Evanjelizmin düşüşü
1989 yılında Berlin Duvarı'nın çökmesinden beri ideolojik değerlerde bir düşüş hatta çökme yaşandı. Onun yerini eski ibaresiyle kozmopolitlik yani küreselleşme aldı.Berlin Duvarı'nın yıkılması Zülkarneyn Seddi'nin yıkılması gibi bir etki meydana getirdi. İdeolojiler yıkılan duvarın altında kaldı. Biz de ideolojik çöküntü 12 Eylül ile birlikte başladı ve Özal dönemiyle birlikte tavan yaptı. Artık gençler vuruşmak yerine, birbirine düşman olmak yerine birbirlerini seveceklerdi. Bu dönemde Dev-Genç, Sev-Genç havasına girdi ve öyle kodlandı. İdeoloji sonrası dönemde dinin önünde yeni bir fırsat, sayfa açıldı. Din bütün ideolojilerin kalıntılarını kanatları altına alabilirdi. Lakin dindar kesimler veya dini temsil ettiği var sayılan zümreler yüzünden bu fırsat da büyük çapta kaçırıldı, heba edildi. İdeolojik değerlerden sonra dini değerler de bir düşüş yaşıyor. Dindarlığın güzel yönleri öne çıkarılamadı. Tasavvufi fikriyatı temsil eden önderlerden Suriyeli Ratip Nablusi'nin dediği gibi insanlığın önünde son bir fırsat daha var. Müslümanlar İslam'ı, orjinaline sadık, uygun bir biçimde temsil etse arayış içindeki bütün insanlık İslam'ın önünde diz çökecektir. Lakin İslam insanlığın önünde olsa da pratikte Müslümanlar bu önderliği somutlaştıramıyorlar. Nazariyatta elbette ki İslam son mesaj, dupduru ve sadeliğini koruyor ve büyülüyor. Bununla birlikte bunu somuta, pratiğe ve hayata dökmede, aktarmada başarısız kalıyoruz. Kötülük kara delikler gibi bütün iyilik adacıklarını yutarak büyümeye devam ediyor. İdeolojilerden sonra dinde de bir kırılma yaşanıyor. Teori pratiğe aksettirilmedikçe insanlar, İslam'a teslim olmayacaklardır. Ayette denildiği gibi, "Ey imân edenler! Yapmayacağınız şeyi neden söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir." Tebliğ ile temsil at başı gitmeli yoksa buradaki açık güven alanını zedeleyecektir. Davranışlar söze tercüman olmadıkça ve sağlamasını yapmadıkça havada kalmaya mahkumdur. Dinin ruhu sıdk ve doğruluktur onu ihlal eden her şey güveni zedeleyecektir. Tarih boyunca dini kötü ve yanlış temsil eden alimler (ulema su) hep çıkmıştır, olmuştur lakin hiç bu asır kadar temerküz ettikleri başka bir devir yoktur. Hiçbir dönemde bu kadar yoğunluk kesp etmemiş, bir araya gelmemişlerdi. Günümüzde tele vaizler kuşağı özel uçaklarla dünyayı turluyor ve fink atıyorlar.
Jesse Duplantis gibi bazı tele vaizlere edindikleri uçak filosu yetmiyor, daha fazlasını istiyorlar! 'Mesih namına biz daha fazlasını hak ediyoruz' diyorlar. Bunlar da Trump'ın din adamları versiyonu. Görüldüğü gibi geleneğimizde 'ulema su' olarak anılan kötü din adamı örneği küreselleşti.
