Insight adlı araç yavaş yavaş Mars'ın yörüngesine yaklaşıyor.
Bir örnek kıyafetli NASA çalışanları heyecan içinde.
Olay dünyanın 150 noktasında canlı yayınlanıyor.
Tabii işin bu yanı paranoya kışkırtacak kadar karmaşık, çünkü öyle bildiğimiz anlamda "canlı" bir yayın yok.
Teknoloji buna imkân vermiyor.
Denebilir ki, önceden hazırlanan stüdyo görüntüleri eşliğinde olay NASA tarafından canlı anlatılıyor.
Derken paraşütler açılıyor ve inişin gerçekleştiği haberi alınıyor.
(Sayılar da ilginç: Fırlatılıştan 6 ay sonra, atmosfere girişten 6 dakika sonra...) Eller sevinçle havada şaklatılıyor.
Derken Mars'tan ilk fotoğraf geliyor. Sanki bir toz bulutuna kapılmış bir sinek sürüsü kameranın önünden geçiyor.
Insight, Mars'a sağ salim inen 8'inci araç.
Öyleyse global medyaya zerk edilen bu garip coşkunun sebebi ne?
***
Daha önce de anlatmıştım...
Uzay serüvenlerinin ufuk açtığı iddia edilir ama genellikle gözlere perde indirirler...
Hani insan birdenbire yukarıya bakmaya zorlandığında başı döner, gözü kararır ya, öyle...
Şu sıralarda Rusların gerçekliğinden şüphelenip araştırma başlattığı Apollo 11 misyonu söylediğime iyi örnektir.
20 Temmuz 1969'a gidelim...
Neil Armstrong'un aya ayak basışına...
Bu olay bir anda 1968 olaylarının dünya kamuoyu üzerindeki ağırlığını hafifletivermişti.
Robert Kennedy ve Martin Luther King suikastlarını unutturmuş;
ABD'nin Vietnam ve Latin Amerika'daki rezilliklerini gözden kaçırmıştı.
Bilemiyorum, Insight'ın dünya medyasında böyle gazlanışının arkasına acaba neler saklanmak isteniyor?
Neyse ki, dünya eski dünya değil.
Gündem hızla değişiyor.
Üstelik dikkat dağınıklığından çekiyoruz. Tv'ler Mars'a gidişten söz ederken aklımız boşandığının ertesi günü Miami'ye geri dönen ünlüye kayıyor.
***
Apollo 11 dedim de...
Geçen gün emekli astronotlardan birinin videosunu izledim.
Adam şöyle diyordu: "Mümkün olsaydı, aya bugün gitmek için bir an bile beklemezdim. Problem şu ki, aya gidiş teknolojisini yok ettik. Bu teknolojiye yeniden sahip olmak sancılı bir süreç gerektiriyor." Gülsem, olmaz...
Vah vah, desem uyar mı, emin değilim...
Şüpheye kapılsam, ünlü kripto fetöcü bilim youtuber'ı yine bana "cahil" diyecek, bir milyontakipçisi de kafa sallayacak...
En iyisi bir süre daha susmak.
Haşmet Babaoğlu-Sabah