Arama

Devlet nasıl olmalıdır?

Devlet nedir sorusunu arayan Leviathan, Thomas Hobbes tarafından on yedinci yüzyılda yazılmış İngiliz dilindeki en yetkin siyaset felsefesi kitabıdır. Mutlak devlet egemenliği savunan Leviathan,  argümanları ve rasyonelleştirme biçimiyle, hem “olan”ın hem de “olması gereken”in açıklaması açısından kurucu felsefe” tasarımıdır.

Devlet nasıl olmalıdır?
Yayınlanma Tarihi: 10.07.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 10.07.2018 14:35

İngiliz iç savaşının sona ermesi ve kral I. Charles'in idam edilmesinden iki yıl sonra, 1651'de, hem İngiltere'de hem de Fransa'da yayınlanmış olan Leviathan; İngiliz dilinde yazılmış en önemli felsefi eserdir ve de Hobbes'a "Malmesburry Canavarı" namını kazandırır. İngiliz dilindeki en yetkin siyaset felsefesi kitabı olarak anılan Leviathan, yayınlandığı dönemde ne parlamento yanlılarını, ne de kralcıları memnun eder. Leviathan, Batı siyaset biliminde Machiavelli'nin Hükümdar'ı ölçüsünde önemli bir başyapıttır.

Leviathan, yani ejderha, toplum sözleşmesinden sonra ortaya çıkacak devletin birey karşısında güçlü olması gerektiğini göstermek amacıyla, Hobbes tarafından bilinçli olarak seçilmiş bir terimdir.

TveK'dan satın almak için tıklayın...

Hobbes'a göre devlet varlığı zorunlu olan ve insanların bir araya gelmesinden oluşan doğal olmayan, yapma bir cisimdir. Yazar bu kavramı "Leviathan: Bir Din ve Dünya Devletinin İçeriği, Biçimi ve Kudreti" isimli kitabında şöyle açıklar:

"Onları (vatandaşları) yabancıların istilasından koruyabilmenin, birbirlerine zarar vermekten engellemenin, kendi sanayilerini ve yeryüzünün meyvelerini güvence altına almanın yolu, bütün gücü ve kudreti bir tek insan ya da insanların meclisine vermektir... (Toplumda yaşayan) İnsanlar birbirlerine 'Ben haklarımdan vazgeçiyorum ve tüm haklarımı bu insana ya da insanların meclisine veriyorum' demelidirler. Böylece bütün güç ve kudret tek bir insanda toplanır. Bu devlet ya da Latince civitas olarak adlandırılır. Bu büyük Leviathan'ın doğması demektir."

Hobbes devleti, Fenike mitolojisinde bir su canavarı anlamına gelen Leviathan'a benzeten ve tüm yasaları yaratmak ve kaldırmak gücü ya da iktidarı olarak tanımlayan Hobbes, devletle ilgili olarak materyalist ve mutlakiyetçi bir görüşü benimser.

Hobbes, mutlak monarşiyi savunduğu ve devlet teorisine ilişkin olarak yazdığı bir eserine başlık olarak Leviathan'ı koyarken de, devletin gücüne vurgu yapmak ister. Devlet de o kadar güçlüdür ki, sadece mutlak güç olan tanrı tarafından yok edilebilir.

Aslında bu devletin metaforik bir anlatımıdır. Güç ve otorite devletin vazgeçilmez iki özelliğidir.

Thomas Hobbes'e göre insanlar Leviathan veya devlete doğal haklarını iki türlü bırakır:

  • Var olan haklarından feragat ederek
  • Haklarını devrederek

Leviathan'ın sahip olduğu güç insanların onan gönül isteğiyle devrettiği bir güçtür. Bu nedenle iktidarın gücünü kötüye kullanmasından bahsedilemez.

"İYİ BİR DEVLET NASIL OLMALIDIR?"

