Başkan Erdoğan ve AK Parti muhalifi derseniz, Bartu Soral sizden daha muhalif.
Yurtsever derseniz, sizden daha yurtsever. "Atatürkçülük" derseniz, kıyası mümkün değil…
Buna rağmen, Cumhuriyet gazetesindeki yazılarına önce sansür uyguladınız, sonra da son verdiniz.
"Düşünce özgürlüğü" deyince mangalda kül bırakmıyordunuz hani, ne oldu?
Hayırdır, "kırmızı çizgilerinize" mi dokundu?
Ne bileyim, herhangi bir konuda Erdoğan'a hakkını mı teslim etti veya yanılıp da AK Parti'nin herhangi bir icraatını mı övdü?
Yok, değil…
O halde suçu ne?
Demirtaş ve Osman Kavala konusunda sizden farklı düşünmek mi?
Sırf bu yüzden, Emre Kongar'ınızdan Zeynep Oral'ınıza kadar el ele verip Bartu Soral'ı linç ettiniz.
Hayır yani, Demirtaş ve Kavala adil yargılanmasın, iddianameleri sürgit beklesin mi dedi? Tam aksine, sarih bir şekilde karşı çıktı buna.
E'ee, mesele nedir?
Sahi ne oldu da birdenbire demokrasi / barış / özgürlük havarisi kesildiniz?
Yoksa şu sözü mü çok ağrınıza gitti: "Düşünce zenginliği ile emperyalizm sözcülüğü arasında koca bir fark var…"
Bu farkı fark etmemenizi, dahası bu farkın fark edilmemesi için "sis bombası" atarcasına haberler vermenizi mahkum etmesi mi çok rahatsız etti?
Yani, sahtekarlığınızı yüzünüze vurması mı?
Mesela, şu sözleri mi: "Türk milleti kavramını tartışırsan, etnik kimlik siyaseti yaparsan, 'Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz' sözünü duymaz, ne güzel saz çalıyor dersen, Soros'çu olursan, fonlarından beslenirsen; demokratsın, ilericisin…"
Böyle değil misiniz?
Mehmetçiğin teröre karşı verdiği mücadeleye "Saray savaşı" diyerek "bozgunculuk" yapmadınız mı?
"Müstevli devletçiğine" fırsat vermemek için yaptığımız sınır ötesi operasyonlara cart curt etmediniz mi?
Türkiye'yi uluslararası toplum nezdinde "terörist ülke" olarak mahkum etmek için FETÖ'nün tertiplediği MİT kumpasını sahiplenmediniz mi?
Cumhuriyet'in savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı katleden teröristlerinin ağzından, "Bu eylem mecbur bırakıldığımız yöntem" manşetleri atmadınız mı?
Bütün bunlardan hiç rahatsız olmayan Zeynep Oral'larınız…
Bartu Soral, Birleşmiş Milletlerde yönetici olduğu dönemde, Osman Kavala'nın, "Etnik kimlik üstünden mağduriyet yaratarak kendi istedikleri kişiyi 37 milyon doların başına geçirmeye çalışmasını" aktarınca, "Kusmamı ve öğürmemi durduramıyorum" diyecek kadar "hastalanabiliyor."
Sizi gidi Atatürk bezigânları sizi!
Önüne çıkana "Sorosçu çocuğu" demiyor muydunuz?
Osman Kavala geçenlerde "Soros'tan fon aldım" dedi, hadi buyurun, neden susuyorsunuz?
Bedri Bey de gece yarısı "nöbetçi kitapçı" arıyor, Nutuk'a acil ihtiyacı varmış aklı evvelin. (İhtiyacın olduğunda beni ara, sana istemediğin kadar göndereyim, beyhude ironi denemeleri yapma.)
İyi de, sizin gibilere Nutuk damardan verilse ne olur, kalp ve vicdan olmadıktan sonra!..
"Dindarlar" öyle ya da böyle FETÖ'cüleri dışladılar, tasfiye ettiler.
"Atatürkçüler" de bu "Natotürkçü"leri tasfiye etmeden bu ülkede "bozgunculuk" bitmez.
Salih Tuna- Sabah