İler tutar tarafı olmayan bu adamların foyası bir gün meydana çıkacak ve milletin yakasından düşecekler. Lakin geride muazzam bir hasar bırakacaklar. Keşke denemeden akıl yoluyla yol yakınken bunlara dur diyebilsek ve engel olabilsek. Dini ideolojinin (dinin beşerileştirilmiş şekli diyelim) çöküşünü somutlaştıran en önemli örneklerden birisi bizzat Trump'ın Yardımcısı Mike Pence'dir. Daha önce Katolik iken Evanjelizme kaymış. Demek ki durağan ve statik Katolik branda kendisini fazla kesmemiş, cezbetmemiş. Dini adrenalini yükselten yeni bir dini adres aramış ve sonunda bunu Evanjelizm çatısında bulmuş. Bununla birlikte geldiği yer de gittiği yer de ikisi de birden çöküyor. Katoliklik kendi uydurduğu din adamların bekarlığı (Clerical celibacy) kuralını uyamıyor. Bastırılan fıtrat menfez bulup yüzeye vuruyor, çıkıyor. Dini bir umde ve kural haline getirdiği ruhbaniyeti (bidat) engelini aşamıyor ve esaretinden kurtulamıyor. Böylece sebep sonuç bağını veya halkasını koparıyor ve fıtratın dışına çıkıyor. Fıtrat zorladığında da rahibelerle düşüp kalkma ya da sübyancılık illeti zuhur ediyor. Suyun inbisat kanunu gibi işleyen bastırılmış fıtrat gayri meşru noktalarda uç veriyor. Lakin kendi koydukları kuralı yanlış da olsa aşamıyorlar. Bu fıtrata zincir vurmak isteyen kilise babalarının marifetidir. Bunu kaldıramadıkça da yanlış tarihi süreç işlemeye devam ediyor. Karizma bazen insanları ve milletleri geriye götürebilir. Bu bapta Eflatun'un kırılamayan otoritesi ve karizması insanlık için talihsizlik olmuştur. Hatta insanlığın bin yılına mal olmuştur. Bazı ilim tarihi üstatları Eflatun'un otorite ve karizmasıyla ilmi inkişafı durdurduğunu, tecrübeli ilimlerin (deneysel bilimler/experimental sciences) inkişafını en aşağı bin yıl geri attığını ve geciktirdiğini iddia etmektedirler.
İki bin yıllık yanlışlık olan celibacy de Kilise içinde düzensizliklere neden olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Kilise bu kuralıyla fıtrata savaş açmış ama altında kalmıştır. Bunu itirafa da yanaşmıyor. Sebep Mehmet Ağar'ın sözlerinde gizli. Yapıdan bir tuğlayı çekerseniz bütün yapı yerle bir olur.
Yanlışlara takdis halesi giydirmemeliyiz. Eflatun'un nazariyatı gibi Kilise babalarının bidatı da aşılamazsa insanlığın tekamülü önünde büyük bir engel/eşik oluşturur. Yanlışlığı ispatlanmış umde veya kurallara körü körüne bağlı kalmak insanlığın tekamülüne zincir vurmaktır. İdealizm adına da yapılsa bu böyledir. Katolik ülkeler fiilen boşanma yasağını kaldırmış, aşmıştır. Zira fıtrata aykırıdır. Lakin Kilise hala celibacy dedikleri rahiplerin ruhbanlığı meselesini aşamamıştır. Bu da sıkıntılara ve skandallara neden olmaktadır.
Nitekim, Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, Aileler Festivali nedeniyle İrlanda'ya ziyareti sırasında, kilise içi cinsel istismar suçlarıyla mücadeledeki başarısızlık nedeniyle utandığını ve bunu engelleyemediğini itiraf etmiştir. Papa konuya ilişkin açıklamasında şöyle yakınmıştır, "İğrenç çocuk tacizi suçlarıyla yeterince mücadele edememek Katolik toplumunun acı ve utanç kaynağıdır; bu hisleri paylaşıyorum." Ama postu yakınma makamı değildir.
İrlanda'daki Katolik Kilisesi'nde de bu tür olayların varlığını kabul eden Papa, "güvene ihanet" ve İrlanda'daki istismar kurbanlarının maruz kaldığı "iğrenç" istismar suçlarına karşı derhal önlem alınması gerektiğini söyledi.
İrlanda Başbakanı Papa Francis'in 25-26 Ağustos tarihlerindeki İrlanda ziyareti öncesi çok sert bir uyarı yapmış ve İrlanda'yı 39 yıldır ziyaret eden ilk Papa olan Francis'i kilise içinde çocuk istismarına dahil olup bunu örtbas etmeye çalışanlara karşı eyleme geçmeye çağırmıştı.
BBC'de yer alan habere göre Papa ziyareti sırasında 90 dakika cinsel istismar kurbanlarıyla geçirdi ve kurbanlarla yaptığı görüşmelerde din adamlarının çocuk istismarını "iğrenç" bulduğunu söyledi.
