Önümde iki fotoğraf var.
Birincisi Sultanbeyli'deki mütevazi evinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nu iftar vaktinde ağırlayan Ayhan ailesinin fotoğrafı.
Diğeri Eyüpsultan Çırçır Mahallesi'ndeki mütevazi evinde CHP adayını iftar sofrasına kabul eden Kandil ailesinin fotoğrafı.
Ramazan'ın maneviyatı aile üyelerinin duruşlarına ve yüzlerine yansımış.
İki ailenin görüntüsü de Anadolu irfanı kokuyor.
Fotoğraflarda başı örtülü kadın da var başı açık olan kadın da.
Yaşlısı, genci ve çocuklar da var.
Tipik Anadolu ailesi.
Ramazan'da AK Parti'nin yoğun oy aldığı ilçelere iftara gideceğini açıklayan CHP adayını başköşeye oturtmuşlar.
Hep birlikte misafirlerini ağırlıyorlar.
Çünkü İslami ilkelere göre iftar sofrasında birisinin karnını doyuranın kazandığı sevap misliyle yazılır amel defterine.
Fotoğrafın öznesi CHP adayı değil.
Onun işlevi sadece kareyi tamamlamak.
Özne ailenin bizzat kendisi.
Yüzyıllardır bu topraklara can suyu vererek kültürel dinamiklerin dipdiri olduğunu ve pek çok kışkırtmanın bu dinamikler sayesinde püskürtüldüğünü defalarca ispatlayan bu aileler ve daha niceleri fotoğrafların öznesi aslında.
İki fotoğraf da tam olarak CHP adayını ağırlayan muhafazakar ve dindar kültürün sağduyusunu, kuşatıcılığını ve demokratlığını gösteriyor.
Kutuplaşmayı üretenin Sultanbeyli'de veya Eyüpsultan'da oturan muhafazakarlar olmadığının nişanesidir bu fotoğraflar.
SEÇMEN CHP ADAYINI BİLİYOR
Çünkü muhtemelen ailelerin tamamı CHP adayının 15 Temmuz'un kahraman şehitlerinden Ömer Halis Demir adının Beylikdüzü'nde bir caddeye verilmesini engelleyen kişi olduğunu bilmektedir.
CHP adayının kısa süreli İBB başkanlığındaki ilk icraatlarından birinin muhafazakar değerlere karşıtlığı ile bilinen ÇYD'ye bağış yapılması çağrısı olduğunu muhtemelen bilmektedir.
CHP adayının 15 Temmuz askeri darbe girişiminde askeri üs olarak kullanılan yerlerden biri olan Kuleli Askeri Lisesi önündeki mesaj verici konuşmasını ve bunun ne anlama geldiğini muhtemelen bilmektedir.
CHP adayının 15 Temmuz gecesi darbeye direnmek için meydanları dolduran vatandaşlara evlerinden dışarı çıkmamaları yönünde çağrı yaptığını muhtemelen bilmektedir.
CHP adayının 31 Mart'tan önce Selahattin Demirtaş için "bilmem, takip etmedim" şeklinde ifadeler kullanmasına rağmen seçimden sonra "tarzına hayrandım, çok beğenirim, Türkiye için fırsattır" türünden ifadeler kullandığını muhtemelen bilmektedir.
Dahası bu ziyaretin seçim kampanyasının bir parçası olarak tasarlandığını, muhafazakar aileler ile verilecek yan yana görüntü ile AK Parti'ye oy veren seçmende bir şüphe uyandırılmak istendiğini muhtemelen bilmektedir.
Fakat muhafazakar ve dindar aileler tüm bunları ve CHP'nin bagajındaki diğer operasyonları bilmesine rağmen CHP adayına kapısını açıyor.
Yedirip içiriyor. Hoş sohbet ederek uğurluyor.
İşte muhafazakar ve dindar insanların bu yaklaşım biçimi Türkiye'yi ayakta tutan Müslüman çimentonun hasıdır.
Toplumu ayakta tutan en büyük ortak bilinçtir.
Muhafazakar demokrasinin ete kemiğe bürünmüş halidir.
BİNALİ YILDIRIM'A ÇAĞRI
Kuşkusuz CHP adayına Sultanbeyli'de ve Eyüsultan'da gösterilen misafirperverliğin tek taraflı kalmaması gerekiyor.
Hiç bekletmeden AK Parti adayı Binali Yıldırım'ın da Beşiktaş, Şişli, Kadıköy ve Bakırköy'de çat kapı ev ziyaretleri yaparak iftarını CHP'ye oy veren ailelerle yapması gerekmektedir.
CHP seçmeni olan ailelerin Binali Yıldırım ile birlikte vereceği benzer fotoğrafların sadece seçim sürecine değil aynı zamanda Türkiye'de çokça şikayet edilen kutuplaşma sorununun çözümüne de çok önemli katkı sunacağı açıktır.
Buradan AK Parti adayı Binali Yıldırım'a ve kampanyasını hazırlayan ekibe Bakırköy ve Kadıköy'de bu türden iftar ziyaretlerine tez zamanda başlamaları gerektiğinin çağrısını yapıyorum.
Binali Yıldırım Ramazan boyunca en az 10 iftarını bu semtlerde açabilir.
Bu ev ziyaretlerinden yansıyacak olan fotoğraf ve görüntülerin 23 Haziran'daki İstanbul seçimlerine de önemli derecede etkisi ve katkısı olacağı kesin.