Medine'de ilk kez kadınların savaşa katılmasına izin veriliyordu. Daha önce Bedir Gazvesi'ne ve diğer seferlere katılmak isteyen kadınlar olmasına rağmen Resulullah (SAV) onların taleplerini uygun bulmamıştı. Fakat bu kez yaralıları tedavi etmek, su, yiyecek ve ilaç temini gibi yardımcı hizmetlerde kadınların görev almalarına izin vermişti. Bunlardan biri ensar hanımlarından Hazreç kabilesine mensup Ümmü Umare (R.ANHA) künyesi ile tanınan Nesibe bint Ka'b (R.ANHA) idi.
◾ Ümmü Umare (R.ANHA), Uhud Savaşı'nın yapılacağı sabah, evinden çıktı. Olup biteni merak ediyordu. Çünkü kocası ve iki oğlu da savaş meydanındaydı. Uhud'a ulaştığında Müslümanlar üstünlüğü ele geçirmiş durumdaydı. Galibiyetin sevinciyle herkes ganimet toplamaya koştu. Hz. Peygamber (SAV) tarafından kesin bir emir almadıkça bulundukları yerden ayrılmamaları gerektiği konusunda uyarılan, Ayneyn Tepesi'ndeki Okçular da yerlerini terk ettiler. Bu zafiyeti fırsat bilen müşrikler, sahabileri arka taraftan kuşatarak saldırdılar. Müslümanlar hazırlıksız yakalanmışlardı.
◾ İslam ordusu dağılmak üzereydi. Bu kargaşa ortamında Ümmü Umare (R.ANHA), Resulullah'ın (SAV) ve etrafındaki bazı sahabilerin mücadele ettiğini görünce hemen yanlarına koştu. Eline geçirdiği kılıç ve okla canı pahasına Peygamberimize (SAV) siper oldu. Kocası ve oğulları da bu uğurda müşriklerle çarpıştılar.
◾ Ümmü Umare'nin (R.ANHA) fedakarlığına ve cesaretine şahit olan Hz. Peygamber (SAV), kalkanıyla kaçmaya çalışan birine "Kalkanını çarpışana bırak" dedi. Kalkanı ele geçiren Ümmü Umare (R.ANHA), Resulullah'ı (SAV) korumaya devam etti. Bir müddet sonra atlı bir müşriğin saldırdığını gören Allah Resulü (SAV), onun oğluna "Annene yardım et! Annene yardım et!" diye seslendi.
◾ O gün, Hz. Peygamber (SAV) ne tarafa dönse Ümmü Umare'yi (R.ANHA) korkusuzca çarpışırken görüyordu. 12 yerinden yaralanmıştı ama umursamıyordu. Müslümanların çetin bir imtihandan geçtiği bu zorlu savaşta, Resulullah'ın (SAV) duasını aldıktan sonra gerisi önemsizdi.
◾ Allah'ın Elçisi (SAV), onun ve ailesinin cennette kendisine komşu olması için dua etti. Artık dünyada başına ne gelirse gelsin Ümmü Umare'nin (R.ANHA) umurunda değildi. Hz. Peygamber (SAV), Ümmü Umare'nin (RANHA) yaptığına kimsenin güç yetiremeyeceğini ifade etti. Zira oğlu Abdullah'ın yaralı kolunu sardıktan sonra bile "Haydi! müşriklerle savaş" diyebilecek kadar fedakar ve cesur bir anneydi.
◾ Uhud Savaşı'nın ardından Ümmü Umare (R.ANHA), Benî Kurayza Gazvesi'ne, Hayber'in ve Mekke'nin fethine, Huneyn Savaşı'na, Hz. Peygamberin (SAV) vefatından sonra da Yemame Savaşı'na katıldı.
◾ Uhud'da olduğu gibi Huneyn'de de bozguna uğrayıp dağılan Müslümanların yeniden toparlanması için çaba sarf etti ve düşmanla çarpışmaktan çekinmedi. Nitekim o, Medineli ilk Müslüman kadınlardan biri olarak II. Akabe Biatı'nda Resullullah'ı (SAV) ne pahasına olursa olsun koruyacağına dair söz vermişti.
◾ Ümmü Umare (R.ANHA), savaş meydanında olduğu kadar ilim öğrenme konusunda da cesaretli davranıyordu. Ayetlerin nüzulünü yakından takip ediyordu.
◾ Bir ayrıntı oldukça dikkatini çekmişti. Bunu Allah'ın Elçisi'ne (SAV) sormaktan çekinmedi ve şöyle dedi "Kur'an'da her şeyin erkekler için nazil olduğunu görüyorum. Hiçbir konuda kadınların zikredildiğini göremiyorum." Ümmü Umare'nin (R.ANHA) bu sitemi üzerine Ahzab Suresi'nin 35. ayeti nazil oldu.
"Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mümin erkekler ile mümin kadınlar, itaatkar erkekler ile itaatkar kadınlar, doğru erkekler ile doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a (CC) derinden saygı duyan erkeklerle Allah'a (CC) derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı (CC) çokça anan erkeklerle çokça alan kadınlar var ya, işte onlar için Allah (CC) bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır."
◾ Bu ayet-i kerimeye göre kadın erkek kim olursa olsun Allah'a (CC) iman ve itaat eden, emir ve yasaklarına riayet eden herkese eşit muamele edilecekti.
Ahzab Suresi 35. ayeti dinlemek için tıklayın
◾ Savaş, insanın hayatta karşılaşabileceği en zor ve tehlikeli durumlardan biridir. Erkeklerin bile zorlandığı ve istemediği böyle ortamda, özellikle de Müslümanlar için çetin bir imtihan olan Uhud Savaşı'nda, Ümmü Umare (R.ANHA) yaptıklarıyla Allah Resulü'nün (SAV) takdirini kazanmış ve duasına mazhar olmuştur. Allah'a (CC) ve Resulü'ne (SAV) iman etmenin sorumluluğunu derinden hissederek, bu uğurda canını feda etmekten asla kaçınmayan Ümmü Umare (R.ANHA), cesareti ve fedakarlığıyla adından söz ettiren örnek bir şahsiyettir.