Prof. Dr. Teoman Duralı

Evrimin sorunsalı/problematiği - II

m) 1- Bir canlı belli bir ânda —zaman diliminde—, belirli bir konumda —mekân kesiminde—, belli bir kımıltıda —ürerken, beslenirken, büyür yahut küçülürken, serpilir yahut solarken, savunur yahut saldırırken, yer değiştirirken— tesbit edilir.

  1. Tesbitse, canlının yaşadığı ânı, konumu, kımıltıyı dondurmaktır; giderek o belli ânı, konumu, kımıltıyı onun tesbit edilememiş tekmil ânlarına, konumlarına, kımıltılarına yaymaktır. Ele alınan canlı o tesbit olunmuş ândan, konumdan, kımıltıdan ibâret görülür.
  2. Hele canlı, işlerliğini kaybederse, geriye incelenebilecek içsiz bir kalıp, sûret kalır. Çoğu kere dağılmış birkaç parçadan bir sûret kurgulanır. Bunun da varolanın aslına ne denli uyduğunu kestirmek imkânsızdır.

n) 1- Bir canlı, durmadan ân, konum ile biçim değiştirmekle birlikte, onun ilk bakışta anlaşılamaz, yakalanamaz ve temellendirilemez bir tümlüğü vardır ki, o, farklılaşan işleyişler ile biçimleri bütün değişen ânlar boyunca taşıyıp kuşatır.

  1. Bir canlıya tümlüğünü kazandıran, onu kendisi olmayanlardan ayıran hudutlarıdır.
  2. Canlılar, az yahut çok esnek ve bükülgendirler. Ama gerek işleyişce gerekse biçimce her canlının kendine has esnekliği ile bükülgenliğinin haddı vardır.
  3. İşte, hudutları sâyesinde kendi ortamının canlıları ile canlı-olmayanlarından ayırılabilen canlı, bireydir.
  4. Bireyliliğinin hudutları, canlının kimliğini belirler.
  5. Bireyliliğin bulunmadığı durumlarda kimlik de olamaz. Öte yandan bireylilik, kimliksiz düşünülemez. Zirâ bireyi düşünülebilecek cümle bireylerden ayıran özelliklerin tamamı kimliktir.

o) 1- İster atomaltı, ister atomüstü oluşumlardan bahsetsin, cisimler dünyasını inceleyen fizik-kimya bilimleri ile bunların bitişiğindeki biyokimyadan yahut moleküler biyolojiden uzaklaşıldığı ve hücraltı ile hücre yapılarında iyice belirginleşen canlı sorununu ele alan dirim bilimlerine nufuz edildiği oranda, alışılagelmiş bilim ıstılahdağarından (Fr terminologie) köklü sapmalar başgösterir.

  1. Alışılagelmiş bilim ıstılahdağarının esâsını da klasik mekaniğin her ân denenebilip denetlenebilir ıstılahları/terimleri oluşturmuştur.
  2. İnsan yaşantılarını yansıtmaktan alabildiğine uzak kaldıklarından, bunların hiçbir insanbiçimci ile insanmerkezli yan anlamı yoktur.
  3. Mekanik—merkezli ile insanmerkezli ıstılahlar, anlam yükleri bakımından ters orantılıdırlar.
  4. İşte, canlının belirlenmesinde birincil derecede yeri bulunan birey ile kimlik ıstılahları anlamca insanmerkezcilik bakımından yüklü, buna karşılık klasik mekanik yönündense boşturlar.
  5. Canlılar biliminin, beşerî araştırma alanları ile fizik-kimya bilimleri ortasında yer alıp her iki tarafın belli kesimlerini kapsayan çok geniş bir araştırma alanı olduğunu kabul etmeyenler, bahsi geçen ıstılahların bilimsel olmadıkları kanısındadırlar. Dolayısıyla da fizik-kimya bilimlerinin türevi ve uzantısı olarak gördükleri canlılar biliminin, bu ve benzeri insanbiçimcilik yansıtır ıstılahlardan uzak durması gerektiğini savunmuşlardır. Nitekim bunlardan biri olan Sir Peter Brian Medawar, bireylilik ıstılahının, dar anlamda bilimsel olmadığını öne sürmüştür: "Bireylilik, canlılar bilimine derinlik süsü vermek amacıyla doğa filosoflarının icâd ettikleri düzmece sorundur ... Canlı tekinin, hücre bireylerinden oluştuğuna ilişkin kural yoktur. Birçok bakımdan bir divik (termit) topluluğu da canlı bireyi olarak nitelenebilir; yânî bir toplumsal polimer..."[1]
  1. Sıkı sıkıya mekanik örneğine dayalı bilim anlayışı açısından bakıldığında, Medawar ın da bildirdiği üzre, bireylilik, kimlik, tarihlilik türünden ıstılahları bir araştırma alanında kullanmak yersiz bir iş olabilir. Zirâ bunları ve benzerlerini neden — etki bağıntısına uygun şekilde ve positiv—empirik bağlamda sağınca tarif etmek pek zordur.
  2. Ne var ki, bilimleri klasik mekanikten ibâret görmezsek, her bilimin ayrı bir ıstılahdağarını bulundurduğu gerçekliğini kabullenmek zorunda kalırız. Elbette her bilim ıstılahının, genel bilim anlayışının temel isterlerini karşılaması şarttır. Yine de incelediği görünürlükler alanına göre, her bilimde yer alan ıstılahların söz konusu isterleri karşılama derecesi farklıdır.
  3. Bu cümleden olmak üzre, biyokimyadan itibâren canlılar bilimlerine ait terimlerin, neden — etki bağıntısına uygun şekilde ve positiv deneysel bağlamda sağınca tarif edilebilirlikleri gitgide azalmaktadır. Buna karşılık hiç olmazsa bunların önemli bir bölümü olağanüstü ölçüde kılavuzluk görevi görürler.

ö) 1- İşte bir bağıntı kavramı olan birey de böyle ıstılahlardan biridir. Tek ve bir kerelik olan, daha küçük parçalara bölünemez.[2] Taşıdığı özellikler[3] yoluyla başkalarından farklı olana birey denir.[4]

  1. Birey, olayın yahut varolanın kendine işâret eder. Bunu yapabilmek için de bir tümel kavramdan, Eflâtuncu deyişle söylersek, pay alır. Bütün at bireyleri, sözgelişi, attan pay alırlar. Bununla birlikte her at bireyi bir başka at bireyinden farklıdır. Yer aldığı zaman — mekân boyutları ve bütün bünyevî özellikleriyle tek ve eşsizdir. Demekki birey değişen nicelikte nitelikler alabilen, Aristoteles'in deyişiyle, temel taşıyıcıdır.
  2. Gerek tümel kavram gerekse temel taşıyıcı (Y hüpokeimenon) çağımıza değin deneylerce yoklanmağı, dolayısıyla da bilim tarafından doğrulanmağı yahut yanlışlanmağı bekleyegelmiş felsefe-bilimin varsayımları olmaktan ileri gidememişlerdir. Aristoteles'in indinde bunlardan ilki bütün cevherlere yüklemlenebilecek en tümel cevher —yânî varlık— ile daha az tümel olanları, demek cins ile türü, karşılarken; sonrakisi başka hiçbir cevhere yüklemlenemez, ama kendi bütün yüklemlendirmeler ile vasıflandırmaları alabilen ve birey anlamına gelen ilk cevhere tekâbül eder.[5]
  3. Tümel kavramlar, bugünkü canlılar biliminde bireye yüklemlenirler.
  4. Birey, temel özelliklerini paylaştığı öteki bireylerle öbek oluşturur.
  5. Bireyin, benzerleriyle paylaştığı esâslar, günümüz canlılar bilimi uyarınca genetik özelliklerdir. Bunlar, ebeveynlerden tadilâta uğrayarak yavrulara geçerler. Böylelikle belirli bir öbekte canlılar, zamanca hem düşey, hem dikey cihetlerden benzeşirler. Düşey benzeşme 'kuşakdaş'; dikey olansa 'kuşaklararası' bireyleriçin söz konusudurlar.
  6. Özellikle cinsiyetli üreyen türlerde, yumurta ikizleri dışında her birey, daha önce de belirtilmiş olduğu üzre, benzersizdir.[6]
  7. Çünkü her birey, belirli birgenotip olup canlı tekinin genetik bileşimidir. Daha ayrıntılı anlatılırsa, genotip, bir canlının her hücresindeki çekirdekte bulunan DNAside kodlanmış olan genlerin sayıca ve çeşitce tamamıdır. Canlının, hem kendince hem de onunla karşılaşan başkalarınca algılanabilir hâli, fenotipidir.[7]
  8. Şu hâlde bir canlının görünürdeki tüm işleyişleri ile durmadan değişen biçimlerini ömrün başlangıcından itibâren tayin eden gen dağarı, demekki genotipidir.
  9. Genotipin yahut gen dağarının kendisinin belirlediği canlının, canlı ile canlı-olmayan öteki bütün varolanlardan ayırtedilebilirliğini, böylelikle de bireyliliğini tayin eden en temel etkendir. Bu bakımdan belli bir genotip, belirlediği canlı bireyin, Aristoteles'ce söylersek, 'taşıyıcısı'dır (Y hüpokeimenon; L substratum).
  10. Nasılfenotipin taşıyıcısıgenotip ise, onun da belirleyicisi, belli bir canlılar topluluğundaki —tür içindeki— genlerin[8] tamamı demek olan gen havuzudur.[9]

