Kaderin muhkem kapanı ya da kendilerini tuzağa düşürenler
Üç adamın üç yanlışı Suriye rejiminin sonu oldu. Bunlardan birisi bizzat Beşşar'ın kendi yanlışıdır. İnadından Türkiye'nin uzattığı eli geri iterek kendi kendini kapana kıstırdı, tuzağa düşürdü. Buradaki tuzağı Beşşar hükümetlerinde kültür bakanlığı yapmış olan Riyad Na'san Ağa anlatıyor. Ona göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beşşar'ın inatçı karakterini biliyordu. Bu nedenle de ısrarla ve anlaşılmaz bir biçimde Beşşar'a el uzattı. Lakin başına gelecekleri hissetmeyen, bilmeyen Beşşar bu eli karşılıksız ve havada bıraktı. Nasıl olsa Araplar Şam'a geri dönmüşlerdi ve Rusya ile İran arkasındaydı. Askeri seçeneğin devreye girmesi için böyle bir bahaneye ihtiyaç vardı. Beşşar bir şekilde inatçılığıyla bilmeden askeri operasyonun önünü açmış oldu.(https://www.youtube.com/shorts/hreLmLGAOjY)
İkinci yanlış ise Netanyahu'nun yanlışıdır. Riyad Na'san Ağa, Netanyahu'nun kendilerini Hizbullah'ın pençesinden kurtardığını ifade ediyor. Birçok yorumcunun kanaati de bu yönde. Hamas'a öfkesiyle birlikte Netanyahu Hizbullah'ın üzerine frensiz gitti ve tepeledi. Bunun üzerine Suriye'de bir boşluk meydana geldi. Esasında Yahya Sinvar bilmeden İran ekseninin felaketini hazırladı. İran ikircikli davrandı. Bir taraftan 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı eylemini sahiplenmedi diğer taraftan da birleşik cihat cephesinden bahsetti. Sünni dünyanın gözlerini boyalamak için kahramanlık gösterisinde bulundu! Eteğini Netanyahu'ya kaptırdı. Bunun sonucu olarak Hizbullah'ın Lübnan bozgunu Nasır'ın ifadesiyle "nekse" oldu yani küçük felaket. İran'ın Suriye kaybı ise Filistinliler'in ifadesiyle "nekbe" yani büyük felaket oldu. İran'dan Akdeniz'e kadar uzanan, açılan koridor kapandı, kesildi. Dost ve müttefik Esat rejimi devrildi. Dini Rehber Hamaney'in inanırlığı sarsıldı. İran ile vekilleri ve Şii kitleler arasında güven tamir edilemeyecek boyutlara ulaştı. Bununla birlikte Netanyahu'nun hesapsız öfkesi Suriye'deki rejimin değişimini kolaylaştırdı. Bu defa Kudüs'e giden Sünni koridor açılmış oldu. Şimdi Netanyahu ön alarak toparlanmaya çalışıyor. Netanyahu'nun, Esat gibi sonunu getirecek bir hesap hatası yaptığı kesin. Esat inadından bu da tehevvüründen, öfkesinden gidecek! Bunun kolay olmayacağı kesin. Bununla birlikte topu topu birkaç senesi var. Bu gerçeği kimse değiştiremez. Zira kaderin hükmü.
Üçüncü yanlış ise Rusların yanlışıdır. Esasında Putin'in yanlışı, Kırım Yarımadası işgaliyle başladı. Ne İsrail ne Türkiye ne de Ukrayna bu ilhakı tanıdı. Amerikalılar ses çıkarmadı. Avrupalılar tepki gösterdi lakin Amerikalıların bir hesabı vardı. 2015 yılında Temmuz ayında Kasım Süleymani, Putin'i Şam'a davet etti. Putin bu daveti havada kaptı. Obama idaresi de cesaretlendirdi. Pis işi, Sünnileri sindirme ve bastırma işini ona yüklüyorlardı. Batı çoğulcu ve özgürlükçü ilkelerden bahsediyor lakin sahada aparatlarıyla bunları bastırmaya çalışıyordu. Suriye'de savaşın muhaliflerin aleyhinde tavsamasıyla birlikte 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna'yı işgale kalkıştı. Bunun üzerine İdlip konusu gölgede kaldı ve aheste aheste pişti.
2024 yılında Batılı ülkelerin Ukrayna'ya uzun menzilli füzeler vermesiyle savaş yeniden kızıştı ve yeni bir safhaya girdi. Putin kendisini bu defa iki cephede kıstırmış oldu. Türkiye'nin de Suriye'nin kuzey cephesi olması veya kuzey cephesinde yer alması muhaliflerin lojistik destek almasını kolaylaştırdı.
Gerilimi azaltma bölgesi Ruslar ve İranlılar nezdinde uyuşturucu etkisi yaptı. Ondan önce kuzeye sürülen muhalifler burada organize oldular. Türkiye'ye yakın olmaları da sistematik çalışmalarını kolaylaştırdı. Kısaca Esat ve ortakları faka bastı. "Düşmanı Caydırma Operasyonu"nun zamanlaması mükemmeldi. ABD'de seçimler yapılmış ve orada bir boşluk doğmuştu.
Her şeyden evvel zalimlere tanınan ilahi mühlet dolmuştu: O zalimler nasıl bir inkılap ile tepetaklak olacaklarını zamanı gelince anlayacaklar!"
Önce halktan koptular: Beşşar Esat ile patronları Putin ve Hamaney hem vakıadan ve hem de halktan kopmuşlardı.
Ateşleri kendi kendini yakıp bitirdi.
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.