Arama

Eski Türklerde engellilere yönelik uygulamalar

Tüm ülkelerce 3 Aralık, Dünya Engelliler Günü olarak kabul ediliyor. Bu özel gün müsebbibiyle bizler, engelli bireylerin yaşamlarında karşılaştıkları sıkıntılara yakından şahit oluyoruz. Günümüzde bu özel bireyleri kapsayan ve içine alan pek çok korumacı kanun bulunuyor. Peki, bu eskiden de böyle miydi? İlk Türk devletlerinde engelleri nasıl karşılanıyordu? En önemlisi de onlar için özel yasalar var mıydı? İşte, Eski Türklerde engelli bireylerin dıurumları...

NASIL KUTLANMAYA BAŞLANDI?

🔸 1992 senesinde Birleşmiş Milletler tarafından 3 Aralık, "uluslarası farkındalık" adı altında Dünya Engelliler Günü olarak kabul edilir.

🔸 Böylesine özel bir günde, dünyanın her noktasında özel programlar düzenlenmekte ve her yıl değişik bir temayla "engellerin aslında bir engel olmadığı" vurgulanmaktadır.

🔸 Engelli bireyler, Türk tarihi boyunca kanunlarla koruma altında tutulur.

Birleşmiş Milletler

Birleşmiş Milletler kısaltılmış ismiyle BM, 24 Ekim 1945 yılında kurulmuştur. Amacı; dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslararasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmaktır.

ESKİ TÜRKLERDE ENGELLİLERE NASIL DAVRANILIRDI?

🔸 Günümüzdeki kadar olmasa da Eski Türk toplumlarında, engelli bireyleri koruma altına alan kanunlar ve töreler mevcuttur.

🔸 Bugünkü açılımıyla engelli; "doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, ruhsal, duygusal, zihinsel ve sosyal yeteneklerini farklı derecelerde kaybetmesi sebebiyle toplumsal hayata uyum sağlama ve günlük ihtiyaçlarını karşılama güçlükleri bulunan ve rehabilitasyon, korunma, danışmanlık, bakım ve destek hizmetlerine gereksinim duyan bireylerdir."

Eski Türklerde "oguş" geleneği

ÇOK ESKİLERE UZANMAKTA

🔸 Tarihi boyunca özel gereksinimli insanlara yönelik çeşitli uygulamalar ve çalışmalar vardır. Bu faaliyetler, Türk toplumlarında adalet ve insanlık gözetilerek uygulanır.

🔸 Çünkü ilk Türk devletlerinde, her bireyin hakları töreyle güvence altına alınmış olup engelli vatandaşların hakları da bu kanuna girer. Türk tarihini aydınlatan Köktürk Hakanlığı dönemindeki kaynaklar, engelliler hakkındaki faaliyetlere ışık tutar.

Köktürk Hakanlığı / Kağanlığı

Göktürk veya Köktürk Devleti olarak tanınan Türkler, Orta Asya'daki göçebe bir topluluktur. Bu dönem, Türk tarihine ait yazılı ilk kaynak olan Orhun Abideleri'ne sahip olması bakımından önem arz etmektedir.

KUTADGU BİLİG'TE NASIL İŞLENMİŞ?

🔸 Kutadgu Bilig, 11. yüzyılda Karahanlılar döneminde Yusuf Has Hacib'in kaleme aldığı bir eserdir. "Mutluluk veren bilgi" manasına gelen yapıt, Türk Edebiyatı'nın ilk siyasetnamesi olma özelliğini taşımaktadır.

🔸 Ülke yönetiminden, öğütlere, nasihatlerden Türk diline dair her bilgiyi içinde barındıran Kutadgu Bilig isimli kaynakta, engellilere verilen bazı isimlere de yer verilmiştir.

🔸 Örneğin; görme engelli kişiler "karağu", işitme engelli kişiler "tungu", konuşma engelliler "ağın", bedensel engelli kimseler "aksak", zihinsel engelliler için "tilve" isimleri kullanılmıştır.

Yusuf Has Hacib kimdir?

11. yüzyılda, Karahanlı döneminde yaşamış olan Yusuf Has Hacib, Balasagun'da dünyaya gelmiş Türk aydınlarındandır. Kutadgu Bilig adlı eseriyle Türk tarihine ışık tutan isimlerden olmuştur.

Kutadgu Bilig'de yeme-içme geleneği

DÎVÂN-I LÜGÂTİ'T-TÜRK'TE NASIL İŞLENMİŞ?

🔸 Dîvân-ı Lügâti't-Türk, 11. yüzyılda, Kaşgarlı Mahmud'un "Araplara Türk dilini öğretmek ve Türkçenin de ne kadar zengin bir dil olduğunu göstermek için" kaleme aldığı bir eserdir. Türkçenin ilk sözlüğü, ansiklopedisi, seçkisi, halk edebiyatı ve folklor kitabıdır. Bu yapıtta, engelli kimseler için bazı adlandırmalar bulunur.

🔸 Örneğin; zihinsel engelli kimselere "telwe", görme engellilere "karağu ve tüklüğ", işitme engelli bireylere "tungu ve öz", bedensel engelli "axsak", konuşma engellilere "ağan" isimleri verilmiştir.

Kaşgarlı Mahmud kimdir?

Tam adıyla Mahmud bin Hüseyîn bin Muhammed el-Kâşgarî, Türk dilleriyle ilgili çalışmalarıyla tanınmış Türk tarihinin önemli simalarındandır. 11. yüzyıl leksikografı olarak kabul edilen Kaşgarlı Mahmud, Doğu Türkistan topraklarında bulunan Opal kasabasında yetişmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN