Bir Ramazan ayını geride bırakmış ve yeni bir aya başlamış durumdayız. Ramazan-ı Şerif münasebetiyle katıldığımız programlarda dinleyicilerimizle paylaştığımız hususlardan biri de oruca niyetlenmek üzere sahura kalkan müminlere meleklerin duasıydı… Gerçekten, meleklerin seher vaktindeki dualarına mazhar olmak son derece etkileyici bir durum. Biliyoruz ki melekler, müminler için Allah'a dua ederler, onlar için hayırlı şeyler dilerler ve onların Allah katında değerli birer kul olmasını arzu ederler. Hatta yine Sevgili Peygamberimizin (sav) bir hadisine dayanarak, "müminin gönlünde bulduğu güzel işleri yapma arzusunun da meleklerin, müminlere telkiniyle olduğunu" ifade edebiliriz. Peki, melekler müminler için nasıl dua ederler? Onlar Allah Teala'dan ne isterler? Bugünkü yazımızda işte bu konu üzerinde durmak istiyoruz.
Konuya başlarken dilerseniz sahur sofrasında meleklerin duasına mazhar olmanın güzelliğini bizlere haber veren Sevgili Peygamberimizin (sav) hadis-i şeriflerini yâd edelim, önce... Geliniz evvelâ, konuya dair bu hadisleri gözden geçirelim ve bilgilerimizi tazeleyelim. Bahsini ettiğimiz konuya dair muhtelif hadislerinde ortak mana ile şöyle buyuruyor Nebiyy-i Muhterem (sav) Efendimiz:
"Bizim orucumuzla Ehl-i kitabın orucunu ayıran şey, sahur yemeğidir. Mutlaka sahura kalkınız ve bir yudum suyla dahi olsa mutlaka sahur yapınız. Çünkü sahur yemeğinde nice bereketler vardır…"
Hadis-i Şeriflerin ikisinde geçen "bereketen" kelimeleri, yapı itibariyle bir değil çoğul anlamda "nice bereketler" diye tercüme edilecek bir anlam taşımaktadır. Bu bereketler, sahur sofrasındaki yenilecek gıdalara Allah'ın bereket vermesi, yiyecek ve içecek çeşitlerinin sayısındaki fazlalık gibi bereketin maddi anlamdaki karşılığı olabileceği gibi; aynı zamanda -yine hadis-i şeriflerde ifade edildiği üzere- sahur sofrasının etrafında toplanan hane halkının, Allah'ın rahmetine ve meleklerin duasında mazhar olmalarıdır. Hiç tereddütsüz şunu düşünebiliriz. Gündüzleri gibi geceleri de "mübarek" zaman dilimleri kılınan Ramazan ayında, gecenin bir vaktinde uykusunu bölüp seher vaktinde uyanan ve böylece "ehl-i kıyam" yani "uyanık/ayakta" olan kimselerin, tutacağı oruçta kendisine gıda olacak bir şeyler yemek üzere bir sofra etrafında toplanmaları, kendilerine Allah'ın rızasına, meleklerin de duasına nâil olmayı kazandıracaktır. İşte bunu kendisine kazandırması için, mümine, o saatlerde uyanık olması ve bir yudum suyla da olsa "sahur yapması" tavsiye edilmektedir. O halde bir şeyler yiyip içmekten ziyade, o saatte uyanık olmaktır asl olan… Zira, o saatler, Allah Teâlâ'nın kullarına affını, bağışlamasını, şifasını, derdine dermanını isteyen kullarına, bunları ve benzerlerini vereceğini vaad ettiği saatlerdir. Unutulmamalıdır ki, seher vakti, yılın her ayındaki her gecede yaşanılabilecek bir zaman dilimidir. Seher vaktinden dolayı, seherde yenilen ve adına "sahur" denilen yemekte yenilen gıda da mübarektir, içilen su da… Bunların, üzerine konulduğu sofra da; o sofranın etrafındaki insanlar da mübarektir. İşte Ramazan ayında da, bu ayın dışındaki aylarda da hangi gecenin seherinde uyanıksa, o mümin, Allah'ın rızasına nâil olacağı için duaları da makbuldür, şayet sahur yaparak nafile oruç tutmaya niyetlenerek bir şeyler yemekte-içmekte ise meleklerin de duasına mazhar olacaktır, vesselâm… Peki melekler müminler için nasıl, hangi ifadelerle dua ederler?
Melekler müminler için nasıl dua ederler?
Meleklerin müminleri seven, onları ve evlatlarını kazalardan belalardan muhafaza edip koruyan, müminler için Allah'tan af ve bağışlama dileyen nurani ve ruhani varlıklar olduğunu biliyoruz. Kur'an-ı Kerim'de ve hadisi-i şeriflerde değinilen bu konuya dair geniş bilgilere sahibiz. Ancak bugünkü yazımızda sadece bir surede yer alan ve meleklerin müminler için Allah'a niyaz ile arz ettikleri dualarından bahsedeceğiz. Söz konusu sure, bir adı da "Ğafir" olan Mü'min suresinin 7-9. Ayetleri. Şimdi geliniz meleklerin müminler için nasıl, hangi cümlelerle dua ettiklerine ve Allah Teâlâ'dan onlar için neler istediklerine bakalım.
"Arşı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunan melekler, Rablerini hamd ile tesbih ederler. Onlar Rablerine iman edip müminlerin de bağışlanmasını isterler. Onlar, 'Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tövbe eden (Sana yönelen) ve Senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru' derler.
Rabbimiz onları da onların atalarından, zevcelerinden ve nesillerinden iyi olanları da kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz aziz ve hakim olan sensin.
Bir de onları her türlü kötülüklerden koru. O mahşer gününde sen kimi kötülüklerden/kötü sonuçlardan korursan, muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu ise en büyük kurtuluştur." (Mü'min, 7-9)
Görüldüğü üzere, sadece müminlerin şahsına değil, geçmişte yaşamış yakın akrabalarına ve sonradan gelecek nesillerine de dua etmektedir, melekler… Bu muhteşem mazhariyet, o anlarda sanki müminlerin gönüllerinde buldukları huzurla "anlaşılır" olmaktadır. Bu huzuru yaşamak için Şevval ayının nafile oruçlarını tutmak için seherlerde uyanıp sahur yapmak güzel bir fikir olabilir, ne dersiniz?
Konuya devam edeceğiz, huzurlu vakitler dileğiyle…
Mehmet Emin Ay
