Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hayatımıza dahil ettiği birçok yenilikten biri de yapay et meselesidir. GDO tartışmaları henüz sonuçlanmamışken şimdi de biyoteknolojik gelişmelerin neticesi olarak karşımıza alternatif protein kaynağı iddiasıyla yapay et çıktı. Her ne kadar henüz çok yaygınlaşmadığı için sosyal alanda pek bilinmese de yakın tarihlerde gündemimizi meşgul edeceğe benzemektedir. Alternatif et, kültürlenmiş et (cultured meat / el-lahm el-müstenbet), yapay et (synthetic meat / el-lahm el-istinâ'î), laboratuvar et (in vitro meat / el-lahm el-muhteber) gibi İngilizce ve Arapça isimlerle birlikte literatürümüze de girdi. Yüksek düzeyde kontrollü ortamda ve gıda kaynaklı patojen riskini azaltarak üretilmesi nedeniyle temiz et (clean meat / el-lahm en-nazîf) diye de adlandırılmıştır. Neticede yapay et üretimi alternatif protein arayışlarından biridir. Meselenin kök hücre, doku nakli ve GDO tartışmalarıyla da bağlantısı vardır.
Elbette bu tür biyoteknolojik gelişmelerin sosyal, iktisadi, tıbbi ve dini açıdan ortaya çıkaracağı tartışmalar ve problemler olacaktır. Her yeni teknolojik girişimde yaşandığı üzere yapay et üretiminde karşı görüşler yer almaktadır. Bu konudaki endişeler şu şekilde sıralanabilir:
- Yapay et, ileri sürüldüğünün aksine doğaya ve hayvanlara karşı bir tür saygısızlık mıdır?
- Bu uygulama hayvan refahını daha da düşürecek midir?
- Bu yöntemle üretilen yiyecekler kanibalizme (yamyamlık) kapı mı açacaktır?
- Üretilen yeni ürün, dini/felsefi inançlar veya taraftarlarının kaygılarını ne kadar dikkate almaktadır?
Dini yaklaşımlara gelince Konfüçyanizm ve Hinduizm dini inanışlarında doğa ve hayvanların yerleri son derece önemlidir. Hinduizm perspektifinden yapay bile olsa et üretmek için hayvan hücrelerinin kullanılması, insanoğlunun kibrine en güzel örneklerden birisidir. Aynı zamanda Hindular, Batı dünyasının insan olmayan diğer canlı türleri üzerindeki hükümranlık kurma hırsının bir mensubu olmak istemediklerini ifade etmektedirler.
Yahudi hahamlığının görüşü ihtilaflıdır. Bazıları kültürlü etin ancak orijinal hücreler kesilmiş bir Koşer hayvanından alındığında Koşer olarak kabul edilebileceğini düşünmekteler. Diğerleri kültürlü eti üretmek için kullanılan hücrelerin kaynağı ne olursa olsun, kesinlikle orijinal kimliklerini kaybedeceklerini varsayarlar. Hristiyan otoriteler henüz bir açıklamada bulunmamıştır.
Benzer şekilde, yapay et hakkında taşınan bir diğer kaygı, yapay etin bir gün insan dokusundan da kültürlenebileceği olasılığı ve bunun da zamanla kanibalizme (yamyamlığa) sebep olabileceği görüşüdür. Bütün bu tartışmalar bir yana bu teknolojinin gelişimiyle belki de ileride organ üretimlerinin yolu açılacak ve böbrek vb. organ nakline ihtiyaç duyan insanlar için bir ümit olacaktır. Şimdilik bunu söylemek için erken olsa da yeni gelişmeler bu yöne doğru gitmektedir.
YAPAY ETİN FIKHİ DURUMU NEDİR?
Yapay et üretimi konusu henüz çok yeni olduğu için bu hususta İslam hukukunun görüşünün paylaşıldığı yeterli ve doyurucu sayıda çalışma bulunmamaktadır. Konuyla ilgili literatür yeni oluşmaktadır. Bu konuda fıkıhta iki temel kıstas vardır; kültürlenecek kök hücrelerin, eti helal ve İslami usullere göre kesilmiş hayvanlardan alınması ve bu hücrelerin gelişimi için kullanılacak besiyeri ortamının helal kriterlerine uygunluğunun karşılanmasıdır.
