Daha baştan Trump'ın sakar bir başkan olacağı belli idi. Emarelerini üzerinde taşıyordu. En önemli özelliklerinden birisi teori yerine pratiği esas almasıdır. Neticede iş adamıydı. Bizde de çok meraklıları, hayranı vardı. Hala meraklıları aynı yerde duruyor mu, bilmiyoruz. Populizm asrında, içimizde okumadan alim, yazmadan katip olanlar çok. Günümüzde meslekler birbirine karıştı. Mesleklerin hususiyetleri kalmadı. Herkes her şeyi biliyor. Köşe kadılarının yerine twitter kadıları aldı. İşte bu temyiz kabiliyetinden mahrum; reşit olmayan adamların bolluğunda Trump gibi harcıalem adamlar sivriliyor, bitiveriyor. Sadece ABD'nin değil aynı zamanda dünyanın dümenine geçebiliyor, canına okuyabiliyorlar. Sonuç itibarıyla, Trump'a bahis oynayanlar, yatırım yapanlar adamın züccaciye dükkanına girmiş bir fil gibi davrandığını ve dünyayı telaşa verdiğini gördüler. Bu nedenle de sadece ABD'nin değil ama dünyanın selameti açısından da daha fazla geç kalmadan hakkında azil işlemi başlatılmalı. Mevcut azil sürecinde yanlış giden bir taraf var. Hakkında seçimlere Rusya'nın müdahalesi üzerinden, milli güvenlik veya seçim güvenliği endişesiyle bir soruşturma yürütülüyor. Bu işin seyrini zorlaştırıyor. İşe yanlış tarafından tutuluyor. Bu iş, Rusya soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Savcı Robert Mueller işi değil. Trump meselesi siyasi, ahlaki mesele değil varlık –yokluk yani ontolojik meseledir. Meseleyi seçimlerde Rus veya Putin müdahalesi indirgemek geçiştirmek, hafife almak olur. Adamın aklıyla zoru var. Aklı bir karış havada. Trump çok teşekküllü bir heyet tarafından kontrolden geçirilmeli, muayene edilmeli neticesinde heyet raporu tanzim edilerek görevinden el çektirilmelidir. Bu adamın kaçık ve dengesiz olduğu her halinden belli. Kaçık olduğu kadar da oynak bir karakter. Adeta cıva. Nerede ne zaman ne yapacağı bilinmiyor, kestirilemiyor. ABD hatta ailesini yönetebilecek bir vasfa haiz değil. Eşi Melania ile de ilişkileri iyi seyretmiyor. Türkiye ile ilişkilerimiz iyi değil derken aslında bu tanıma ailesini de katmak gerekir. İdaresiyle arasında iletişim kopukluğu var. Tarz ve davranış bozukluğu nedeniyle herkesle iletişimsizlik sorunu yaşıyor. Bunu sağır sultan bile duydu.
Amerikan başkanlarının pek sağlıklı olduğu söylenemez. İçlerinde epey kaçık var. Lakin Trump bir başka; hepsine tüy dikti. Reagan da evanjelik dürtüleriyle birlikte 1986 yılında Libya'ya saldırdı ve saldırı öncesinde açtı ağzını yumdu gözünü ve Kaddafi için 'köpek' tabirini kullandı. Şimdi ise (Ronald'dan Donald'a) onun yolundan giden Trump eski ekibinden ve yardımcılarından komedyen, oyuncu ve seslendirme sanatçısı Omarosa Manigault Newman hakkında Unhinged/Dengesiz adlı kitabından dolayı ve mukabele olarak aynen Reagan'ın Kaddafi için kullandığı nitelemelere başvuruyor. Köpek, aptal, huysuz (wacky and vicious, but not smart) gibi nitelemeleri art arda sıralıyor. 'Çırak/Apprentice' isimli reality şovunun kıdemli yarışmacılarından biriyken Trump'ın seçim kampanyasında rol alıp danışmanı olarak Beyaz Saray'a yerleşen Omarosa Manigault Newman'ın yayımladığı kitapta Trump'ın yeni bir skandalı daha ortaya çıktı. Newman'ın iddiasına göre, Trump yemin töreninde kendi 'İş Bitirme Sanatı'na el basmak istedi. Bu iddiayı ihtiyatla karşılamakla birlikte doğruysa Trump kendi çapında ve kulvarında bir skora imza atmış demektir. Bu davranışıyla bize eski Türkmenbaşı Saparmurad Niyazov ve kitabı Ruhname'sini hatırlatıyor. Trump yeni twitlerinden birinde Beyaz Saray Teşrifat Müdürü John Kelly'nin kolundan tutuğu gibi Omarosa Manigault Newman'ı kapı dışarı savurduğunu ve gözünün yaşına bakmadığını söylemiştir. Üç defa Beyaz Saray'dan kovulduğunu ve iş için gözü yaşlı bir bicimde kendisine başvurduğunu hatta yalvardığını ve yüz bulamayınca da karalama kampanyası başlattığını ifade etmiştir. Bu cümleleriyle kinini tatmine çalıştığı anlaşılıyor.
Hürriyet gazetesinden Taha Akyol, 'Kibirli kabadayı' başlıklı yazısında Batı'da kendisiyle yolları kesişmiş ve analiz kabiliyetine haiz bazı isimlerin Trump hakkındaki tespitlerine başvuruyor. Bu aktarmalar Trump portresini tam olarak yansıtıyor. "Donald Trump'ı ilk keşfedenlerden biri otuz yıl önce İngiliz gazeteci Polly Toynbee olsa gerek: "Devasa bir egoizm" diye teşhis koymuş, "Patlamayı bekleyen şeytani bir güç ve enerji" olarak nitelemişti. Ünlü tarihçi ve gazeteci Arnold Toynbee'nin torunu olan Bayan Polly Toynbee 23 Mayıs 1988 günü Londra'da Trump'la yaptığı mülakatı The Guardian'da yayımlamıştı.
Trump 41 yaşındaydı, "İş Yapma(Bitirme) Sanatı" adlı kitabının tanıtımı için Londra'daydı.
Polly Toynbee onu "kibir, güç açlığı, hırs, cazibe" gibi kelimelerle tanımlıyor; "Dünyaya hükmetmeden rahata eremeyecek biri" diye yazıyordu. Karşısında böyle bir adamı bulunca Amerika başkanı olmayı düşünüp düşünmediğini sormuştu. 41 Yaşındaki Trump'ın cevabı aynen şöyleydi: "Başkan olmak istersem, başkan olurum!" Otuz yıl sonra Trump 70 yaşında Başkan olduğunda, Bayan Toynbee, şöyle yazacaktı:
"Trump başkanlık hayalini bana otuz yıl önce açıklamıştı, şimdi kâbus başlıyor."
Amerikalı Sasha Abramsky, "Trump köşeye sıkışmış bir megalomanyaktır, ülke için ciddi bir tehlikedir" diye yazmıştı. Köşeye sıkışmış demesinin sebebi FBI ve Amerikan yargısının yürütmekte olduğu soruşturmalardır.
Abramsky yazısında şöyle diyordu:
"Artık bir Amerikan dış politikası yoktur. Sadece Trump'ın egosu vardır!"
Bugün Türkiye bu anılan kaprislerle karşı karşıya. Eski Danışmanı Omarosa Manigault Newman da Trump'ın akli melekelerinin yerinde olmadığını teyit ediyor. Cinsel yönden de aşırılık ve doyumsuz halleri olduğu bir gerçek. Tam bu noktada dengesiz ve anormal bir portre ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Stormy Daniels gibi nice kadınlar Trump'a dava ve savaş açtılar. Bu anlamda Trump tam da cinsel kaçık eski IMF başkanlarından Yahudi asıllı Eski IMF Başkanı Dominic Strauss-Kahn'ı hatırlatmaktadır. Bu kirli adam cinsel olarak önüne gelene saldırmıştır. O da fuhuş çetesi işletmekle suçlandığı ve yargılandığı davalarda özrü kabahatinden büyük laflar etmiştir. 3 yılda sadece 12 seks partisine katıldığını ve burada çok çılgın şeyler yapılmadığını söyleyecektir. Trump gibi ar damarı çatlamış anlaşılan.
TARİHİN HÜKMÜ
Amerikalılar ne yaparsa yapsın; ister azletsin isterse azletmesinler de tepelerinde gezdirsinler; ama adam ortada, her yönüyle arızalı. Dünya barışı ve selameti önünde en büyük tehdit. Kuzey Kore lideri gibiler yanında halt etmiş. Bu itibarla yapılması gereken şey Müller soruşturmasının ötesine geçip akli melekeleri gözden geçirmek için bir tıp heyeti teşekkül ettirmekte. Sonrası çorap söküğü gibi gelir... Organ fonksiyonlarının yerinde olmamasından dolayı değil; akli melekelerinin yerinde olmaması nedeniyle görevinden el çektirilmelidir.
Ülkemizde de dünyada da bunun örnekleri çoktur. Sözgelimi, ABD'ye gittiği ve tedavi gördüğü halde iyileşemediği için 27 Mayıs ihtilalinin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel teşekkül ettirilen bir doktorlar heyeti tarafından görevinden el çektirilmiştir. Kaderin cilvesine bakın ki, Orgeneral Cemal Gürsel 38 subayın gerçekleştirdiği 27 Mayıs 1960 darbesiyle birlikte, önce Devlet Başkanı, ardından da Cumhurbaşkanı seçilmişti. Sonrasında da 37 doktorun imza attığı bir sağlık raporuyla azledilmiştir. Tunus'ta da Zeynelabidin Bin Ali aynı şekilde bir saray darbesiyle ve tıbbi heyetin onayıyla birlikte patronu Burgiba'yı azledecektir.
Trump, azli hepsinden daha fazla hak etmektedir. Fiziki organları çalışsa da akli organları teklemektedir. Davranış bozukluğuna müpteladır. Artık ötesini Amerikalılar düşünsün.
Bununla birlikte nedense eceli gelen köpek Türkiye duvarına tosluyor.