p) 1- Görüldüğü gibi, her canlı bireyin kendine has genotipin ürünü olan ana-örneği var. Demekki ana-örneği nevişahsına münhasır (L sui generis) olup bu duruma o canlı bireyin kimliği[10] denilebilir.

  1. Her canlı birey, kimliğine vucut veren, demekki nevişahsına münhasır fenotipinin çok temeldeki birtakım özelliklerini belli başka canlı bireylerinkileriyle paylaşır. Bu özellikleri paylaştığı öteki canlı bireyler onun türdeşleridir. Onlarla paylaştığı söz konusu temel özelliklerse, mensûb olduğu türün[11] ana-örneğini (Y^-Fr prototype) oluştururlar.
  2. Şu durumda her belirli bir canlının bireyliliğini ifâde eden kimliği söz konusu bireyin mensûb olduğu türün ana-örneğinden, dolayısıyla ona vucut veren gen havuzundan, Eflâtunun deyişiyle, pay alır.

(Ş. Teoman Duralı'nın, Dergah Yayınları'nca yayınlanan 'Hayatın Anatomisi – Canlılar Bilimi Felsefesi – Evrim ve Ötesi' isimli kitabından alıntılanmıştır.)


Ş. Teoman Duralı


[1] Peter Brian ve Jean Medawar: "Aristotle to Zoos", 157. — 158. syflr. —Bkz: Ek 2.

[2] Bölünürse, ona birey dememizi olabilir kılan kimlik yiter.

[3] Bunların sistemli bütünlüğü ona kimliğini verir.

[4] Bkz: A. Menne: "Individuum", II. cilt: G — Q, 295. — 296. syflr.; "Handbuch Wissenschafts- theoretischer Begriffe"de, ayrıca bkz: Annemarie Pieper: "Individuum", III. cilt: G—M, 734.

  • 735. syflr.; "Handbuch Philosophischer Grundbegriffe"de.

[5] Bkz: Aristoteles: "Metafizik", 6/7 (1028b 33 - 1029a 2); ayrıca bkz: Sir W. David Ross: "Aristotle", 23. s.; ayrıca bkz: Marjorie Glicksman Grene: "A Portrait of Aristotle", 73. — 74. syflr.

[6] Bkz: Ernst Walter Mayr: "The Growth of Biological Thought", 633. s.

[7] Bkz: A. Godman ve E. M. F. Payne: "Longman Dictionary of Scientific Usage", 609. s., satırlar: TC010. - TCO11.

[8] 'Gen', kromosomun taşıdığı kalıtım etken birimidir. Bütün hücre çekirdeklerinin kromo- somlarındaki gen dizileriyle kuşaktan kuşağa aktarılagiden değişik bireysel özellikler, kalıtsaldırlar. Genler, boylu boyunca bir kromosom üstünde dizilirler. Bir kromosom boyunca dizilmiş genler, genel kural uyarınca, birbirlerinden hep farklıdırlar —bkz: A. Godman ve E. M. F. Payne: a.g.e., 608. s., satır: TCO01.

[9] Bkz: A. Godman ve E. M. F. Payne: a.g.e., 619. s., satır: TCO78.

[10] 'Kimlik', bir canlıyı meydana getiren özellikler ile niteliklerin toplamıdır —bkz: A. Godman ve E. M. F. Payne: a.g.e., 105. s., satır: APO40.

[11] 'Tür', doğanın belli bir dirimorununda (İng niche) yaşayan canlı topluluklarından (İng populations) olup başkalarından üreme bakımından tecrid olmuş durumda üreyebilir bir camiadır (İng community) —bkz: Ernst Walter Mayr: "The Growthof Biological Thought", 273. s.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.