"Ey güzel mermer, gözü sana ilişenlerin gönül gözünü açasın. Sana dokunanlara aşkı öğretesin."
Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmed Han "Şehr-i İstanbul'un alınmasının kâfi olmadığını, asıl şehrin inşa edilip reayanın gönlüne girmek gerektiğini" buyurmuş ve Mimar Hayreddin'e payitahtın yeni başkentine çarşıların şahı Kapalıçarşı'nın imarını emretmişti.
"Kapalı Çarşı" şiirinde ifade edilmek istenen duygu ve düşünce İkinci Yeni akımına mensup şairlerde olduğu gibi, doğrudan doğruya değil, dolaşık ve müphem bir şekilde ortaya konulur. Fakat Sezai Karakoç hayata bakış açısı tarafından ne bu akıma ne de aynı üslubu kullanan ve çoğu Marksist olan gruba dahil oldu.
Onu umumi bir ideoloji veya yönelime bağlamak istersek milliyetçi, dindar, muhafazakar zümreye dahil edebiliriz. Bu zümreye mensup şairlerin çoğu yanlış bir görüşle İkinci Meşrutiyet'ten sonra gelişen Halk edebiyatı geleneğine bağlı, vezinli, kafiyeli ve açık üsluplu şiirler yazmakta ısrar etmişlerdi. Onlarda bir kanaat olarak şekil ve ifade tarzıyla milliyetçilik arasında zorunlu bir ilişki vardır. Türkiye'de çok kuvvetli olan milliyetçi ve dindar zümrenin zamana göre değişmesi icap eden ifade tarzını belli bir şekil içinde dondurmuştur. İşte Sezai Karakoç'un şiiri bu bakımdan dikkat çeker. O, Cumhuriyet devrinde birbiriyle çatışan iki asli eğilimin ikisinden de ayrı, kendine has bir yol tutar.
KAPALI ÇARŞI
Kendi yastıklarına gölge salmasın
Çocuklarının öpüşleri onlara anlat
Onlara anlat yağmur karşılıklı yağar
Ruhların içindeki müzikle karşılıklı
Kapalı Çarşı içinde bir sigara
Bir keman kılıfı senin saçlarına sürünen yağ
Onlara anlat kadınların gözlerinin içinden geçer
Kapalı Çarşı ve Kapalı Çarşı'ya götüren saat
Bir inci gerdanlık dumanları içinde kapkara
Anlamağa başladığı ağır ve çekilmez kelimeler içinde dağ
Senin resmin ince gerdanlığın siyah parlaklığı içinde ışıklı
Işıklı ışıksız yandan ve önden ışıksız arkadan ve içten ışıklı
Onlara anlat ki insan kelimelerden ve şiirden yaratılmadı
Tüyler içinde gelen yeni dünya
Bir sandalye kadar hür olduğu gün
Sen cuma gününün hürriyet kadar kutsal olduğunu onlara anlat
Benim aynamı küçültüp büyülten onlar
Benim aynamı aynalıktan çıkaran
Kapalı çarşılar içinde fikre ve gerçeğe
Neler neler etti anlarsın onlar
Şemsiyeler gibi
Felaketlerin en şakacısına açılıveren onlar
Kendi yastıklarına gölge salmasın
Çocuklarının öpüşlerini onlara anlat
Kendi yastıklarına düşmesin
Dostlarının kadınları üstündeki gölgesi onlara anlat
Kapalı çarşılar içinde
Aslanların ağaç kabuğuna yazdığı şiir
Kapalı Çarşı içerisinde
Açık ve keskin yumuşak ve güzel Kur'an sesleri
Kapalı Çarşı içinde kapalı rüya çarşıları
Kapalı çarşı içinde öfke ve af çarşıları
Kapalı Çarşı'ya gittiğin zaman
Bir yangın sonrasının gazetelerini okudun
Bir gazete uzun ve kul olmuş bir gazeteydi kapalı çarşı
Mavi gözlü bir gazete
Kapalı Çarşı içinde bulutların en senin olanı
Sen bana kapalı çarşı
Şüphesiz o kadar satılan ve alınanlar var ki
Şüphesiz bir harita kırığı
Bir yapma deniz parçasıyla kapalı Kapalı Çarşı
Sen kapalı çarşılar üstüne yağmur yağanı
Yağmurun iyi ve doğru yağmadığını onlara anlat
Kapalı Çarşı şiiri daha ziyade sol temayüle mensup şairlere katılabilecek veya muhafazakar düşünce taşıyanların onlarda buldukları bazı davranışları itham eden fikirleri içerir. Şiirde belirsiz olarak "onlar" diye vasıtalı bir şekilde hitap edilen insanlar, ahlaki kıymetlere değer vermeyen, dine saygı duymayan, fikir ve gerçeği bozan "felaketlerin en şakacısına şemsiye gibi açılıveren" "satılan ve alınan" kimselerdir. Bu ithamlar kapalı olduğu için belki okuyucuyu ikna etmeyebilir. Fakat şairin diğer şiirleri okununca, maksadın bu olduğuna kesin bir kanaat hasıl olunur.
