2. Bölüm - Kabe
Kabe, Hz. İbrahim (AS) ve Hz. İsmail'in (AS) beraber bina ettikleri kutsal bir yapı.
Resulullah (SAV) dünyaya gelmeden evvel pek çok olay gerçekleşmişti.
"Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe'nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler. Rabbimiz! Şüphesiz ki sen gizlediğimizi de açıkladığımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. Yaşlılığıma rağmen bana İsmâil'i ve İshak'ı armağan eden Allah'a hamdolsun! Şüphesiz Rabbim duaları kabul edendir. Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; Rabbimiz, duamı kabul et." (İbrahim suresi, 37-70. ayetler)
🔸Hz. İbrahim 85, hanımı Hz. Sare ise 76 yaşındaydı. Hz. Sare, İbrahim'e Hacer adında Mısırlı bir cariyeyi ikinci karısı olması için verdi. Fakat sonra onunla geçinememeye başladı. Hz. Hacer, üzüntü içindeydi. Hz. Sare'nin öfkesinden kaçarak Allah'a yalvardı. O sırada kendisi için saklanan göz aydınlıklarını bilmiyordu. Allah, üzüntü içinde Hacer'in duasına karşılık verecek ve bir oğul bahşedecekti.
🔸Hz. İbrahim, çocuk doğduğunda ona Allah'ın emriyle İsmail adını verdi. İsmail "Allah işitir" demekti.
🔸 Hz. İsmail, 13 yaşına geldiğinde Hz. İbrahim 100, Sâre ise 90 yaşındaydı.
🔸Çocuk on üç yaşına geldiğinde, İbrahim 100, Sâre ise 90 yaşındaydı. Allah Hz. İbrahim'e seslendi ve Sâre'nin bir erkek çocuğu daha dünyaya getireceğini, ona İshak adını vermesini söyledi.
🔸 Hz. İbrahim Allah'a "İsmail senin katında yaşamaya devam etsin" diyerek dua etmesiyle Allah ona şöyle cevap verdi: "Üzülme, selâmım onun üzerine olsun... Ben onu büyük bir millet yapacağım"
🔸 Hz. Sare, İshak'ı dünyaya getirdi ve onu kendi emzirdi. İshak sütten kesildiğinde, İbrahim'e artık Hacer ve İsmail'in kendi evlerinde kalmasına gerek kalmadığını söyledi.
🔸Hz. İbrahim, İsmail'i çok sevdiği için buna üzülmüştü. Fakat Allah tekrar İbrahim'e seslendi ve Sâre'nin teklifine uymasını ve kederlenmemesini söyledi. İsmail'in korunanlardan olacağını tekrarladı.
🔸 Hz. İbrahim bir değil, iki büyük milletin atası olacaktı. O beraberce akmaması, kendi yolunda gitmesi gereken iki manevî ırmağın kaynağı olacaktı ve her şeyin daha güzel olacağı inancıyla Hz. İsmail ve Hacer'i Allah'ın rahmetine ve meleklerinin gözetimine emanet etti.
🔸 İki manevî ırmak, iki merkez. Bir yer, asla orasını insanlar seçtiği için değil fakat göklerde seçildiği için mukaddes olur. Hz. İbrahim'in sahası dahilinde iki mukaddes merkez vardı. Bunlardan biri yanındaydı, öteki belki de daha henüz bilmediği bir yerdi. İşte Hz. Hacer ve İsmail'in götürüldüğü yer bu ötekisiydi.
🔸 Kıraç bir Arabistan vadisinde, Kenan ilinin kırk günlük deve yolu kadar güneyinde. Vadinin adı Bekke'ydı. Ona darlığı yüzünden bu adı vermişlerdi. Sadece üç geçit hariç her tarafı tepelerle çevriliydi. Üç geçidin biri kuzeye, biri güneye, diğeri ise batıda Kızıl Deniz'e açılır ve kıyıya biraz uzaktır.
🔸Kitaplar, Hacer ve İsmail'in Bekke'ye nasıl ulaştığı hakkında bilgi vermiyor. Kervan yolcularının yardımıyla ulaşmış olmalılar. Çünkü vadi büyük kervan yollarından birinin üzerindedir. Bu yol, Güney Arabistan'dan Akdeniz'e götürülen güzel kokular ve misklerin taşındığı yol olduğu için bazen "misk yolu" diye de adlandırılır. Ana oğul vadiye vardıklarında, herhalde kervandan ayrılmış olmalılar ki susuzluktan kavrulmaya başladıklarında, Hz. Hacer oğlunun ölmesinden korktu. Atalarının geleneklerine uyarak, İsmail yattığı yerden Allah'a yalvardı ve annesi biraz ötedeki taşın üstüne çıkıp, yardım gelip gelmediğine baktı. Kimseyi göremeyince karşıdaki yüksek tepeye kadar koştu, fakat yine kimseyi göremedi.
🔸İki nokta arasından yedi kez geçti ve sonunda dinlenmek için kayanın üstüne oturduğu sırada Allah İsmail'in topuğunun olduğu yerden bir su kaynağı fışkırttı.
🔸 Hacer kaybolacağından korkarak suya telaşla "Dur, dur" dedi ve elleriyle onun önünü kesti. Böylece Hz. İsmail'İn topuğunu vurduğu yer Hz. Hacer'in bu kaygılı sözleriyle anılarak "zemzem" adını aldı.
🔸 Peygamber Efendimiz (sav), zemzemi Müslümanlara şu sözleriyle anlatacaktı "Allah, İsmail'in annesi Hacer'e rahmet etsin. O zemzemi kendi haline bıraksaydı o mutlaka akar bir ırmak olurdu." Yine de bundan sonra vadi suyunun bolluğu ve güzelliği nedeniyle kervanların uğrak yeri oldu.
🔸 Hz. İsmail bu ıssız yerde büyüdü ve çok iyi bir okçu oldu. Annesiyle bir başına geldiği ıssız yerde büyük bir ümmetin atası olacaktı. Onun soyundan gelen ve İncil'de "Ahmed" ismiyle anılan son elçi de tıpkı onun gibi gözlerinin keskinliğiyle bilinecekti.
💠💠💠
FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!
Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;
👉 YOUTUBE 🔔
👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için bizlere ulaşabileceğiniz e-posta adresimiz:
Kabe, Hz. İbrahim (AS) ve Hz. İsmail'in (AS) beraber bina ettikleri kutsal bir yapı.
Kureyş Mekke'de yaşayan kalabalık ve kuvvetli bir aşiret idi.
Hz. Peygamber'in (SAV) amcası Abdulmuttalib, Kâ'be'ye yakın olmayı çok seviyordu.
Arap toplumu sosyal ve manevi olarak bir kurtarıcı bekliyordu.
Fil Vakası Resulullah'ın (SAV) doğumundan önce gerçekleşen ibret verici bir olay idi.
Çöl, insanları terbiye eden ve sağlıklı bir yaşam başlangıcı için önemsenen bir Arap yaşam...