Bu konuda fıkhi açıdan yapılan tartışmalarda kullanılan bazı argümanları zikredebiliriz. Bazı yaklaşımlar aynı GDO'da olduğu gibi bu konunun da fıtratı bozmak anlamına geleceğini ileri sürerek meseleye ilkten karşı çıkmaktadırlar. Bir diğer tartışma konusu balık ve çekirge dışındaki hayvanların etlerinin helal olması için Allah'ın adı anılarak kesilmeleri gerekmektedir. Helal et tüketimi için en temel şart İslami usullere göre kesilmiş olmalarıdır. Yapay ette helal kesimin ise kültür doku ve hücrelerin bu şekilde kesilmiş bir hayvandan alınmasıyla sağlanması düşünülmektedir. Bu konu "Ceninin tezkiyesi, annesinin tezkiyesidir." hadisi çerçevesinde tartışılmaktadır. Burada temel kıyaslardan biri anne karnından çıkan ölü yavrunun eti helal ise, İslami usulle kesilen bir hayvandan alınan dokudan üretilen yapay et de helal olabilir şeklindedir. Anne karnındaki ceninde kas hücrelerinin oluşması konusuyla kültürlenmiş ette kas hücrelerinin oluşması arasına bir bağlantı kurulur.
Bir diğer tartışma ise besiyeri meselesindeki serum işlemidir. Serum, kan hücrelerini, trombositleri ve pıhtılaşma faktörlerini ayırmak için santrifüj adı verilen bir ayırma tekniği ile hayvan kanından ekstrakte edilen bir sıvıdır. Yeni doğan buzağı kanından elde edilir. Serumun kandan ayrılması tam bir istihale midir? Bu konuda henüz bir netlik bulunmamakta. Çünkü santrifüj işlemi sadece serumu kandan ayırmaya yönelik bir yöntemdir ve fiziksel veya kimyasal olarak herhangi bir değişiklik içermez. Serum necis olarak kabul edilmekle birlikte, etin kültürlenmesi esnasında kullanılması serumun doğasını diğer özelliklere dönüştürür. Yani hücreler, replikatif süreçte serumdaki besinleri diğer hücrelere dönüştürür. Bu sorun, necis gıdalarla beslenen hayvanların durumuna kıyas edilmiştir. Yani fıkıh dilinde cellâle denen necis gıdalarla beslenen hayvanların kesimden önce belirli günler bekletilmeleriyle etleri helal hale gelir. Tıpkı burada doğal olarak gerçekleşen hayvanın yediği necis gıdanın doğasını değiştirip emilerek hayvan etinin bir parçası haline gelmesinde olduğu gibi serum ortamındaki kan vb. ortam maddelerinin de daha sonra temizlendiği iddia edilmektedir.
Konu bu şekilde tartışılmaya devam ederken fıkhi açıdan konuyla ilgili temel kriterleri şu şekilde özetlemek mümkündür. Yapay et, temel bir besin maddesi olmayıp, doğal olmayan alternatif bir protein kaynağıdır. İslam, fıtri ve doğal ürünleri tüketmeyi teşvik eder. Bununla birlikte yeni teknolojik imkanlarla üretilen alternatif besin maddelerinin dini hükmünün tespiti gereklidir. Bu çerçevede üretilecek maddenin hem orijini hem de besiyeri ortamıyla ilgili bazı şartlar bulunmaktadır:
- Kültürlenecek kök hücrelerin, eti helal ve İslami usullere göre kesilmiş hayvanlardan alınmış olması gerekir.
- Dinen etinin yenmesi helal olan hayvanlardan bile olsa; canlı bir hayvandan kopan/koparılan/alınan bir parça dinen leş hükmünde olduğu için yasaklanmıştır.
- İslâmî usullere göre kesimi yapılmamış olan bir hayvandan alınan parça dinen temiz ve helal sayılamaz
- Temiz/helal olmayan bir maddenin türevleri (yani ondan türetilen diğer ürünler) de helal/temiz olmaz.
- Hücrelerin gelişimi için kullanılacak besiyeri ortamının helal kriterlerine uygunluğunun karşılanması gerekir.
- Hücrelerin üretimi sırasında (fermentörlerde) besin ve enerji bileşeni olarak kullanılan maddelerin de dinen temiz ve helal olan kaynaklardan sağlanmış olması gereklidir.
Sonuç olarak yukarıdaki şartların sağlanması durumunda bu şartlarda üretilen yapay etin tüketilmesinde fıkhi açıdan bir sakınca olmayacağı söylenebilir. Ancak ilgili şartların sağlanmaması durumunda üretilen yapay etin tüketilmesi fıkhi açıdan sakıncalı olacaktır.
Prof. Dr. Murat Şimşek
Kaynakça
Yetim, H, Tekiner, İ. (2020). Alternatif Protein Kaynaklarından Yapay Et Üretimi Kavramına Eleştirel Bir Bakış. Helal ve Etik Araştırmalar Dergisi, 2 (2), 85-100. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/head/issue/58407/832170
Hamdan, M. N., Post, M. J., Ramli, M. A., Mustafa, A. R. (2018). Cultured meat in Islamic perspective. J Relig Health., 57: 2193–2206. DOI: 10.1007/s10943-017-0403-3.
Chriki, S. ve Hocquette, J. F. (2020). The Myth of Cultured Meat: A Review. Frontiers in nutrition, 7: 7. DOI: 10.3389/fnut.2020.00007.