Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ocak 11, 2019
Sindirim sistemi rahatsızlıklarının doğal ilacı

BAKLAGİLLER VE BAKLA

İnsanlık tarihinde yetiştirilen ilk ürünlerden biri olan bakla önemli bir protein ve vitamin kaynağıdır, kemik ve sinirler için ayrı öneme sahiptir.

Protein ve karbonhidrat yönünden zengin olan bakla, erken yetişmesi soğuklara dayanıklı olması sebebiyle benimsenmekte, insan ve hayvan besini olarak bol miktarda tüketilmektedir. Besin değeri olarak sebzeler içinde önemli bir yere sahiptir. Baklada yüzde 17 kuru madde, yüzde 5 protein, yüzde 3 yağ, yüzde 6 kadar karbonhidrat bulunmaktadır. Ayrıca A, B1, B2, C vitaminlerince de zengindir ve yüzde 42 nişasta, yüzde 3-4 şeker ihtiva eder.

Kuru baklaya gelince; karbonhidrat yüzde 25, yağ yüzde 2 oranında vardır ve 100 gramı 354 kalori verir.

Görüldüğü gibi bakla önemli bir protein ve vitamin deposudur. Bitkisel proteinler için önemli bir kaynaktır. Ette bulunan kadar proteini barındırır. Hatta vejetaryenler et yemedikleri için, bu eksikliklerini fındık, mercimek ve bakla yiyerek karşılarlar.

Baklanın diğer bir özelliği de potasyumdan zengin oluşudur. Potasyum kemik ve sinirler için gerekli bir mineraldir. Ayrıca potasyum vücuttaki sıvı dengesini düzenlediğinden, kan basıncını konrol etmeye de yarar.

Bakla, idrar yollarını temizler. Taze iken hazmı kolaydır. Vücuda çeşitli madeni madde ve vitamin verir. Her sabah 2 gram bakla suyu bir bardak sirke ile birlikte içilirse, böbrek ve mesane rahatsızlıklarına iyi gelir. Ülserli hastalara da tavsiye edilir.

KABUKLU YENMESİ TERCİH EDİLMELİ

Bakla, kabuğuyla yenmelidir. Çünkü dış kabuğunda bol mineral bulunur. Sonra baklanın glisemik indeksi hayli yüksektir (80). Bu yüzden şişmanlatır, şeker hastalarına sakıncalıdır. Ancak kabuğuyla yendiğinde şekeri daha az yükseltecektir.

İçerdiği lif sindirim sistemini korur. Böylelikle çağımızın korkulu rüyası bağırsak kanserine karşı vücudu koruyucudur ve kandaki kolesterol düzeyini düşürür.

Aslında baklagiller, şüphesiz Rabbimizin bir hediyesidir. Tek tek incelediğimizde nohudun da, mercimeğin de, fasulyenin de sağlığımız için gerçek bir nimet olduğunu görürüz. İster taze olsun, isterse kuru. Her biri organizma için sayısız yararlar içinde barındırır. Ancak birleştikleri ortak nokta, hepsinin de organizmayı kuvvetlendirici özellikte olmalarıdır. Her gün bir miktar yenmesini diyetisyenler tavsiye etmektedirler.

İşte kilo sorunu olanların daha az kalori ihtiva eden ve daha yavaş kan şekerini yükselten taze baklagilleri (kabuklu) tercih etmeleri bu yüzdendir.

ŞEKER HASTALARI VE BAKLA

Kuru baklagiller, tatlı olmadıkları halde şekerli besinler arasında anılırlar. Çünkü şeker, besinlerde üç şekilde bulunur. Meyvelerde bulunan şeker basit şeker veya "monosakkarit" olarak bilinir. Basit şekerler sindirimi gerektirmezler ve doğrudan kana geçerler. Meyvelerden elde edilen pekmez ve balın şekeri de bu türdendir.

