31 Mart'a giderken iki ittifak var. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı. Cumhur İttifakı açısından her şey şeffaf bir şekilde kamuoyunun gözü önünde gerçekleşiyor. AK Parti ve MHP seçime birlikte giriyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP genel başkanı Devlet Bahçeli güçlü bir iradeyle süreci yönetiyor. 30 büyükşehirde ve 21 ilde ortak adaylar destekleniyor. YSK'ya teslim edilen listeye göre 44 ilde AK Parti, 7 ilde MHP'nin adayı desteklenecek. İlçelerde de buna göre dağılım yapılmış durumda. Ayrıca Büyük Birlik Partisi de 30 büyükşehirde aday çıkarmayarak Cumhur İttifakını destekleyeceğini açıkladı. Dolayısıyla seçmen muhatabının kim olduğunu ve ne söylediğini net şekilde biliyor. Kafa karışıklığı yok.
MİLLET İTTİFAKI'NDA HDP VE SP ETKİSİ
Millet İttifakı ise tam bir muamma. Şeffaflık ve açıklık konusunda sorunlar yaşanıyor. CHP ve İyi Parti tarafından oluşturulan resmi ittifakın içinde HDP ve Saadet Partisi'nin de yer aldığı konusunda pek çok veri var. HDP yöneticileri ve PKK zaten açıkça bunu dile getiriyor. Cumhur İttifakı'nın karşısındaki partileri destekleyeceğiz diyor. HDP Şişli ilçe başkanı CHP toplantısına katılarak destek konuşması yapıyor. Ayrılıkçı cümleler kullanmasına rağmen salondan alkış alıyor.
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu biri partisinin aday tanıtım toplantısında biri de Habertürk'te olmak üzere Saadet Partisi'ne iki kez teşekkür etti. Dirsek temasında ve işbirliği içinde olduklarını vurguladı. SP cephesinden bu cümleleri reddeden bir açıklama yapılmadığı gibi Erdoğan'a karşı 28 Şubatçılar da bizi desteklemeli türünden tuhaf ifadeler kullanıldı. HDP ve CHP Adıyaman ve Şanlıurfa'da AK Parti'ye karşı Saadet Partisi lehine seçimden çekildi. HDP ve CHP bu iki ilde Saadet adayı için ittifak yapıyor.
Öte yandan bir sosyalist parti olan ÖDP'nin genel başkanı Alper Taş CHP'nin Beyoğlu Belediye Başkan adayı olarak açıklandı. HDP sempatisini gösteren sosyal medya mesajlarıyla bilinen Şerdil Dara Odabaşı Kadıköy'den belediye başkan adayı gösterildi. İki ismin de HDP'nin ayrılıkçı siyasetine yönelik övücü açıklamalarına rağmen bu adımlar atıldı. Bu işbirlikleri ve ittifaklar karşısında kendisini milliyetçi olarak tanımlayan İyi Parti'den yönetim bazında bir açıklama gelmiyor. Sessizlikle işi kotarabileceklerini sanıyorlar.
Bu bağlamdaki örnekler çoğaltılabilir. Fakat buna gerek yok. Çünkü onca veriye ve sahadaki yakın ilişkiye rağmen CHP, İP ve SP üst yönetimleri bu gerçekleri reddediyor. Her şeyin toplumun gözü önünde olmasına rağmen bu şekilde konuşabiliyorlar.
KORKMAYIN, BİRAZ CESARET
Halbuki Türkiye'de toplumun en temel özelliklerinden biri mertliği, samimiyeti ve dürüstlüğü sevmesidir. Bu yüzden karşısına çıkan siyasetçide aradığı ilk niteliklerinden biri de cesarettir. Karnından konuşmayı bir gelenek haline getiren, söylemek istediği şeyi açıkça söylemek yerine sürekli topu taca atarak konuşanlara pek pirim vermez. Alavereden ve dalavereden hoşlanmaz. Hele siyaset zemininde ülkeyi ve şehirleri yönetmeye talip olanlarda bu türden sıfatlar gördüğünde onu ömrü billah kenarda bekletir. Yol vermez. Tek Parti devrinden sonra bu milletin CHP'ye hayatı boyunca tek başına iktidarı teslim etmemesinin en temel gerekçelerinden biri de budur.
Millet sadece seçim dönemlerinde değil, sair zamanlarda da kim ne diyorsa ve kiminle işbirliği yapıyorsa yüksünmeden karşısına çıkmasını ister. Bulanık gölde balık avlamak için bekleyenleri de avlanmak için dumanlı havanın yolunu gözleyenleri de kara kapaklı deftere not eder. Pek şansları olmaz. Bu yüzden ikircikli bir dil kullanarak bazen görmedim-duymadım bazen de haberim yoktu havasına yatanların hakikati milletin gözünden kaçırabildiklerini sanması büyük bir yanılgıdır.
Millet CHP İttifakının ucunu da bucağını da görüyor ve biliyor. İlginç olan sürekli deve kuşu hikayesini oynayıp mağlup olan siyasetçilerin aynı sahneyi yeniden oynayarak yenilgiye doymamasıdır.