"Kendi yastıklarına gölge salmasın
Çocuklarının öpüşlerini onlara anlat
Kendi yastıklarına düşmesin
Dostlarının kadınları üstündeki gölgesi onlara anlat" mısraları "onlar"ın aile ahlakı karşısındaki tutumlarıyla ilgili bir telmihi içeriyor. Marksist şairler cinsî sahada tam bir serbestlik taraftarıdırlar.
Sezai Karakoç, eski ahlak kurallarına bağlıdır
"Kapalı Çarşı" şiiri de turistlerin akın ettikleri İstanbul'un meşhur doğu pazarı ile ilgili olduğu için bahis konusu "onlar"ın yabancılar olduğu düşünülebilir. "Onlara anlat ki insan kelimelerden ve şiirden yaratılmadı" mısrasıyla bahsedilen kişilerin edebiyatçı oldukları da aşikar.
Sezai Karakoç'u "onlar"dan ayıran en mühim özelliklerden biri de din karşısındaki tutumudur. "Onlar" hürriyete değer vermekle beraber dine karşı saygı duymazlar.
"Sen Cuma gününün hürriyet kadar kutsal olduğunu onlara anlat"
Anlaşılması güç telmihlerle dolu olan modern şiirde kelimelerin manaları kayar. Bundan dolayı onları tefsir ederken kesin hükümler vermekten kaçınmak gerekir. "Kapalı Çarşı" şiirinde "Kapalı Çarşı" sözü hem Kapalı Çarşı'yı ifade ediyor hem de "Kapalı çarşılar içinde fikre ve gerçeğe / Neler neler etti anlarsın onlar" mısralarındaki gibi mecazi anlam taşıyor. Bu son kullanış şeklinde, onu "gizli ve dolaşık yollardan" manasına almak mümkündür. "Sen bana Kapalı Çarşı" mısrasında aynı kelime "esrarlı, anlaşılmaz alem" diye tefsir edilebilecek bir üçüncü manaya doğru kayar.
Şiirin başlığı "Kapalı Çarşı" olmakla ve metinde sık sık bu sözü kullanmakla beraber, şiirini asıl maksadı, Kapalı Çarşı'yı tasvir etmek değil. Daha önce Orhan Veli de Kapalı Çarşı'yı objektif olarak tasvir eden bir şiir yazdı. Behçet Necatigil'in de bir kitabının adı Kapalı Çarşı'ydı. Daha birçok şair Kapalı Çarşı'dan bahsetti. Bunun sebebi olarak çarşının eskiyi ve doğuyu kuvvetle hatırlatması, bundan dolayı da sembolik bir anlam taşımasını gösterebiliriz. Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur romanında Kapalı Çarşı'yı geniş olarak tasvir etmiş, onda bizim tarihimizin bir cephesini görmüştü.
Sezai Karakoç din ile beraber tarihe de saygı duyar
"Kapalı Çarşı" şiirinde çarşıya bizim eski medeniyetimizi temsil eden bir mana vermek mümkün.
"Kapalı Çarşı içinde kapalı rüya çarşıları / Kapalı Çarşı içinde öfke ve af çarşıları" mısralarında Kapalı Çarşı'nın taşıdığı mana genişliyor ve derinleşiyor.
"Onlar"ın davranışlarıyla Kapalı Çarşı'nın sembolleştirdiği mana arasında bir tezat var. bu tezat, şairin "sen" diye hitap ettiği bir kadın hayali uyandıran mısralarda daha belirli ve kuvvetli görülür. Burada Kapalı Çarşı ile ilgili bir varlık –kadın ve inci gerdanlık- ideali Kapalı Çarşı'nın taşıdığı mana genişliyor ve derinleşiyor.
"Onlar"ın davranışlarıyla Kapalı Çarşı'nın sembolleştirdiği mana arasında bir tezat var. Bu tezat, şairin "sen" diye hitap ettiği bir kadın hayali uyandıran mısralarda daha belirli ve kuvvetli görülür. Burada Kapalı Çarşı ile ilgili bir varlık –kadın ve inci gerdanlık- idealize edilir. Bu kadın hayali, aşk ve ahlak konusu ile ilgili olarak birinci parçayı baz almak mümkün.
"Onlar" laubali, saygısız, sahte davranışlarıyla şairin yücelttiği kıymetleri adeta ayaklar altına almış oluyorlar. "Onlara anlat yağmur karşılıklı yağar / Ruhların içindeki müzikle karşılıklı"
Sezi Karakoç, "Kapalı Çarşı" şiirine giren tenkitçi tavrını ve muhtelif kıymetlere bağlılığını bütün şiirlerinde tutarlı ve belirli bir şekilde ifade etmez. Kapalı Çarşı ve Ötesini Söylemeyeceğim şiirlerinde görülen "biz" ve "onlar" ayrılışı bütün eserlerini kapsamaz.
(Şiir Tahlilleri, Mehmet Kaplan)