Tarih 16 Temmuz 2003...
İkindi vakti.
Dr. David Kelly biraz yürüyüş yapmak için evinden çıktı.
Sonrası bilinmiyor.
Cesedi ertesi sabah evinden birkaç kilometre uzaktaki korulukta bulundu. Cebinde bir bölümü boşaltılmış sakinleştirici ilaç kutusu vardı.
Ailesi şiddetle karşı koydu ama resmi makamlar intihar raporu düzenleyip dosyayı kaldırdılar.
Şüphe kalktı mı? Hayır!
Bugün bile sürüyor.
Niçin?
Dr. David Kelly kitle imha silahları alanında birinci sınıf uzman bir bilim adamıydı.
Uzun süre Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı bünyesinde çalışmıştı.
İngiliz hükümetinin "Irak birkaç saat içinde kitle imha silahları üretebilir" tezine karşı çıkıyordu.
Bu konuda yazdığı rapor mart başında medyaya sızdırılmış ve Dr. Kelly günlerce sorgulanmış, özel hayatı bile işin içine karıştırılmıştı.
Ve bilindiği gibi 17 Mart'ta Irak işgali başlatılmıştı.
Bunları sık sık hatırlatıyorum...
Neden?
Eski dalgınlıklarımız gelip bizi yine esir almasın diye...
Dönüp bugüne bakalım...
Esed'in "hayvan" olduğu apaçık ama bunu bilmemiz için dünya egemenlerinin patentli hikâyelerine ihtiyacımız var mı?
Biz yalnızca kimyasal silaha değil, Esed'in kendi halkına karşı vahşice kullandığı bütün silahlara karşıyız.
Kırmızı çizgimizi çok zaman önce geçti.
Bunları hiç ama hiç unutmamak gerek!
Biliyorum zihniniz Dr. David Kelly olayına takılı kaldı.
Tamam. Biraz daha açayım...
İntihar mı etti, yoksa öldürüldü mü diye tartışıldı uzun süre.
Oysa Dr. Kelly üzerinde yaratılan baskıyla intihar etmişse bile bu bir tür cinayet değil de, nedir?
İlginçtir, ölümü hakkında bütün şüphelere rağmen adli kovuşturma yapılmadı; sadece kamu adına Başbakan Blair'in yakın dostu olan Lord Hutton'un başında olduğu bir soruşturma yürütüldü.
Dahası şu ki...
Lord Hutton bu konudaki bütün rapor ve bilgilere 70 yıl sürecek bir gizlilik kararı aldırttı.
Nasıl bir dünyada yaşadığımızı görüyor musunuz, diye bir kez daha sormayacağım.
Bu gerçeği artık mıh gibi aklınızda tuttuğunuzu biliyorum.
Son notum da şu olsun...
Geçtiğimiz yılın sonbaharında Dr. David Kelly'nin mezarının kaybolduğu, cesedinin çıkarıldığı iddiaları basına yansıdı.
Oradan sonra ben de ipin ucunu kaçırdım.
Yani gizem sürüyor, sürer.
Malum, oralar şeffaf toplumlar ya!!!
Haşmet Babaoğlu - Sabah