Ünlü ruh hekimi Karl Jung'un hastalarından biri, bir gün randevu almak için telefon etmiş; ama kendisine o gün tümüyle dolu olduğu söylenmiş. Hastanın onu görmeye o kadar ihtiyacı varmış ki, Jung'un evine gitmiş ve evinin yakınındaki göl kıyısında ayaklarını suya sokmuş dinlenirken bulmuş.
"Galiba bütün gün dolu olduğunuzu söylemiştiniz" diye çıkışmış hasta. "Doluyum" demiş Jung. Hastanın 'Ama görüyorum ki boş duruyorsunuz şu an' demesi üzerine Jung: "Bu, kendime terapi yapmak için ayırdığım zaman." diye cevap vermiş.
***
Gerçekten çoğumuzun yüklü meşguliyetleri var, gündemimiz dolu. Zamanın şartları ağır, kişi devamlı bir şeylerle uğraşmak zorunda: Bir yanda maişet için çalışmak durumunda, devamlı karşılaşılan önemli önemsiz problemler, evindeki günübirlik uğraşları, çocuklarına ve ailesine karşı yükümlülükleri derken zaman akıp gidiyor. Hele benim gibi yaşınız 60 ila 70 arasında ise adeta 24 saat yetmiyor. Saatler saatleri takip ediyor. Günün nasıl bittiği bir yana, yılların nasıl geçtiğini bile çoğu kez fark edemiyoruz. Çocukken 2000 yılına yetişip yetişmeyeceğimi merak ederdim, şimdi 2024'de geldik bile...
Peki, hiç bu hızla giden zaman içinde bir dilimi kendimiz için ayırıyor muyuz? Yoksa iş çokluğundan, kendimize vakit ayırmak boş gibi mi geliyor bize? Hâlbuki kısa da olsa kendimize tahsis edeceğimiz sakin zamanın çok faydasını görürüz. İnsan tek başına zaman geçirirken gününü dolduran birçok gürültüyü ve karışıklığı dengeleyebilir. Üstelik kendine zaman ayırmak günlük yaşantısının gidişinden farklı bir uğraş gerektirmez.
Sakin bir zihin, iç huzuru demektir. İç huzuru olan insan dışarıya karşı da huzurludur.
Zihni sakinleştirmek için...
Zihni sakinleştirmek ve rahatlamak için birçok yol var. Ama hepsinde ortak olan kendini dinlemektir. Bazen yeşilliklerin içinde 5-10 dakika sessiz sakin oturmak bile insana belirgin bir sükûnet verir. Veya bir banka oturup insanların koşuşturmasını izlemek. Gece çimenlerin üzerine sırtüstü uzanıp uçsuz bucaksız fezadaki yıldızlara bakarak tefekkür etmek. Kim olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi düşünmek...
Bazen bir kıraathanenin yol kenarındaki masalarından birine oturur, çayımı içerken insanları ve çevreyi seyrederim. Tabii yalnız olarak ve başka şey yapmadan. Yine zevklerimden biri de 4. kattaki evimin penceresinin önündeki özel koltuğuma oturup İstanbul'u gözlemektir. O an ne hastalarımı, ne de yapmam gereken sayısız işlerimi aklıma getiririm. Tabii o sırada telefonu da kapalı tutarım.
Günlük problemlerden 5-10 dakika bile uzaklaşmak insana tahmin edemeyeceği kadar zevk verir. Hemen herkes böyle kısa molalardan değişiklik şekillerde yararlanabilir. Gün boyunca kendimize ayıracağımız 5-10 dakikalık zaman süresince sorunlarımızı düşünmeyelim, kendimizi eleştirmeyi bırakalım ve yalnızca hoş şeyleri aklımızdan geçirelim.
Yine güzel bir vakit geçirme yolu da yürümektir.
Bazen cıvıl cıvıl ana caddelerde, bazen de nispeten sakin ara sokaklarda yürüyerek kendimizi dinlenmiş hissedebiliriz.
Stresten kurtulup rahatlamanın bir çaresi de ibadettir. İnsan çok yoğun olsa bile kulluk görevini aksatmamalıdır. Aslında ibadet yapan, Rabbine borcunu ödemesinin zevkini duyması bir yana, zihnini sakinleştirmiş olur. Tefekküre dalarak, O'nun huzurunda olmanın verdiği keyif ile ibadet adeta meditasyon etkisi yapar. Böylelikle daha az öfkelenen, ufak şeyleri büyütmeme itiyadı kazanan kişi oluruz. Gevşer ve huzurlu hale geliriz. Her namazdan sonra kendimi daha canlı, daha huzurlu hissetmişimdir. Ayrıca günün kalan kısmı daha kolay geçer ve kendimi işime daha yoğun olarak verebilirim.
Bu yüzden vakitsizliği bahane ederek ibadet yapmayanları bir türlü anlayamam. Çünkü gerçek bunun tam tersidir. İbadet günlük yaşantımıza bir program getirir, kişi kendini daha huzurlu ve enerji dolu hisseder.
Kendimize vakit ayırmak için işte birkaç fırsat:
- İş yerinde veya evde hummalı bir çalışma temposu dahi olsa, en önce veya arada bir 10 dakikalık zamanı kendimize ayıralım. Mümkünse araca binmek yerine yürüyelim ve bindiğimiz araçtan bir durak önce inelim. Yürümek, bedenimizi çalıştıracağı gibi zihnimizi de dinlendirecektir.
- Çay-kahve molalarında veya öğle tatilinde, kısa da olsa yalnız kalmaya çalışalım.
- Yine evimizde bazen kendimize zaman ayırarak yalnız durmaya gayret edelim. Olmazsa hane halkından erken kalkarak bunu sağlayalım. Zahmete değer.
Günümüzün büyük problemi olan aşırı meşguliyet ve strese karşı, kendimize vakit ayıralım. Gerçekten faydasını görür, daha huzurlu, mutlu ve başarılı oluruz.
Prof. Dr. Sefa Saygılı