Pancardan elde edilen ve şeker olarak bilinen ise iki basit şekerden oluşmuştur ve ince bağırsaklarda hızlı şekilde sindirilerek kana geçer. Sütteki şeker ince bağırsaklardan beyaz şekere göre daha yavaş sindirilerek basit şeker olarak kana geçer. Bazı kişiler süt ürünü olarak yoğurt ve peynir yediklerinde kana hızlı geçme belirtileri görülmez.

Tahıllarda, kuru baklagillerde ve patateste nişasta bulunur. Nişasta çok sayıda basit şekerden oluşmuştur ve önce ağızda tükürükle, sonra pankreas ve ince bağırsak enzimleri ile ince bağırsaklarda sindirilerek basit şeker olarak kana geçerler. Bu besinlerin yenebilen 100 gramlarında bulunan nişasta miktarı, tahıllar için 70-78, kuru baklagiller için 55-58, patates için 17-18 gram civarındadır.

Bu besinlerdeki nişasta aynı hızda sindirilmediği için kan şekerini de aynı hızda yükseltmez. Her şeyden önce, nişastanın sindirilebilmesi için pişirilmesi gerekir. Çiğ nişastanın sindirimi güçtür. Bal, pekmez ve şeker, yendikten yarım saat sonra kan şekerini en üst seviyeye çıkarır. İyi pişmiş patates, beyaz ekmek, beyaz undan yapılan yiyecekler, iyi pişmiş ve ezilmiş beyaz pirinçteki nişasta da hızlı sindirilir ve kan şekerini hızlı yükseltir. Beyaz undan yapılmasına rağmen, az pişmiş spagetti ve bulgur kan şekerini beyaz ekmekten daha az yükseltir.

Tahıllı besinler ne kadar çok pişirilir ve ezilirse, kan şekerini o kadar hızlı yükseltirler. Diri olarak yenenler kan şekerini daha yavaş yükseltirler.

Kuru baklagillerdeki nişasta tahıl ve patates nişastasına göre daha güç sindirilir. Sindirim yavaş olduğu için de kan şekeri hızlı yükselmez. Bu sebeple, kuru baklagiller karbonhidrat ihtiva etmelerine rağmen, kan şekerini hızlı yükseltmedikleri için şeker hastalarının yemelerinde bir mahzur yoktur. Günün bir öğününde kuru baklagil yemeği yenebilir. Yemeklerin ezilmiş çorba yerine, taneli çorba, pilaki, piyaz ve yahni şeklinde yenmesi daha uygundur. Bulgur da kan şekerini hızlı yükseltmediği için kuru fasulye yahnisi, bulgur pilavı, bolca sebze salatası ve ayran iyi bir öğün oluşturur. Böylece şeker hastalığının bir komplikasyonu olan kan yağlarının yükselmesi de önlenir.

Tabii baklagiller derken bakla dışındaki fasulye, nohut ve mercimeğin de anlaşılması gerekir.

TABİİ BÖBREK İLACI

Kuru bakla tazesine oranla protein açısından daha zengindir. Buna karşılık karbonhidrat ve potasyum miktarı diğerlerinkinden daha azdır.

İdrar yollarını temizleyicidir, böbrek ağrılarını dindirir, iltihaplarını giderir.

Kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Lumbago, siyatik ve romatizmaya iyi gelir.

Bakla aynı zamanda folik asit içerdiğinden, hamileliğin ilk aylarındaki anne adayları için çok faydalıdır.

KUTLU TAVSİYE

Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde "Baklayı kabuğu ile yiyenlerden o kadar hastalık çıkar" buyurmuştur. Gerçekten izah ettiğimiz gibi bakla kabuğu ile iyi bir denge oluşturmakta, saydığımız birçok hastalık için adeta şifa dağıtmaktadır.

Ayrıca kabuğu ile yemek, şişmanlama ve şeker hastalığı sorunu olanlara da uygundur.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN