Yeter ki bir kitabın içine bak
Sihirli sözleri ve gizemi görürsün
Yeter ki bir kitabın içine bak
Her türlü ruhu, mantığı, mantıksızlığı ve hayali görürsün
Yeter ki bir kitabın içine bak
Nasıl büyüdüğünü, serpildiğini ve bereketlendiğini görürsün...
(Ivy Eastwick)
Hayat boyu okuma alışkanlığını kazanmak okuryazarlık kavramında önemli yer tutuyor. Okur Yaklaşımı Kuramı (Reader Response Theory) ya da Okumada Etkileşimci Bakış Açısı (Transactional View of Reading) okuyucu, metin ve yazar arasındaki etkin iş birliğini vurguluyor. Özellikle okuyucuyu kitap / metin ve yazarı arasında etkin konuma getirir. Yani okuyucu metnin yazarı kadar önemlidir. Okuyucu, metin ile iletişim kurar, yorumlar, anlam çıkarır ve içselleştirir. Bunu yaparken kendi kişiliğinin yanı sıra hayat deneyimleri, bilgi düzeyleri, konu ile ilgileri, konuya ne kadar aşina olduğu, metnin yapısı, kitap okuma alışkanlıkları ve anlam çıkarma stratejileri metni özümsemede ve içselleştirmede büyük rol oynar. Bu alışkanlığın çocuk döneminden kazanıldığını biliyoruz. Bu nokta gelişim süresinde basamak olan bir edebiyat türü karşımıza çıkıyor. Çocuk edebiyatı…
ÇOCUK EDEBİYATI VE DİL GELİŞİMİ
Anadil gelişiminin ilk aşaması dinleme becerisinin gelişimidir. Dil kullanımında bir üst başlık olarak söz varlığı kavramı verilir ve bu kavramda çocuk edebiyatı daha da önem arz eder.
Söz varlığı; bir dildeki sözcük dağarcığı olarak tanımlanır ve alıcı, üretici söz varlığı olarak ikiye ayrılır. Alıcı söz varlığı, dinleme ve okuma becerisi ile oluşup gelişirken; üretici söz varlığı, alıcı söz varlığındaki gelişmelere eklemlenerek, konuşma ve yazma becerileri ile oluşur. Alıcı söz varlığının kısa süreli bellekte biriktirdiği tüm içerik söz varlığını besler.
Dinleme ve anlama becerisiyle gelişen alıcı söz varlığında biriken, yer alan söz unsurları; konuşma ve yazma becerileri ile işlev kazanır. Bir hikâye ya da masal anlatmak, bir düşünce yazısının ana fikrini söylemek, roman kahramanını olay, çevre, zaman üçgeninde değerlendirebilmek, alıcı söz varlığındaki birikimin üretici söz varlığına dönüşmesini sağlar. Bu noktada çocuk edebiyatının katkısı son derece önemlidir.
ÇOCUK İÇİN OLUŞTURULMUŞ EDEBİYAT
Çocuk edebiyatı okuma kültüründe önemli bir yere sahip olduğu için okuma alışkanlığı kazanımına da bir yatırım teşkil eder. Çocuk edebiyatı çocuğun hayatına bereket ve zenginlik katar. Farklı dünyaya, derinliğe ve zenginliğe merdiven olan kitap her basamakta çocuğun keşfetmesini, anlamasını, yorumlamasını, zevk almasını ve iç dünyasının zenginleşmesini sağlar.
Araştırmacılar ve eğitimcilere göre çocuk edebiyatı;
• zevk verir,
• merak uyandırır,
• farklı deneyimler kazandırır,
• gizem, serüven, heyecan, çalkantı, telaş, beklenti gibi duyguları tattırır,
• başka insanları, yerleri ve zamanları yaşatır,
• kendi dünyalarını anlama ve yorumlama olanağı sağlar,
• problem çözme becerilerini geliştirir,
• insan davranışının iç yüzüne ışık tutar ve anlayış kazandırır,
• görgü ve manevi kuralları bir bağlam içinde sunar,
• duygu paylaşımı sağlar, merhamet duygusunu geliştirir.
Eğitim açısından işlevleri de geniş kapsamlıdır;
• kültürel zenginliğimizi aktarır,
• başka kültürlere ev sahipliği yapar,
• dil gelişimini sağlar,
• okuma-yazma gelişimine katkıda bulunur,
• okuduğunu anlama, kelime dağarcığını zenginleştirme, bilgi içerikli, öykü ya da hayale dayalı anlatım şemalarının farkında olmasını sağlar,
• yaratıcı düşünmeyi ve eleştirel bakmayı teşvik eder,
• konuşmayı ve akıcılığı geliştirir,
• farklı konuların ve bilginin deryasına ulaştırır.
ÇOCUK KİTAPLARI NASIL DEĞERLENDİRİLİR?
Çocuk kitapları, biçimsel özellikleri (dış yapısı) ve içerik özellikleri ( iç yapısı) açısından çeşitli kriterlere uygunluğu çerçevesinde değerlendirilir.
Biçim açısından değerlendirirken; kitabın boyutu, kâğıdın cinsi, yazının puntosu (boyutu) sayfa düzeni, resimler dikkat edilmesi gereken hususlardır. Kitabın boyutu kolay okunur olmasına fırsat vermeli, kitap hacim ve ağırlık yönünden taşınabilir olmalı.
Çocuk kitaplarında kaliteli bir kâğıt kullanılmadığı zamanlarda kullanılan renklerin baskı kalitesinin düşmesine, yazıların iyi okunmamasına ve kolay yırtılmasına sebep olur. Bu durum okuma alışkanlığını olumsuz yönde etkileyerek okuma isteksizliğine sebep olur. Bu nedenle kullanılan kâğıt mat, dayanıklı, birinci veya ikinci hamur kâğıt olmalı.
Sayfa düzenlemesi açısından çocuk kitaplarında okunabilir genişlikte satır aralığının olması, sayfaların tek sütun olarak düzenlenmesi okuma sürecini kolaylaştırıyor. Harf boyutu 1,2 ve 3'üncü sınıflar için 12 puntodan büyük olmalı; 4 ve 5'inci sınıflarda 10 puntoluk harfler kullanılmalı. Görsel içerik açısından kitaplardaki resimlerin konuya uygun, sayfa düzeninde de birlik ve bütünlüğü sağlaması gerek. Resimler içerik açısından da açıklayıcı, yorumlayıcı, eğlendirici ve en önemlisi estetik değere sahip olması gerekiyor.
Görsel içeriğin yoğunluğuna bakılırsa okulöncesi ve okumaya yeni başlayanlar için kitabın dörtte üçünün, 8 yaşının üzerindeki çocuklar için kitabın dörtte ikisinin resim, 10 yaşının üzerindeki çocuklar için kitabın dörtte biri resimli olmalıdır. Sağlam, çocuğun hoşuna giden çekici bir kapak ve cilt, eserin okunma ve uzun süre saklanma şansını arttırır.
İçerik açıdan değerlendirirken; kitabın teması, konusu, kahramanı, anlatım dili ve kurgu planının çocuğun gelişimine uygunluğu ve katkısı üzerinde durulmaktadır. İşlenecek tema açısından sevgi, saygı, doğa bilinci ve etik değerlere yer verilirken, yazar ve okur arasındaki bir duygu ve düşünce alışverişi yapılırken eserlerde politik ve ideolojik güdümlülüğe yer verilmesi gerekir. Evrensel değerlerin kitaplarda yer alması çocuğun dünya görüşünü genişletir. Çocuğun okuduğu kitaptaki kahramanlarla özdeşim kurduğu biliniyor. Bu nedenle, kahramanların fiziksel ve ruhsal portreleri güçlü bir biçimde çizilmeli. Dil sade, günlük kullanıma uygun olması; cümlelerin de kısa ve anlaşılır olması gerekir.
"Çocuk edebiyatını yetişkin edebiyatından ayırırken çocuğun gözünden dünyayı tanımlamak önem arz eder."
En temelde verilmek istenen iletiler öğüt verici olmamalı, değişik olaylar arasında neden sonuç ilişkisi kurmaya yardımcı olmalı, çocuğun esnek düşünmesini sağlamalı, yaratıcılığını destekleyip öğrenmeye karşı güdülemelidir.
YAŞA GÖRE KİTAP SEÇİMİ NASIL OLMALI?
0-2 Yaş Arası Dönem
Bu dönem kitaba ilginin başlayacağı dönemdir. Önemli olan bu dönemde, çocuğun kitapla karşılaşmasıdır. Genelde yazısız, basit olaylar, çocuğun beş duyusuna hitap eden, çocuğun nesneleri ve çeşitli kavramları öğrenmesine olanak sağlayan kitaplar seçilmeli. Bu dönemde çocuklara dokunabilecekleri tahta, kumaş, mukavva materyallerinden yapılmış kitaplar alınabilir.
2-7 Yaş Arası Dönem
2-4 yaş arasındaki çocuklar için kitapların renkli ve bol resimli olması gerekir. Resimlerin altında yer alacak kısa açıklamalar ile resim ve yazıların birbirini tamamlaması beklenir. Yetişkin yazıyı okuduğunda çocuk yazıyı takip edebilmeli.
4 yaş çocuğu çevresiyle alakalı sorular sormaya başlar. Çevreye yönelen ilgi, kitap seçimlerinde de yansır. Doğa ve hayvan öykülerine ilgi duyarlar. Bol illüstrasyonlu ve kısa metinli kitaplar uygundur.
4-6 yaş civarı çocuklarda kitap kapsamı genişler. Çocuklar çoğunlukla resimli öykü, tekerleme, bulmaca ve bilmecelerden hoşlanır. Bu yaş grubu için seçilecek kitaplarda mekân ve zaman kavramlarının oluşmasına, dil ve anlatım becerisinin, hayal gücünün gelişimine yardımcı olacak özellikler aranmalı.
7-11 Yaş Arası Dönem
7-8 yaş civarında olan çocukların hayatına artık ders kitapları girmeye başlar. Ders kitaplarından başka halk hikâyeleri, kişilik verilmiş hayvanlar ve makinelere ait hikâyeler, şiirler ve çocuk edebiyatının da okunmaya başlanır.
9-10 yaş civarında çizgi ve resimli romanlara ilgi var. Masal, macera ve gezi kitapları daha fazla tercih ediliyor.
11-15 Yaş Arası Dönem
11-12 yaş aralığı cinsiyete göre kitap seçiminin belirginleştiği dönemdir. Erkek çocukları spor ve maceraya yönelik kitaplar okurken kız çocukları romantik kitaplara ilgi duyarlar. Resimli romanlar yerini edebi romanlara bırakır. Bu dönemde kütüphane kullanma alışkanlığı pekişir. Edebiyat kültürünü kazanacak sosyal hayattan ve daha gerçekçi konuların işlendiği kitaplar seçilmeli.
13-15 yaş aralığındaki çocuklarda ergenliğe geçişin başladığı dönemdir. Fen, teknik, macera, dedektiflik hikâyeleri, romantik hikâyeler ve tarihi romanlar bu dönemde en fazla okunan türler. Rol model düşüncesi baskın olduğu için biyografiler de dikkat çeker. Bu dönemde toplumsal değerleri pekiştirecek kitaplar seçilmeli.
DÜNYADA ÇOCUK EDEBİYATININ TARİHÇESİ
Batı dünyasında çocuk edebiyatı ninniler ve büyükler tarafından anlatılan masallarla başlar. Eski zamanlarda hiç kitap yoktu. Kabilelerdeki hikâye anlatıcıları kültürün, adetlerin, değerlerin ve tarihin birer koruyucusuydular. Hikâye anlatma asırlar boyunca bir nesilden diğerine bir toplumun geleneklerini ve inanışlarını aktarmanın temel yöntemi oldu. O devirlerde anlatılan hikâyeler aslında büyükler içindi. Ama çocuklar da bunları dinleyip kendilerine uygun olanları benimserlerdi. Daha sonraları halk ozanları bu hikâyeleri derleyip, toplumdan topluma taşıdılar. Balat yani şarkıyla hikâye anlatma, destan, epik gibi halk masalı türleri de böyle oluştu.
15. yüzyılda İngiliz matbaacı Caxton ilk defa büyükler için küçük cep masalları bastı. Heyecan ve macera içeren bu kitapları İngiliz toplumunun halk tabakası okumaktaydı. Üst kesim ise Horn Book adı verilen ve boynuzdan yapılmış koruyucuların içine yerleştirilmiş bakır levhalardan oluşan kitapları okuyorlardı.
18. yüzyıla gelinceye kadar İngiltere'de aşırı dinci bir akım olan Quakerizm vardı. Bu akım çocukların son derece sıkı bir disiplinle yetişmesini savunuyordu. Çocuklar için hazırlanmış kitaplar daha çok İncil'den kaynaklanan kitaplardı ve hikâyelerin sonu hep ölümle bitiyordu. Bu çocuk kitapları karamsarlık ve dindarlık aşılıyordu.
Bu sıralarda Fransa'da Charles Pearault 14. Lui döneminde çocuk kitaplarının babası olarak anılmaktaydı. Halk ağzında dolaşan masalları toplayıp, kısaltarak çocuklar için 1697 yılında bastı. Bunların içinde "Kül Kedisi", "Parmak Çocuk", "Mavi Sakal", "Kırmızı Başlıklı Kız", "Çizmeli Kedi", Uyuyan Güzel" gibi eserler var. Böylece ilk kez Fransız çocukların kendilerine ait kitapları olmuştu.
Bu kitaplar önce İngiltere'de sonra da Almanya'da basıldılar. İngiltere'de bunları John Newberry İngilizce'ye çevirip, 1727 yılında "Tales of Matter Goose" adı altında yayınladı. Gerek İngiltere'de gerekse Fransa'da çocuklar için yazılan kitaplar bu dönemden sonra artış gösterdi.
Daha sonra kitaplar bildiğimiz gibi basılmaya ve ciltlenmeye başlandı. Çocuklar, Daniel Defoe'nun Robinson Crusoe'su ve Jonathan Swift'in Gulliver'in Gezileri gibi yetişkin kitaplarını benimsediler. 1744'da John Newbery"nin "A little Pretty Pocket book(Küçük Şirin Cep Kitabı)" isimli kitabı yayınlandı. 18. yüzyılın ikinci yarısında Sarah Trimer ve diğer yazarlar başlamış olan bu öğretici, eğitici geleneği sürdürdüler.
Çocuk kitapları sözel geleneklerden beslenen ve derlenerek bir araya getirilen hikâyelerdi. Ayrıca Joseph Jacobs tarafından kayda geçirilerek korunan İngiliz masallarının yanı sıra Grimm Kardeşler tarafından derlenmiş olan Alman hikâyeleri de mevcut.
19. yüzyılda İngiliz Edward Lear tekerleme türü şiirlerden oluşan "Book of Non Sense" isimli bir kitap yazdı. Çocuk edebiyatına neşe ve yaşama sevinci getiren bu kitap çok tutulmuştur.
Çocuk kitaplarındaki gelişme 19. yüzyıla kadar yavaş olmuştu. Bu dönemde düşünceleri yaygınlaşan J.J Rousseau'nun eğitim teorisi yanlış anlaşılmış ve pek çok didaktik içerikli eser ortaya çıkmıştı.
19 yüzyılda çocuk kitaplarının konuları genişletildi. Loise May Alcott'un "Küçük Kadınlar"ı aile hikâyelerini popüler hale getirdi. Robert Louisse Stevenson'un "Define Adası" da aynı etkiyi macera hikâyeleri açısından yarattı.
20 yüzyılın başlamasından hemen önceleri Anna Swell'in "Siyah İnci" gibi hayvan hikâyeleri ve Lewis Carroll'un "Alice Harikalar Diyarında" gibi fantastikleri o güne değin var olan kitap türlerini genişletti.
19. yüzyıl sonlarına doğru özellikle küçük çocuklar için yazılan dergiler ortaya çıkmaya başladı. Çocuklar için yazılanların öğretici olmak zorunda olmadığına inanan Mary Mapes Dadge "St Nicholas" isimli derginin editörlüğünü yaptı.
20. yüzyıl başlarında Lucy Sprague Mitchell'in "The Here and Now Story Book" isimli kitabı ile yetişkinler ilk defa çocukların küçük yetişkinler değil başka varlıklar olduğu fikriyle karşılaştılar. Bu dönemde çocuk edebiyatındaki çeşitlilik genişlemeye devam etti.
20. yüzyılın başlarında C.B Falls'un ABC isimli kitabının resimleri kaliteli ağaç oyma tekniğinin örneklerini içeriyordu ve yeni gelişen teknoloji olanaklar resimli kitaplara yönelişi kolaylaştırıyordu.
Rudyard Kipling çocuklar için mizahın önemli olduğunu düşünüyordu. 1902′de yayınlanan "Just so Stories" adli kitabı bugün de popülerdir. Beatrice Potter aynı yıl "The Story of Petter Rabbit" isimli kitabıyla edebiyata hayvan öykülerini dahil etti. O zamandan itibaren de hayvan hikâyeleri çocukların en sevdiği tür oldu. Daha sonra dünyanın tüm ülkelerinde çocuk edebiyatı örnekleri her gün biraz daha gelişerek ve artarak yayınlanmaya başladı.
TÜRKİYE'DE ÇOCUK EDEBİYATI
Türkçe sözlükte çocuk, "Bebeklik çağı ile ergenlik çağı arasındaki gelişme döneminde bulunan insan" olarak geçer. Edebiyatın edep kökünden gelmesi ve muhatabının da insan olması bu tanıma ayrı bir değer katıyor. Edebi eser bir üst dil vasıtası ile ve bir estetik kaygı ile ortaya konulan, insanı hedef alan sanat eserleridir. Çocuk da bir insan olduğuna göre terbiye, naziklik, usluluk, zariflik anlamına gelen edep kavramı ile çocuk kelimesinin bir arada kullanılması son derece isabetlidir.
Çocuk edebiyatı metinleri bütün dünyada olduğu gibi bizde de önce sözlü gelenek içinde oluştu. Daha çok dini ve milli kaynaklara dayanan bu metinler sonradan derlenip yazıya geçirilerek çocuk edebiyatının temelleri atılmış oldu. Fakat destan, masal, efsane, halk hikâyesi, hayvan hikâyeleri, bilmece, ninni, tekerleme ve manilerden oluşan bu zengin malzeme, yazılı anlatımın gelişmesi ile eski önemini kaybetmeye başladı.
"Çocuk edebiyatını, çocuğa dıştan bakışı terk ederek içten bakışı amaçlayan pedagojik eğilimleri ve psikolojik açılımları öne çıkaran sanatçı bakışın ortaya çıkardığı bir gerçektir."
Şinasi'nin LA Fontaine'den çevirdiği Kurt ile Kuzu hikâyesi çocuk edebiyatı konusunda Tanzimat'tan sonra yapılan ilk çalışmalardan. Türkiye'de tamamı ile çocuklara hitap eden ilk şiir kitabını İbrahim Alaattin Gövsa'nın Çocuk Şiirleri adıyla yayımladığını görüyoruz. Daha sonra; Ali Ulvi Elöve değişik dergi ve gazetelerde yayımladığı şiirlerinin Çocuklarımıza Neşideler adı altında kaleme aldı. Tevfik Fikret'in Şermin'i Ali Ekrem Bolayır'ın Çocuk Şiirleri ve Şiir Demeti çocuk edebiyatını şekillendirmeye başladı.
O günden bugüne Çocuk Edebiyatı dediğimizde Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Aka Gündüz, Mehmet Fuat Köprülü, Orhan Seyfi Orhon, Enis Behiç Koryürek, Yusuf Ziya Ortaç, Hasan Ali Yücel, Faruk Nafız Çamlıbel, Halide Nusret Zorlutuna, Kemalettin Kamu, Necmettin Halil Onan, Ömer Bedrettin Uşaklı, Vasfi Mahir Kocatürk, Yaşar Nabi Nayır, İlhami Bekir Tez, Behçet Kemal Çağlar, Nihal Atsız, Aziz Nesin, Kemalettin Tuğcu, Ceyhun Atuf Kansu, Gülten Dayıoğlu, Yalvaç Ural bir anda hatırladığımız zengin kadromuz oluyor.
EĞİTİM FAKÜLTELERİNDE DERS OLDU
Yükseköğretim Kurulu başkanlığı ve Mili Eğitim Bakanlığı 1996 yıllarının başlarında eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirme programlarını yeniden ele alıp düzenledi. 1998 yılından itibaren çocuk edebiyatı, eğitim fakültelerinde; okul öncesi öğretmenliği anabilim dalından başlanarak, sınıf öğretmenliği, sosyal bilgiler öğretmenliği, Türkçe öğretmenliği ve işitme engelliler öğretmenliği anabilim dallarında zorunlu ders ve edebiyat fakültelerinde; Türk dili ve edebiyatı anabilim dalında seçmeli ders olarak okutulmaya başlandı.
Edebiyat ürünlerimiz gün geçtikçe artıyor. Ailelerin çocuklar üzerinde kitap seçiminde destekleyici ve yardımcı olması kadar bir iş de öğretmenlere düşmekte. Peki öğretmenler çocuk edebiyatına ne kadar hakim? YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldığı karar neticesinde birçok öğretmen adayı eğitim gördüğü anabilim dalında çocuk edebiyatı dersini gördü. Araştırma sonuçlarına bakıldığında öğrencisine rehber olan öğretmenin de okuma kültürüne sahip olmadığı, kitaplar konusunda yetersiz kaldığı görülüyor. Buradan hareketle çocuk edebiyatının teorisini bilmek kadar hayatın içerisine yerleştirmek bir öğretmenin aslî görevlerinden olmalı.
(Derlenmiştir.)