Papa geçen hafta dünyadaki tüm Katoliklere hitaben bir mektup yazmış ve kilisedeki cinsel taciz vahşetini kınadığını söyleyip tüm Katolikleri bu olayların örtbas edilmemesi için birlikte mücadeleye davet etmişti. Günah çıkartma makamında olanlar, celibacy/evlenmeme meselesinde günah çıkartmadıkça bu işler düzelmez. Çarpık olarak kalır. Meseleyi temelinden düzeltmek gerekiyor. Bu da din adamlarının fıtratını serbest bırakmak ve buna hukuki bir statü (evlenebilme hakkı) kazandırmakla gerçekleşir. Vatikan'ın eski Washington Büyükelçisi Başpiskopos Carlo Maria Vigano, kilise bünyesindeki çocuklara yönelik cinsel istismara göz yumduğu gerekçesiyle Papa Franciscus'u istifaya davet etti. Sadece Papa değil Kilise de bunca yanlışından dolayı kendini gözden geçirmeli ve bidat öncesine dönmelidir. İnsan fıtratıyla inatlaşmanın insanlığa bir yararı yok, aksine maliyeti var.
Mike Pence'in eski adresi böyle ya yeni adresi?
Mike Pence'in eski adresi yani Katoliklik cinsel ve ahlaki bir sapma ile karşı karşıyadır. Yeni adresi olan Evanjelizm ise Yahudilerin güdümüne girdiği için siyasi bir sapma ile karşı karşıya bulunmaktadır. Yahudiler adına siyaset yapmakta ve üretmektedir. Bugün Evanjelikler birçok ahlaki kusuru bünyesinde barındıran Trump ile ortaklar. Bu birlikteliği kendileriyle ve Mesihi ahlakla nasıl bağdaştırıyor, telif ediyorlar, anlamak zor! Bunun cevabı yok. Bu da gösteriyor ki ilkelere ve değerlere değil asabiyete sadakat gösteriyorlar, öze değil kabuğa önem veriyorlar. Halbuki, Mesih'in bir mezhebi olsa bu asabiyet değil adalet olurdu. Dolayısıyla Evanjelizm ruhunu şeytana satmıştır. Trump ile beraberliği ve ortaklığı büyük bir ahlaki sapma ve yozlaşma anlamına geliyor. Hristiyanlık fedakarlık kültürü ve ahlak aşısıdır. Lakin günümüzde bunların yerlerinde yeller esiyor. Bu itibarla Mike Pence'in yeni dini adresi de öteki gibi cılk çıktı.
Trump ister azledilsin isterse bu haliyle kalsın; lakin Evanjelik dalga ve akım da büyük bir hayal kırıklığı meydana getirecektir. Ahlaki üstünlük iddialarını kaybetmiş olacaktır. Şunu söyleyebiliriz: Trump ile birlikte ABD'de Evanjelizm düşüşe geçecektir belki de devrini tamamlayacaktır. Bir musibet bin nasihatten evladır. Denenmedikçe ve sınanmadıkça Evanjelizmin falsolarını anlatmak mümkün değildi. Trump ile birlikte Evanjelizm de sınanmış oldu. Kusurları somutlaştı. İnşaallah Mike Pence de bu gelişmelerden ders ve ibret alır ve kapıldığı akıma karşı mesafeli bir tutum takınır.
Belki de Mike Pence, Gerald Ford'dan sonra anayasa gereği seçilmeden otomatik olarak selefinin yerini alacak ikinci örnek veya kişi olacaktır. Bence iktidarı bu kaçıklar zümresine teslim etmektense seçimleri yenilemek daha doğru bir şık olacaktır. Zaten seçimleri hile ve dolaplarla kazanmışlardı.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Demokrasi sığ sularda yüzmez! (24.08.2018)
- Bir başarısızlık hikayesi! (22.08.2018)
- Çifte etkisizleştirme politikası (20.08.2018)
- Türkiye’ye karşı Siyonist-Evanjelik ittifak (17.08.2018)
- Trump doktor raporuyla azledilmeli (15.08.2018)
- İki kadının hikâyesi! (13.08.2018)
- Atlantik düzeninin sonu ve İslamfobik çağ (10.08.2018)
- ‘Düşman zulmeder, kader adalet eder!’ (08.08.2018)