Ekosistem kavramı ekolojiyle irtibatlıdır. Ekoloji canlıların hem kendi aralarındaki hem de çevreleriyle olan ilişkilerini tek tek veya birlikte inceleyen bir bilim dalıyken, ekosistem belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran çevrenin karşılıklı ilişkileriyle meydana gelen ve süreklilik gösteren ekolojik sistemi inceler. Bu anlamda hem ekoloji hem de ekosistem kavramları bir dengeyi ve döngüyü içinde barındırır. Tıpkı bunun gibi ekosistem ekonomisi ile ekolojik ekonomi kavramları da birbiriyle sıkı sıkıya bağlıdır. Bu konu ekonomi-çevre ve ekonomi-biyoçeşitlilik (biodiversity) ilişkisiyle yakından ilgilidir. Ekosistem ekonomisi kavramı son yıllarda kullanılmaya başlamıştır. İmalat stratejileri ve endüstriyel ekonomi olarak da yorumlanmıştır. Döngüsel ekonomi, paylaşım ekonomisi ve yeni iş modelleriyle de irtibatı vardır. Ekonomi anlayışında doğrusaldan döngüsele doğru bir dönüşümü de ifade eder.
Ekosistem ekonomisi kavramı ilk olarak Frosch ve Gallopoulos tarafından 1989 yılında ortaya atılmıştır. Binlerce ürün ve firmanın bu kadar çeşitlilik içerisinde hem çevreyle hem de birbirleriyle dengeli ve uyumlu çalışabilmelerini ifade eden bir kavram olarak yorumlanmıştır. Bütün bunlardan hareketle ekonominin ekosistemi, "bir ekonominin alt yapısını oluşturan ve bunların karşılıklı ilişkileriyle meydana gelen ve süreklilik arz eden sosyal nitelikli ekolojik sistemler" şeklinde tanımlanmıştır.
İktisadi organizasyonlardan oluşan ekonomik düzenler, çevreden ve diğer organizasyonlardan izole kalamamaktadır. Dolayısıyla bir ekosistem mantalitesi çerçevesinde ekonomik organizasyonlar zorunlu olarak etraflarındaki çevre, canlı, kurum ve benzeri diğer öğelerle uyum içerisinde ve etkileşim halindedirler. Burada çok güçlü bir karşılıklı etkileşim söz konusudur. Nitekim rekabet, dayanışma, kontrol ve zorlama gibi etkenler daima uyum içinde kalmayı gerekli kılan bir ekosistemi oluşturur.
İslam ekonomisi ve finansı alanlarında her iki anlamıyla bir ekosistem vizyonu mevcuttur. Öncelikle İslam ekonomi düşüncesi çevreyle uyumlu, ekolojik ve sosyal dengeye duyarlı bir yapıya sahiptir. Bir diğer ifadeyle gerek piyasa anlayışı gerekse sosyal adalet görüşü çerçevesinde İslam ekonomisi bir denge ve uyum ekonomisidir. Bununla birlikte burada hâlihazırda ülkemizde altyapı ve ürün olarak uygulanan İslam ekonomisi enstrümanlarının ekosisteminden bahsedilecek. Ki artık bu konu ülkemizde katılım ekonomisi, katılım bankacılığı, katılım finans ve katılım sigortacılığı şeklinde adlandırılmaktadır. Burada ülkemizdeki katılım bankacılığı ve sigortacılığına, çevresini saran birçok unsurla uyumu açısından değinilecek. Bir anlamda üst yöneticileri, çalışanları, danışma kurulları, sermayedarları, kamu yöneticileri ve akademisyenleriyle katılım bankacılığı ekosistemi yaşamakta ve gelişmektedir. Bu ekosistemde yer alan paydaşların, kurumların ve piyasaların uyumu bu sektörün sağlıklı devamlılığı için fevkalade mühimdir. Öncelikle katılım bankacılığı ekosisteminde yer alan müşteriler, iş insanları, kamu ve özel sektör yönetici ve çalışanları ile İslam ekonomisi ve finansıyla ilgilenen akademisyenler ve öğrencilerin senkronizesi önemlidir.
Katılım ekosisteminin sağlıklı işlemesi ve sürdürülebilmesi için en elzem konulardan biri faizsiz finans yasal mevzuatının tamamlanmasıdır. Son yıllarda ülkemizde bu konuda oldukça önemli adımlar atılmaktadır. CBFO'da ve TCMB'de katılım birimlerinin kurulması, sukuk ihracı, faizsiz esaslı yatırım fonlarının kurulması, katılım sigortacılığında Türkiye (Teysîr) Modelinin geliştirilmesi ve bütün bunlarla birlikte bazı yasal mevzuatın yönetmelikler bazında yayımlanmış olması bu adımlardan bazılarıdır. Yine katılım bankacılığı alanında kurumsal yapıların güncellenerek güçlendirilmesi de burada zikredilebilir. Özellikle TKBB'nin çalışmaları ile TSB tarafından katılım sigortacılığı mevzuat alt yapısına yönelik çalışmalar anılabilir. BDDK'nın katkılarıyla TKBB bünyesinde merkezi danışma kurulu oluşturulması ve bu kurul tarafından standartların yayımlanmaya başlaması önemli gelişmelerdir.
Yine katılım ekonomisi ve finans alanında üniversiteler tarafından yapılan çalışmalar da ekosistemin bir parçası olarak zikre değerdir. Bu alanda kaleme alınan akademik çalışmalar (papers), İslam ekonomisi, İslami finans ve İslami sigortacılık alanlarında açılan lisans ve lisansüstü programlar bulunmaktadır. Bu çabalar, aynı zamanda katılım bankacılığı ekosisteminin ihtiyacı olan insan kaynağının ortaya çıkması ve eğitilmesini sağlayacaktır. Bu tür çalışmalar teori ile pratiğin uyumuna katkı sunacaktır. Sektör-üniversite iş birliği çerçevesinde öğrencilerin ekosistemin parçası olan iş yerlerinde staj yapması, sektör çalışanlarının yüksek lisans programlarına devam etmesi, tecrübeli katılım bankacılığı çalışanlarının üniversitelerde ders ve seminerler vermesi bu ekosistemi güçlendirmektedir.
Türkiye'nin dünyadaki İslami finans merkezlerinden biri olabilmesi için atılması gereken adımlar hala mevcuttur. Örneğin katılım bankaları ve İslami finans kuruluşları için yasal altyapının tamamlanması, faizsiz finans ekosistem tasarımının hayata geçirilmesi, sistemin kendine özgü terimlerinin kullanılması ve ürün çeşitliliğinin arttırılması, danışma kurullarının aktif rol alması ve yetkinliğinin geliştirilmesi, faizsiz esasa göre çalışan para piyasası, sermaye piyasası, sukuk piyasası ve İslami borsanın tesisi bunlar arasında sayılabilir.
Ülkemizde katılım bankacılığı ekosisteminin sağlıklı bir şekilde çalışıp sürdürülebilmesinde dini ve etik kurallara riayet edilmesinin de hayati önemi vardır. Gerek merkezi, gerekse kurumsal danışma kurullarının (sharia board) ekosistem içindeki rolü daima önceliklidir. Bu konuda ekosistem bağlamında dengenin sağlanmasında her iki tarafa da bazı sorumluluklar düşmektedir. İnsan kaynaklarının İslam ekonomisi ve finansı hakkında yeterli donanımı yanında danışma kurullarının süreçte aktif rolü ve sağlıklı bilgi akışı son derece önemlidir. İslam ticaret ve borçlar hukuku ilkeleri çerçevesinde yani ürünlerin geliştirilmesi, ortaklık (muşareke ve mudarebe) alanlarının genişletilmesi ve katılım sigortacılığının önünün açılması konusunda beklenti yüksektir. Gerek fiili uygulamadaki ürünlerde, gerekse ürün geliştirmede İslam ekonomisinin akit teorisinin elverdiği çerçevede arayışlar devam etmektedir. Ülkemizde katılım ekonomisi henüz yüzde oranı olarak arzu edilen seviyede olmasa da büyüme hızı ve potansiyeli bakımından ümit verici düzeydedir.
Prof. Dr. Murat Şimşek
Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü (MÜİSEF)
Kaynaklar
https://sozluk.gov.tr/
https://www.tkbb.org.tr/Documents/Yonetmelikler/Yasayan-ve-Gelisen-Katilim-Bankaciligi.pdf
https://www.tsb.org.tr/tr/duyuru/katilim-sigortaciligi-2020-sektor-raporu-yayinlandi
https://seddk.gov.tr/
https://iibfdergi.sdu.edu.tr/assets/uploads/sites/352/files/yil-2020_cilt-25_sayi-4_06-19102020.pdf
https://globalnotlar.com/ekosistem-ekonomisi-nedir-ekosistem-belirleme-sureci
https://www.dunya.com/kose-yazisi/ekonominin-ekosistemi-yok-mu/620999
https://academy.vertical-farming.net/tr/ekosistem-ekonomisi/