"İyi bir devlet nasıl olmalıdır?" sorusunun yanıtını aradığı eseri olan Leviathan'da Hobbes, "mutlak monarşiyi" savunmakta, toplumu kralın yönetmesinin gerekliliğini ispat etmeye çalışır.

Hobbes'a göre devletin egemenliği mutlak olmalıdır. Devlet doğadaki cisimlerin bir araya gelerek şeyleri oluşturması gibi insanların bir araya gelerek oluşturduğu bir şeydir.

"Bir insan topluluğu, kendi aralarında ahit yaparak, hepsinin birden kişiliğini temsil etmek, yani onların temsilcisi olmak hakkının hangi kişiye veya heyete verileceği konusunda çoğunlukla anlaştığı vakit, bir devlet kurulmuştur denir; bunun lehinde oy verenler gibi aleyhinde oy verenler de, barış içinde birlikte yaşamak ve başkalarına karşı korunma amacıyla, o kişi veya heyetin bütün eylemlerinin ve kararlarını, onlar kendi eylem ve kararları imişçesine, yetkili kılacaktır"

Bu eylem devletin oluşum sürecinin başlangıcıdır.

Hobbes'a göre devletin doğal bir cisim değil de yapma bir cisim olması devletin varlığının zorunlu olduğunu gösterir. "İnsanın bütün eylemleri zorunlu nedenlerle belirlendiğinden, devlet de zorunludur"

Hobbes'a göre devlet varlığı zorunlu olan ve insanların bir araya gelmesinden oluşan doğal olmayan, yapma bir cisimdir. Devletsiz toplum olamadığı gibi devlet olmaksızın toplumda mümkün değildir. Devlet bireylerin can, mal, hak ve özgürlüklerini korumak için oluşturulur. Devletin varoluşundaki zorunluluğun nedenlerini ortaya koyar.

Egemen temsilcinin görevlerinden ise şu şekilde bahsedilir; ″İyiliğinin sağlanması. İster monark olsun ister bir meclis, egemenin görevi, kendisine egemenlik gücünün veriliş amacında, yani halkın güvenliğinin sağlanmasında yatar; egemen, bu göreve doğa yasalarıyla bağlıdır ve bunun hesabını, doğa yasasını yaratan Tanrı'ya sadece ona vermekle yükümlüdür. Güvenlikle burada kastedilen, sadece koruma değil; aynı zamanda her insanın meşru emeğiyle, devlete tehlike veya zarar gelmeksizin elde edeceği, hayatın bütün konforlarıdır.″

Hobbes'a göre egemen, sivil ve dini kurumların üzerinde yer alan, mutlak iktidar sahibi. Barışçı bir kraliyettir. Mutlak egemen tam bir otorite sahibidir ve üzerinde dini ve sivil hiçbir kontrol bulunmaz. Hobbes'un bu yaklaşımı, mutlakıyetin ve mutlak hükümetin en başarılı ifadesidir.

İNSAN YAPIMI OLAN SÖZLEŞME

Hobbes, kitabında, kraliyetçilerin savunduğu "kralın tanrısal hakları" savını terk eder ve siyasal iktidarın kaynağını, insanların kendi rızaları ile yaptıkları bir sözleşmeye dayandırır. Böylece Hobbes, tanrısal hak düşüncesi yerine "insan yapımı olan sözleşme" düşüncesini geçirir. İkinci olarak Hobbes, sınırsız ve üstün yetkilerle donatılmış mutlak iktidar yanlısı düşünceyi savunduğu için, kralın iktidarını sınırlamak isteyen parlamentocuların tepkisini de çeker.

Leviathan, bu açıdan, argümanları ve rasyonelleştirme biçimiyle, hem "olan"ın hem de "olması gereken"in açıklaması olarak bir "kurucu felsefe" tasarımıdır.

