CHP adayını ilan etti. Muharrem İnce. Kılıçdaroğlu'nun şimdiye kadar dile getirdiği hiçbir kriteri karşılamıyor. Ne tarafsız, ne ekonomist ne de tüm kesimleri kucaklayabilen bir isim. Buna rağmen aday gösterilmesi parti içi pazarlıklar ve dengelerin bir sonucu. Bu da gösteriyor ki CHP ve genelde muhalefet Cumhurbaşkanlığı seçimleri için dillendirdikleri iddialardan vazgeçtiler. Yanlış anlaşılmasın, bir strateji çerçevesinde ya da bile isteye değil; çaresizliklerinden, bir strateji ortaya koyamadıklarından dolayı vazgeçtiler.
Kendi aralarında anlaşamadılar ve çatı aday formülü tutmadı. İkinci turda Erdoğan'ı zorlayacak bir isim de çıkaramadılar. Erken seçim kararının alındığı gün konuşulan en olası senaryoya geri döndüler. Herkes kendi adayını çıkararak mahallesini tutmaya çalışacak ve her parti kendi hesabına çalışarak siyasi arenada var olmaya çalışacak. Akşener, Karamolllaoğlu, Demirtaş ve en son CHP'nin aday gösterdiği Muharrem İnce bu çerçevede aday oluyor.
Esasında yine bu formülle seçimi ikinci tura götürüp ikinci olan isimle Erdoğan'ı zorlayabilirlerdi. Ancak çatı aday arayışı sürecinde dalga konusu olacak kadar başarısız olmaları bu seçeneği de devre dışı bıraktı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura gitmesi çok küçük bir ihtimal. Gitse bile Erdoğan'ı zorlayacak bir isim yok bunların arasında. Tabi ki yine zorlayabildikleri kadar zorlayacaklar. Ancak bir sonuç almaları mümkün değil.
Bu durumu kendileri de anlamış olacak ki meclis seçimlerine yoğunlaştılar. İttifak yaparak mecliste mümkün olduğunca fazla sandalye almaya ve böylece meclisi çalışamaz hale getirmeye çalışacaklar. Bu ittifak hem Erdoğan karşıtlığında buluşma takıntısına karşılık geliyor, hem de barajı aşması mümkün olmayan partilerin vekil çıkarabildikleri takdirde mecliste yer almalarını sağlayacak. Zaten gündemlerinde yapıcı bir muhalefet ya da kurucu bir gündem olmadığı için sandıkta elde edemedikleri başarıyı, meclisi kilitlemeye odaklanacaklar. Böylece Cumhurbaşkanlığı sisteminin çalışmadığını ve eski sisteme dönülmesi gerektiği söylemine bir zemin hazırlamış olacaklar. Sandıkta vatandaşa onaylatamadıkları argümanlarını Türkiye'nin istikrarını baltalayarak zorla dayatmaya çalışacaklar.
Dolayısıyla Cumhur İttifakının önünde yürütmesi gereken ciddi bir süreç var. Her şeyden önce rehavete kapılmaması ve 15 Temmuz zemini üzerinde yakaladıkları havayı dağıtmamaları gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yakalanan avantaj rehavete sebep olmamalı. Özellikle AK Parti vekil adayları ve teşkilatlarının mevcut durumun risklerini vatandaşa anlatmaları gerekir.
Zira yeni sistem Cumhurbaşkanı seçimini meclis seçimlerinden ayırma imkânı tanıdığı için parti teşkilatları da iki kulvarda birlikte çalışmanın önemini kavramalı. Cumhurbaşkanı kamuya açık konuşmalarında bile bu noktayı sık sık vurguluyor. Meclis seçimlerinin önemini hatırlatıyor.
Sistemik dönüşümler doğaları itibariyle birçok sürprize zaten gebe. Bu dönüşüme hangi aktörler daha hazırlıklı ise avantajından da aynı aktörler yararlanır. AK Parti'nin kendi eliyle gerçekleştirdiği dönüşümden zararlı çıkmaması için dikkatli olmak gerekir.