Tarih yorumu üzerinden İran ile İsrail arasında bir kriz daha çıktı. Bu krizin çıkmasında Evanjelik guru Mike Pompeo önemli rol oynadı. Yahudilerin kutsal Purim Bayramı denk gelen bir münasebetle ama münasebetsiz bir biçimde, günün kadın kahramanı Esther yerine günümüzde İran'ın elinden Yahudileri kurtarmak için Allah tarafından Trump'ın seçildiğini ve gönderildiğini söyledi. Pompeo bunları Burak ya da Ağlama Duvarını ziyaret ederken dile getirdi. İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ise karşı bir çıkış yaptı bu yorumla birlikte İsrail'in çıkarları için ve onun sözcülüğünü yaparak Trump yönetiminin Tevrat'ı tahrif ettiğini ifade etti. Tevrat'ın tahrifatı üzerinden de İranfobisi üretildiğini sözlerine ekledi. Cevat Zarif tarihte İran'ın en az üç defa Yahudileri yok olmaktan kurtardığını ileri sürmüştür. Nejad, İsrail'i haritadan silmekten bahsederken Zarif aksine kurtarma rekorunu ellerinde tuttuklarını söylüyor. Bize göre ise üç defa Yahudileri en az bir defa da aktüel boyutuyla İsrail'i kurtardılar. Babil esaretinden Yahudileri kurtaran ve Birinci Mabedi yenileyen ve tamir eden Büyük Kiros ( King Cyrus the Great) olmuştur. Onları Arz-ı Mev'ud'a geri iade etmiştir. Mabedi ve Kudüs'ü yeniden kuran Pers Kralı Büyük Kiros olmuştur. Belki de bu yüzden Hindistan Maaarif Bakanı Ebu'l Kelam Azad vaktiyle Zülkarneyn'in şahsiyetiyle alakalı olarak yazdığı bir eserinde Kur'an'da adı ve bahsi geçen bu zatın Yunan cihangiri İskender olmadığını aksine Yahudileri Babil esaretinden kurtaran Büyük Kiros ( Arapça ifadesiyle Kurş) olduğunu savunmuştur. Büyük Kiros Yahudileri Babil esaretinden kurtardığı gibi Yahudileri ikinci kez kurtaran da yine Pers kralı I. Serhas veya Kserkses olmuştur. Bu Pers kralı da Yahudileri soykırımdan kurtarmıştır. Esther kitabına göre Kraliçe Eshter Vezir veya Genel Vali Haman'ın Nakap (Negev) tarafından görevlendirilen veya selamlanan Yahudileri soykırıma uğratma planını öğrenerek durumu eşi I. Serhas veya Kserkses'e haber vermiştir. Adı geçen Pers Kralı da komplodan haberdar olarak bunu akamete uğratmıştır.
Yahudiler sürekli olarak bu münasebeti bayram olarak kutluyorlar. Bununla birlikte Zarif'in dediği gibi komplonun adresi yanlışlıkla veya tahrifatla İran'da aranıyor. Her iki hadisede de İran, Yahudileri kurtaran taraftır. Haman ise sonuçta İranlı olsa bile bu talimatı I. Serhas veya Kserkses'den değil Nakap'tan almıştır. Cevat Zarif de buna işaret etmektedir. 2500 yıllık hadise tahrifatla birlikte günümüz siyasetine uyarlanıyor, alet ediliyor. Netanyahu'nun Hitler'e soykırım fikrini, Kudüs Müftüsü El Hac Emin el Hüseyni'nin aşıladığını söylemesi gibi.
Netanyahu Mart 2017 tarihinde Moskova'da Putin ile görüşmesi sırasında modern İran kılığındaki Persia'nın Yahudi milletini yok etmek istediğini ama buna muvaffak olamadığını söylemiştir. Evet, Netanyahu hem geçmişte hem de günümüzde İran'ın iki defa İsrail'i yeryüzünden silmek istediğini ama ikisinde de muvaffak olamadığını söylemiştir. Buna mukabil İran diplomasisinin başı Cevat Zarif, Netanyahu'nun hem tarihi verileri ve hem de günün gerçeklerini çarpıttığını söylemiştir.
İran Meclis Başkanı Ali Laricani de bu tartışmaya katılmış ve Netanyahu'nun ne tarih bildiğini ne de Tevrat okuduğunu söylemiştir. Zarif bu tartışmada ilginç bir ayrıntı ortaya koymuş ve muhtemelen Büyük Kiros (Cyrus)u kastederek yabancı krallar arasında ilk kez bir İran kralının kurtarıcı( Mesih) vasfıyla anıldığını ve tarihe geçtiğini söylemiştir. Büyük Kiros'un Yahudileri kurtardığı için bu anlamda bir halaskar ve kurtarıcı yani Mesih olduğu tasavvur edilebilir. Nitekim, Hindistanlı allame Ebu'l Kelam Azad onu İskender ile eşitlenen Zülkarneyn olduğunu ifade etmiştir.
Pompeo'nun şapkadan tavşan çıkartmak gibi Trump'ın şahsından bir Esther çıkarması bir yönüyle ve zincirleme olarak Netenyahu'nun İran'ı suçlamak için tarihten malzeme devşirmesi ve Tevrat'a gönderme yapmasına benzer ve nihayetinde altı boş bir çabadır.
Nitekim, Amerikan hariciyesinin eski sözcülerinden John Kirby, Trump'ın Esther kisvesinde takdiminin şaka gibi komik bir durum olduğunun altını çizmiştir. Bu olsa olsa hatları karıştırmak ve halt yemek olabilir. John Kirby'ye göre Pompeo devlet ile kilise arasındaki sınırları karıştırmış ve bir kez daha kilise lehine aşındırmıştır. Evanjeliklerde tahrifat dolu dizgin. Siyonistlerle birlikte tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş!
Netanyahu ile Pompeo tahrifat ediyor da İranlılar onlardan hallice veya daha mı iyi? İranlılar da meseleyi istismar ediyorlar. Tarihte ve günümüzde İsrail'i kurtarma şampiyonluğu skorunu ellerinde tuttuklarını varsayıyorlar. Aman ne iyi! Kimseye kaptırmasınlar! I. Serhas veya Kserkses ve Büyük Kiros veya II. Cyrus derken İkinci Dünya Savaşı sırasında da Yahudiler Avrupa'da boğazlanırken, gaz odalarında yakılırken İran onları memnuniyetle buyur etmiştir. Bereket 1492 sonrasında İkinci Beyazıt'ın mefharetini de kendilerine mal etmiyorlar. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türk diplomatı Salahaddin Ülkümen de kimi Yahudileri Nazi takibatından kurtarmıştır.
Cevat Zarif'in unuttuğu bazı ayrıntılar var. Bunlardan birisi devrik Şah Muhammed Rıza Pehlevi ile İsrail dostluğu ve İkinci Dünya Savaşı sırasında kurtarıldığı varsayılan Yahudilerin de onun gözetimi altında kurtarılmış olmasıdır.
Kaldı ki Büyük Kiros ve diğer Pers krallarının kurtardığı Yahudiler ile bugünkü Yahudiler arasında hiçbir benzerlik yok. Yahudiler o gün peygamberlerinin güdümünde ilahi rehberlik altında oldukları dönemdir. O gün Allah'ın ipiyle payidardırlar ve Büyük Kiros gibiler de bu çerçevede onlara yardım etmişlerdir. Allah Büyük Kiros'u onları kurtarmak için istihdam etmiştir. İlahi inayet ve yardım Büyük Kiros vasıtasıyla tecelli etmiştir. Bugün ise insani durumu saymazsak siyasi durum farklıdır. Şimdi Yahudiler, Allah'ın değil beşerin himayesindedirler (hablum minennas). Asaf Hüseyin'in temas ettiği gibi Salahaddin Eyyübi döneminde Orta Çağ'da Yahudiler Haçlılara karşı Müslümanların himayesinde, yedeğinde ve redifinde olmuşlardır. Bugün ise tablo zıt istikamette seyretmektedir. Onlar, Batı'nın yedeğinde bulunmakta ya da Batı'nın beynini işgal etmiş bir vaziyettedirler (eksere nefira) .Yahudiler, Orta Çağ'da bizim müttefiklerimizdi bugün ise Batı'nın ve Trump gibilerinin müttefikidirler. Dolayısıyla dünkü kurtarmayla alakalı meşruiyet bugün için geçerli değildir. Dolayısıyla Zarif şecaat arz ederken sirkatini söyleyen merd-ı kipti hükmündedir.
Cevat Zarif'in unuttuğu bir ayrıntı var. İran Devrimi, Filistin'i ana merkeze aldığını söyleyerek ama fiiliyatta iç çekişme üreterek İsrail'in ömrüne ömür katmıştır. 2011 yılından sonra da Esat namına Suriye halkıyla boğuşarak İsrail'e sıra gelmesini yine ertelemiş ve İsrail'i bir kez daha kurtarmıştır. İsrail'i kurtarmakla övünmekle yerden göğe kadar haklılar. Cevat Zarif'in hatırlattığı gibi bölgede Müslüman ülkeler arasında en büyük Yahudi popülasyonu İran'dadır ve parlamentoda temsilcileri vardır. Bunlar zaman zaman Esat ile görüşerek İsrail ile dolaylı bağlantıyı temin ediyorlar.
Yahudiler, eski Yahudiler değil. Bazen Müslümanlar da eskisi gibi olmuyor. Nitekim 1967 savaşından sonra Golda Meir'e kutsal metinlerde yer alan Müslümanlar arasında zuhur edecek bir fetih nesli hatırlatılması yapıldığında şunları söyleyecektir: Bugün karşılaştığımız Müslümanların o beklenen nesil olmadığı bir gerçek! Onlar şimdilik gaybin rahmindedirler!
Kuşaklar değişiyor. Nitekim Kur'an bize bunu şöyle tasvir ediyor: "Sonra bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, namazı terk ettiler, heva ve heveslerine daldılar; onlar bu taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir." (Cehennemdeki «Gayya» vadisini boylayacaklardır /.Meryem Suresi 59).
Mustafa Özcan