Hobbes'un, topluma izah etmeye çalıştığı konuyu hem kendisinin anlatabilmesi, hem de toplumun layıkıyla anlayabilmesi için devletin nasıl bir mekanizma olduğunun tasviri meşruiyeti içinde bulunduğu toplum için önemli olan kaynağından örnek vermesi, pedagojik açıdan oldukça öğretici olur. Zaten Hobbes'un amacı da budur; çünkü toplumu ikna edebilmenin en kolay yolu, toplum ile aynı dili konuşmaktan geçer.

Hobbes, savunduğu mülkiyetçiliğin neticesi olarak, egemenliğin bölünebilir olduğunu kabul etmez ve İngiltere'nin yaşadığı iç savaşın sebebini de egemenlikte yaşanan bu bölünmeyi sebep olarak gösterir. Ona göre, "Kendi içinde bölünmüş bir krallık ayakta duramaz: çünkü önceden bu bölünme olmadıkça, karşıt ordulara bölünme asla olamaz. Bu yetkilerin Kral, Lordlar ve Avam Kamarası arasında bölünmesi düşüncesi İngiltere'nin çoğunluğu tarafından en başta kabul edilmemiş olsaydı, halk asla bölünmez ve bu iç savaşa sürüklenmezdi…"

Hobbes'un, 1651'de yayımlanan Leviathan kitabının -Abraham Bosse tarafından hazırlanmış- kapağı, kitapta bahsi geçen felsefenin ne olduğunu gösterir. Ana figür, dağın ardında, şehre tepeden bakan, elinde kılıç ve asasıyla, tek bir kafada birleşerek gövdesi insan varlıklarından oluşmuş devasa bir insandır.

EGEMEN DEVLETİN SİMGESİ

İnsanların bir sözleşmeyle kendi sınırsız özgürlüklerine son vermeleri gerekmektedir. Sözleşme ile doğal haklarından feragat ederek ortak bir kararla iradi olarak bütün haklarını ve güçlerini bir egemene devrederler. Bunun neticesinde egemenlik, Leviathan ortaya çıkmış olur.

Hobbes eserinde, Leviathan sözcüğünü, "egemen devletin simgesi" olarak kullanır. Hobbes'a göre devlet çok güçlüdür hatta toplumun içinde en üstün olandır. Bir ejderhanın (canavarın) gücünün boyutu ne ise, devlet de Hobbes'a göre o derecede bir iktidarın sahibidir ve devlet toplumda kimse tarafından yıkılamaz.

Leviathan bir deniz canavarıdır, güçlüdür, en güçlüdür; fakat "tek"tir. Bir başka Leviathan daha yoktur. Sadece mutlak güç olan Tanrı, Leviathan'dan üstündür. Tanrı dışında hiç kimse Leviathan'a emir ve talimat veremez. Hobbes, Leviathan'ın "tek" olma özelliğini, devletin yöneticisinin tek kişi olması yani monark olması noktasında kullanır.

Hobbes'in görüşüne göre devlet de nihayetinde insanlar tarafından kurulur ve sadece Tanrısal kaynaklı bir güç ile ortadan kaldırılabilir.

DEVLETİN VARLIĞINI ANLAYABİLMEK

Hobbes, devletin varlığını anlayabilmek için önce insanı anlamak gerektiğinden söz eder ve insan anlayışından hareketle devlet görüşünü biçimlendirir. İnsan doğal olarak sahip olduğu özelliklerinden ilki de durmak bilmez olan bir güç arzusudur.

Tıpkı bir madde gibi temel kanunları keşfedilebilir olan insanın her davranışının temelinde, "kendini koruma içgüdüsü" bulunur. Bu içgüdüyle hareket eden insanlar, devlet olmadığı sürece birbirlerinin kurdu olacaklardır.

Hobbes bir savaş durumu olan doğa durumunu şöyle betimler: Her insanın doğadan aldığı hakla her şey üzerinde hakkı vardır. "Bu durumda, herkes kendi aklıyla hareket ettiği ve kendi hayatını düşmanlarına karşı korumak için ona yardımcı olabilecek her şeyi kullanabileceği için böyle bir durumda, herkesin her şeye hakkı vardır"

"Herkesin her şey üzerindeki bu doğal hakkı devam ettiği sürece, ne kadar güçlü ve akıllı olursa olsun, hiç kimse, doğanın normalde insanların yaşamalarına izin verdiği sürenin sonuna kadar hayatta kalma güvencesine sahip olamaz."

Bu durum insanın hiçbir şey üzerinde hakkı olmamasını da beraberinde getirir. Çünkü bir şey üzerinde bir başkası da sizinkiyle aynı güçte ya da daha güçlü bir hakka sahipse sizin o şey üzerinde hak sahibi olmanızın bir anlamı olmaz.

'LEVİATHAN'IN KULLANILDIĞI YERLER

Hobbes yapıtının adını kutsal kitapta geçen Leviathan adlı bir devden almış ve devlet denilen varlığı ona benzetir.

Bir canavar türü olarak Leviathan ibaresi, Leviathan terimi ilk kez, bir mit olan Babil Yaratılış Destanı'nda (öteki adıyla Enuma Eliş öyküsünde) kullanıldı. Daha sonra ise Kitab-ı Mukaddes'in Eski Ahit bölümünde kullanıldı.

Leviathan; Tevrat ve İncil'de kötülüğü temsil eden bir su canavarının adı olarak geçer.

HOBBES'TA LEVİATHAN (CANAVAR) HANGİ ANLAMA GELİR?

Hobbes'ta Leviathan Tanrı'dan sonra "ikinci en güçlü olan devletin gücü" anlamına gelir.

Fenike mitolojisinde adı geçen ve daha çok Kitab-ı Mukaddes'ten tanınan bir canavar olan Leviathan'dan, Kitab-ı Mukaddes (Eski Ahit bölümü) değişik biçimlerde söz eder. Leviathan bazen Nil Irmağındaki timsahın kendisidir; bazen de Kitab-ı Mukaddes'in İşaya bölümündeki gibi paganlığın simgesidir.

THOMAS HOBBES KİMDİR?

1588-1679 yılları arasında yaşamış İngiliz filozof Thomas Hobbes da modern felsefenin ilk örneklerini bünyesinde barındıran on yedinci yüzyıl filozoflarından biridir.

İngiliz felsefecisi, 1651 tarihli Leviathan adlı çalışmasıyla batı siyaset felsefesinin izleyeceği yolu çizdi ve bu başucu eseri oldu.

Thomas Hobbes, varlık alanını madde ile sınırlaması, madde dışında var olduğu iddia edilen varlıkları felsefenin dışına çıkararak üstü kapalı biçimde reddetmesi sebebiyle bir maddeci olarak kabul edilir. Döneminde giderek oluşan "her şeyin bilimle açıklanabileceği" inancına sıkı şekilde bağlanmış, insanı da aynı şekilde "temel kanunları keşfedilebilir ve bilimsel yöntemle açıklanabilir" bir varlık olarak kabul eder.

Thomas Hobbes'un felsefesinin temeli onun insan anlayışındadır. Filozof, ufak parçaları tek tek tanımlayıp sistemli şekilde üst üste koyarak felsefesini kurdu. Maddeci varlık felsefesi; ahlâk, din ve siyaset felsefesiyle iç içedir.

Genel kamu hukuku disiplini bağlamında çok önemli bir düşünür olan Thomas Hobbes, "kelimenin tam manasıyla" modern devleti, 1651 tarihli olan Leviathan adlı eseriyle ilk kez dillendiren filozoftur.

Hobbes, kelimenin tam manasıyla bir "devlet bilimi" düşünürüdür. Leviathan adlı bir eserin yazarı da olan Hobbes, doğduğu yerden hareketle doktrinde "Malmesburry Canavarı" olarak anılır.

Derlenmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN