📌Hz. Muhammed (sav)'in dünyaya geldiği ortamda çevresindeki kimseler evlatlarının kız olarak doğduğunu duydukları zaman yüzleri öfkeden kapkara kesiliyordu. Cahiliye dönemindeki bazı kimseler kız çocuklarının olmasını utanç kabul ediyor kimisi de öz evladının canına kastediyordu.
➡ Nahl suresi 58 ve 59. ayetlerde söz konusu cahiliye felsefesine şu şekilde dikkat çekilmektedir: "Onlardan birine bir kız müjdelendiğinde öfkelerinden yüzü mosmor kesilir. Verilen müjdenin kötülüğünden dolayı halktan gizlenir. Böyle bir alçaltıcı duruma rağmen onu yanında mı tutsun yoksa toprağa mı gömsün! Görün işte, ne kötü yargıda bulunuyorlar!"
Fikriyat podcast aşr-ı şerifleri dinlemek için tıklayın
Peki sevgili Peygamberimiz (sav)'in 63 yıllık bir ömrün içinde -ki yalnızca son 23 yılı insanları İslam'a davet ile geçmişti- toplum indinde hangi yargıları ne denli büyük bir ölçüde değişti de kadınlar sosyal, siyasal, ilmi ve kültürel gibi daha birçok alanda olmaları gereken konuma eriştiler?
📌 Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim ve son peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) sık sık kadınlara verilmesi gereken ehemmiyetten, onların haklarından, hanımlara karşı nasıl bir incelikle muamele edilmesi gerektiğinden bahsederler. Kur'an-ı Kerim'in en uzun surelerinden biri olan ve "kadınlar" anlamına gelen Nisa Suresi'nde Müslüman hanımların evlenme, boşanma, miras vb. birçok konudaki hakları bizatihi Allah-u Teâla tarafından garanti altına alınmıştır.
İslam'da kadın hakları ve önemi
📌 Yine aynı şekilde Hz. İsa (as)'ın annesi, cennet hanımlarından Hz. Meryem validemiz adına müstakil bir sure bulunmaktadır. Firavun'un eşi Asiye validemiz, Hz. Süleyman'ın eşi Sebe kraliçesi Belkıs'tan ve Hz. Muhammed (sav)'in zevcat-ı mutahharasından farklı sure ve ayetlerde de kişisel olarak bahsedilmekte, bu güzide hanımların yüce şahsiyetlerine göndermede bulunulmakta ve mü'min hanımlara güzel birer sabır, ahlak ve karakter abidesi olarak örnek sunulmaktadır.
Allah-u Teâla yine yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de kocasının kendisine yaptığı haksızlık sebebiyle Peygamber Efendimiz (sav)'e gelerek şikayette bulunmuş olan bir sahabe validemizin durumuna hitaben Mücadele suresini indirmiş ve kendisinin haklarını koruma altına almıştır.
📌Yine aynı şekilde Sevgili Peygamberimiz (sav)'in güzide eşi Hz. Aişe'nin münafıklar tarafından maruz kaldığı iftiraya karşın Nur suresi 11. ayet-i kerime inmiş ve kendisi bizatihi Allah-u Teâla tarafından temize çıkarılmıştır. Siret-i Nebi, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şerif külliyeti kadınların haklarını ve konumlarını garanti altına alan olay, ayet ve hadislerle dolup taşmaktadır.
Peygamber efendimiz (sav)'in ilk eşi Hz. Hatice validemiz risaletinin ilk dönemlerinde henüz kimse inanmazken O (sav)'in maddi ve manevi en büyük destekçisi olmuştur. Yine İslam nimeti ile şereflendirilmiş sahabi hanımlardan Hz. Sümeyye henüz çok erken dönemlerde maruz kaldığı onca zulüm, işkence ve ilerlemiş yaşına rağmen dininden bir an geri dönmemiş ve İslam tarihinin ilk hanım şehidi olmuştur.
📌 İslam'da bir kimsenin kız veya erkek olarak doğması asla bir üstünlük meselesi değildir. Bu konuya Hucurat suresinin 13. ayet-i kerimesinde Allah katında üstünlüğün yalnızca kişilerdeki takva derecesi ile olduğuna işaret edilmektedir.
Rasulullah (sav) evlat sahibi olmakla nimetlendirilmiş hanımları yerine getirmekte oldukları mukaddes görevleri sebebiyle müjdelemiş ve "Cennet annelerin ayakları altındadır." buyurmuştur.
Hadisler ile İslam'da kadının yeri ve önemi
📌Hz. Muhammed (sav) birçok hadis-i şeriften kadınların hassas ve kırılgan olduğuna işaret etmekte ve hanımlar için "kristal" benzetmesinde bulunmaktadır.[1] Bu sebeple mümin erkekleri en başta hanımlarına daha sonra diğer Müslüman hanımlara karşı nazik duyarlı olmaya, iyi geçinmeye ve onları muhafaza etmeye davet etmekte ve şöyle buyurmaktadır: "Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı huyu en iyi olanlarınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım. Kadınlara ancak iyi insanlar güzel davranır, onlara karşı ancak kötü kişiler ihanet eder."[2]
📌 Sahabi efendilerimizden Muaviye el-Kuşeyri (ra) bir gün Hz. Muhammed (sav)'in yanına gitmiş ve hanımlar konusunda ne düşündüğünü sormuştur. O (sav) da bu soruya cevaben şöyle buyurmuştur: "Yediklerinizden onlara da yedirin, giydiklerinizden onlara da giydirin, onları dövmeyin ve onları kötülemeyin." [3]
📌Mümin erkeklerin hanımlarına karşı vazifeleri olduğu gibi mümin kadınların da eşlerine karşı yerine getirmede yükümlü oldukları sorumlulukları vardır. Hz. Muhammed (sav) vefatından kısa bir süre önce hac yaptıktan sonra Müslümanlara son nasihatleri babında bir konuşma yapmış ve bu sözler "veda hutbesi" olarak isimlendirilmiştir.
Hz. Muhammed (sav) son zamanlarında dahi kadınların hassas konumuna göndermelerde bulunarak şöyle buyurmuştur: "Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'ın koyduğu ölçülere hassasiyetle uymanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın bir emaneti olarak aldınız. Onları, Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, namusunuzu korumaları, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evinize almamalarıdır… Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, onların rızıklarını ve giyimlerini temin etmenizdir."[4]
FİKRİYAT
SÜMEYYE ALI JABER
[1] Buhari, Edeb.111.
[2] İbn Mace, Nikah, 50; Tirmizi. Rada. 11, Menakıb.63; Ahmet b. Hanbel, Müsned, II, 472. El-Camiu's-sağır, c.2 s.11. H.4012.
[3] Ebu Davut, Nikah, 40-41.
[4] İbn-i Mace, Nikah, 50.