim sürecinde yetiştirip mükâfatın en büyüğüne, Allah'ın rızasına ulaştıran bir okul gibidir Ramazan… Sınıflarından birinde takvâ, diğerinde infak, bir diğerinde şükür ve bir başkasında Kur'an'la birliktelik eğitimleri verilmekte, pratikler yapılmakta… Kısacası bu okul, adımını atan herkese kucak açıp onu mezun ettiği değerli kişilerden biri kılmak için elinden geleni yapan bir ilim-irfan yuvası vesselam… Bugünkü yazımızda bu mektebin sınıflarından birine girip Ramazan vesilesiyle seher vaktinin önemine değinmeye çalışacağız.

Seher… Kur'an'da adı övülen vakit; ve yine Kur'an'da o zaman diliminde Rabb'ine el açanlardan övgüyle söz edilen mübarek saatler… Hadislerde ise istisnasız her gece Allah Teâlâ'nın engin rahmetiyle yeryüzü semasına eşsiz merhamet nazarlarıyla tecelli buyurarak seslendiği vakit… "Yok mudur, affını isteyen affedeyim. Yok mudur şifa dileyen lütfedeyim. Yok mudur, rızık talep eden bahş edeyim…"

Uykuda olanların kaybettiği, uyanık olanların ise bu "açık çek" mesabesindeki çağrıya, arzu ve dilekleriyle, talep ve istekleriyle yöneldiği anlardır seher vakti… "Bu davet, her gecenin seherinde böylece tekrarlanarak gerçekleşmektedir" buyuran da Son Nebi Hz. Muhammed (sav) Efendimizdir…

SEHER VAKTİNDEN BAHSEDEN AYETLER

Konuyu ele alırken, öncelikle seher vaktinin kıymetinden bahseden ayetlere değinmekte fayda vardır. Zira Sevgili Peygamberimizin (sav), "sözlerin en güzeli Allah kelamıdır" buyurduğu üzere, sözlerimizi "en güzel söz"le başlatmak esas olmalıdır…

"Allah'ın rızası ve cennet nimetleri, sabredenlerin, doğruluktan şaşmayanların, Allah'ın huzurunda boyun bükenlerin, mallarını hayır yolunda harcayanların ve seher vakitlerinde istiğfar edip Allah'a yalvaranlarındır." (Âl-i İmrân, 17)

"Şüphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarında bulunacaklardır. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi. Onlar geceleyin pek az uyurlardı. Ve onlar seher vakitlerinde Allah'tan bağışlanma dilerlerdi." (Zâriyât, 15-18)

Seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerin değerinden bahseden bu ayetler, aslında bir bakıma bu vaktin de değerini ortaya koymaktadır.

Nebiyy-i Muhterem (sav) Efendimizin de bu değeri vurgulayan bazı hadis-i şerifleri hem Ramazan ile ilgili hem de seherin önemini bir kez daha ortaya koyar niteliktedir.

"Sahura kalkınız (Sahur yemeği yiyiniz). Şüpheniz olmasın sahurda bir bereket vardır." (Nesâî, Sıyâm, 18, 19; İbn Mace, Sıyâm, 22)

SAHUR: SEHER VAKTİ YENİLEN YEMEK

"Sabah olmadan önceki vakit, gecenin son üçte biri" anlamındaki seher kelimesiyle aynı kökten gelen sahur, kültürümüzde yöresel telaffuz farklılıklarıyla Safur, sifir, söhür şeklinde anılmaktadır. Dinî bir terim olarak sahur "oruç tutmaya hazırlık olmak üzere fecrin doğmasından önce yani seher vaktinde yenilen yemeği" ifade etmektedir. Bazı hadislerde bunun için "ekletü's-sehar" veya "ekletü's-suhûr" karşılıkları da kullanılmıştır.

Yine birtakım hadislerde "sahura kalkmak ve bir yudum su ile bile olsa sahur yapmak" tavsiye edilmiş, "sahura kalkanların Allah'ın rahmetine ve meleklerin duasına mazhar olacağı" belirtilmiştir. (Bkz. Müsned, III, 12)

Yine Resul-i Ekrem (sav) Efendimizin diliyle, sahur yemeği "mübarek bir gıda" olarak nitelendirilmiştir (Bkz. Ebû Dâvûd, Savm, 17; Nesâî, Sıyâm, 25-26).

Takdir olunacağı üzere, zaten mübarek bir vakit olan seher vaktinde yeniliyor olması yanında bir de Allah'ın rahmeti ve meleklerin de duasına mazhar olan sahur sofrası ve yemeği büsbütün bir "mübarek" vasfına bürünmektedir. Dolayısıyla müminin tutacağı oruçta ona maddi bir gıda desteği sağlaması yanında asıl daha önemlisi bu mübarek sofradan ve yemeğinden bereketlenmek ve manevi anlamda gıdalanmak söz konusudur. Diyebiliriz ki, oruca niyetlenen her bir müminin elde edeceği manevi kazanç daha ilk başta kalkacağı sahur ile kendisine verilmekte, seherin faziletli anlarındaki uyanıklığı bile onun sevap hanesine büyük bir katkı sağlamaktadır.

Son olarak şunu arz etmek isteriz ki, Ehl-i Kitap olarak bildiğimiz Yahudi ve Hristiyanların tuttuğu oruçlarla Müslümanların orucu arasındaki farkı anlatırken Sevgili Peygamberimizin (sav) "sahura kalkmak" üzerine vurgu yapması bu konunun ne denli önemli olduğunun bir başka göstergesidir. (Bkz.Müslim, Sıyâm, 46; Ebû Dâvûd, Savm, 16)

İftar anındaki sevinci yaşamak isteyen, orucunun sağlam temelini seher vaktindeki mübarek yemek olarak tanımlanan sahurla başlatması gerekmektedir, diyebiliriz…

Seherin aydınlığı gönüllerimizin kandili olması niyazıyla…

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN