Tuzak mı, istidrac mı?
İstidrac ifadesi kerametin karşıtı veya zıddıdır. Keramet, lütfü ilahidir. İstidrac ise lütuf suretinde görülen bir kahırdır. Süreçte bunu anlayamazsınız lakin sonuçta bunun lütuf değil kahır olduğu anlaşılır. Bunun için de 've'l akibetü lilmuttkin' denmiştir. Kötüler için başlangıç, iyiler için ise son güzeldir. Süreçte anlaşılmadığı için de istidrac sahibi, kendini doğru yolda zanneder. Hârikulâde haller çeşitlere ayrılır. Mucize en yüksek seviyede olandır ve peygamberlere mahsustur. Velilerden zuhur eden hârikulâde hallere keramet denmektedir. Sıradan müminlere ilahi yardımlara da maûnet adı verilmektedir. Sıradan müminler de ilahi yardımlara mazhar olurlar. Fasık Müslüman veya gayri Müslimlerden zuhur eden hârikulâde hallere de istidrac denilmektedir. Mekr-i ilahinin çeşitlerinden birisidir. İstidrac aşamalı bir şekilde kötü insanı tuzağa çekmek anlamına geliyor.
Kuran'da Araf sûresinde 182. âyette şu şekilde anlatılmaktadır: "Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, biz onları bilemeyecekleri bir yerden yavaş yavaş felakete sürükleriz." İstidrac, kerâmete benzer. Aralarındaki fark, istidracın Allah'ın rızasına muhalif sûrette gelişmesi, meydâna gelmesidir.
Firavun, Deccal gibi ceberrutluk taslayan kimselerde görülen hârikulâde haller bu kapsama girer. Türkçede buna ayartma da diyebiliriz.
Putin'in Ukrayna müdahalesi bir ayın doldurdu ama cephelerdeki pozisyonu yerinde sayıyor. Putin belki de hedeflerini küçülttü ve şimdi masada pazarlık gücünü artırmanın yollarını arıyor. Bunun için savaşıyor! Gazetelerin yazdığı gibi tıkanma ve pat durumu yaşanıyor. Kısaca Rus güçleri çakıldı kaldı, ilerlemekte zorlanıyor. Araplar bu gibi hallere 'sical harbi/sonu gelmeyen savaş' derler. Yani bitmeyen ve çekişmeli geçen ve fasılalarla yoluna devam eden savaş demektir. Bu açıdan dünyada Putin'in Ukrayna'da tuzağa çekildiğine dair yaygın bir kanaat oluştu. April Glaspie'nin Saddam'ı Kuveyt'e yönlendirme ve ayartması gibi Ukrayna da Putin'in önüne yem olarak atıldı. Askeri yardımları Boşnaklardan esirgedikleri gibi Suriye muhalefetinden de esirgediler. Muharip unsurları İslami olmasından dolaylı Suriye muhalefetine mesafeli davrandılar. Yine İsrail yanı başında İslamcıların iktidara gelmesinden endişe ediyordu. Zira bu durumda Suriye cihatçı kesimlerin bir araya geldiği ve küresel bir cihat üssü haline gelebilirdi. Oysa1973 yılından beri sınırdaki Kunaytıra bölgesi 'bildik şeytan' Esat sayesinde stabil bir konumda bulunmaktadır. İsrail sınırda sükunet halinin bozulmasını istemiyor.
Burada şu soru akla geliyor? Ukrayna'ya müdahale konusunda Putin mi kendini kandırdı yoksa Batılılar mı? Bunun cevabı Putin ise o zaman Putin kendi kendini kandırdı ya da istidrac hali yaşıyor. Ayağına sıktı. Batılılar geride görünmeden önünü açtılar ve öne ittilerse bu düpedüz tuzaktır. Cevap terkip de olabilir yani her iki şıkkı da ihtiva edebilir.
Eğer Ukrayna saldırısı bir istidrac ise Putin kendi kendini tuzağa düşürmüş demektir.
Benzeri bir istidrac hali, 11 Eylül sonrasında yaşandı. Gerçeği kimse tek başına bilmiyor. Girift bir süreç. Kaide Tora Bora'dan İkiz Kulelere ve ondan önce 1998 tarihinde Kenya'nın başkenti Nairobi ile Tanzanya'nın başkenti Darüsselam'a düzenlenen eş zamanlı ve ikiz bombalı saldırıların olağan zanlısı sayıldı. Kaide sözcüleri de bu töhmetleri açık ve net bir biçimde reddetmediler. Tutumları ikircikli olmuştur. Dillerinin ucuyla reddetseler de yaptıkları yönünde bir algı oluştu. Nairobi ve Darusselam saldırıları 11 Eylül saldırılarının bir simetrisi ve provası olarak görülmüştür. Simetrisi görülmüştür çünkü eş zamanlı yapılmıştır. İkiz Kuleler ve Pentagon'a saldırılar ise eş zamanlı ve çok hedefli yapılmıştır. Nairobi ve Darusselam'da ikiz ve eşzamanlı saldırılardan sonra İkiz Kulelere saldırı kaderin bir remzine işaret ediyor olmalı. Bu ikiz saldırı ve İkiz Kulelere saldırı çifte role işaret ediyor. Bir tarafında Kaide diğer tarafında ise Amerikan yönetimi bulunuyor. Muvazaa da olmayabilir. Lakin devşirilmiş unsurların varlığı muhtemeldir.
İkiz Kulelere saldırı tek yanlı sadece El Kaide'nin marifeti miydi? Kuşkulu. Amerikalıların önceden haber aldıkları lakin karşı hamle için bekledikleri ve kulaklarının veya duyumlarının üzerine yattıkları tezi mi gerçeğe daha yakın? Bu Amerikan istidracı ama sonunda bumerangı gibi kendilerini de vurmuştur. Saldırı Kaide'nin planladığı bir saldırı olabilir. Buna mukabil, Amerikalıların kasten önlem almadıkları ve olayları seyrine bıraktıkları da varsayılabilir. Bu yönüyle Bush yönetiminin İkiz Kulelere saldırıları bildiği halde önlem almaması istidrac kabilindendir. Böylece El Kaide ve ötesinde Taliban ve İslam alemini faka bastırdılar. Önce Afganistan'ı sonra da Irak'ı işgal ettiler sırada başkaları da vardı lakin Irak'ta direniş sayesinde hızları kesildi de diğer saldırı planlarını rafa kaldırmak zorunda kaldılar. Yoksa silah gücüyle her tarafa uzanabileceklerini düşünüyorlardı. 11 Eylül akabinde İslam alemine saldırdılar ve altını üstüne getirdiler. Taliban ve Saddam rejimini yıktılar.
Lakin Kaide'ye 11 Eylül üzerinden istidrac ve tuzak kuran ABD kendi tuzağına düşmüş oldu. İstdrac kurarken istidraca düştü. Onlar tuzak kurdu Allah da tuzaklarını boşa çıkardı, tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kurmaz tuzakları bozar. Burada da öyle olmuştur. 1979 yılında Ruslar Afganistan'ı işgal ettiler. Bozguna uğrayarak çekildiler. 20 yıl sonra ise Amerikalılar aynı yoldan yürüdüler. 11 Eylül'ün rüzgarıyla 2001 yılında ABD Afganistan'ı işgal etti. Bir 20 yıl sonra yani 2021 yılında ise ABD bozguna uğrayarak Afganistan'dan çekildi.
Putin için de durum aynı. Suriye'de tuzak kurdu, Ukrayna'da ise kendi tuzağına düştü. Suriye'de başlayan tuzak Ukrayna'da tersinden kapana dönüştü. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza romanının başlığını Suriye ile Ukrayna'ya uyarlıyor, uyguluyorlar. Nitekim Abdullah Mecali isimli Ürdünlü yazar Putin'in Suriye'de suç işlediğini ve cezasını da Ukrayna'da gördüğünü yazmıştır (*). Ateş gücünün yüksekliği ve sınırda askeri yığınaklarına rağmen Ruslar baskın savaşta veya yıldırım savaşta tıkandılar. NYT buna pat olma durumu demektedir. Pat olan bir süre sonra da mat olur. Putin ve avenesinin nükleer savaştan bahsetmeleri de kıstırıldıkları tezini kuvvetlendiriyor. Hesapsız onun ötesinde zalimane iş yaptıkları belli. Ne demişler: Ummadığın taş baş yarar!
Arapların deyimiyle Putin başa dönebilseydi yaptığını yapmazdı (lev istakbele fi emrihi ma istedbere).
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kabuktan öze geri dönmek (24.03.2022)
- Mutluluğa götüren hata: Zelle ile felte’nin hikayesi (21.03.2022)
- Fikret Karčić ve önden giden ulu çınarlar (17.03.2022)
- Putin’in Tapınak Tepesi ve Filistinlileri (13.03.2022)
- Bush diliyle işgali meşrulaştırmak (10.03.2022)
- Sürgünde Ukrayna hükümeti formülü (06.03.2022)
- 1962’den 2022’ye: Geri dönen nükleer kabus (04.03.2022)
- Rey’den Minsk’e, diplomasinin tarihi koridorları (28.02.2022)