Zekeriya Erdim

Tazelenme Zamanı

Son günlerde, sosyal ve siyasal çevrelerde; birbirinin mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) olan iki duygu, düşünce, davranış yüksek sesle tekrar ediliyor. Kişiler, kurumlar, çevreler için; bir yandan "arınma", öte yandan "korunma" ihtiyacı yaygın bir şekilde dile getiriliyor.

Şüphesiz bizim; kaybedilmiş değerleri geri kazanmak, kazanılmış değerleri korumak ve yeni değerler üretmek gibi bir sorumluluğumuz var. Bu denklemin bozulmaya, toplumsal örgünün ve kurgunun çözülmeye başladığı dönemlerde; ister istemez, sorumluluk bilincini kaybetmemiş olanlar harekete geçip tedbire yöneliyorlar.

Anlaşılan o ki; şimdilerde böyle bir süreci yaşıyoruz. Bir yandan, "korunmak" için dahili ve harici gafillerle, hainlerle zorlu bir mücadele verirken; öte yandan, "arınmak" için suyun kaynağına doğru koşuyoruz.

Çünkü var olmak, ayakta kalmak, yükselmek, ileri gitmek istiyoruz. Kirlerimizi yıkamaz, kurtlarımızı atmaz, yırtıklarımızı dikmez, arızalarımızı tamir etmezsek; uzun ömürlü olamayacağımızı biliyoruz.

İBRA, İHYA, İNŞA

İbra; geçmişe dair her ne varsa aklanması, ayıklanması, temize çıkarılıp onaylanması demek. Dünün hesabını verip, bugüne pürüzsüz girebilmek.

Kamu kurumlarının, özel sektör kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin genel kurullarında; ortak, sabit, stratejik gündem budur. İnsanoğlu, en son musalla taşında; "Nasıl bilirsiniz?" diye sorularak ve kendisini tanıyanlardan helallik alınarak ibra olunur.

İhya; canlandırmak, uyandırmak, tazelemek, tamir etmek, şenlendirmek, imar edip yeniden hayat kazandırmak gibi anlamlara gelir. Bir araziyi aykırı unsurlarından arındırıp, tarıma elverişli hale getirmek gibidir.

Bu süreç; içinde bulunduğumuz zamanın, mekânın, makamın, imkânın hakkını vermek, gereğini yapmak, amacına uygun hale getirmek gibi anlamları, açılımları ifade eder. Başaramayanlar, kotaramayanlar; bir basamak aşağı düşer, bir adım geriye gider.

İnşa; geleceğe yatırım yapmaktır. Yarınlarda yükselecek binaların; bugünlerde temelini atmaktır.

Dünü ibra, bugünü ihya etmeyi başaranlar; yarını inşa etmenin de yolunu bulurlar. Eksik bırakanlar, yanlış yapanlar; torunlarına kötü bir miras bırakmış olurlar.

EMELLER VE AMELLER

Dünyanın en seçkin şahsiyetleri dahil; iş yapanlar, az ya da çok hata yaparlar. Yola çıkıp yolcu olanlar; içinden geçtikleri çevrelerin ve ortamların isinden, dumanından, tozundan, çamurundan bir şeyler kaparlar.

Önemli olan; zaman zaman kendimizi kontrol edip, yıkanmak ve arınmaktır. Yaşadığımız tecrübelerden ders alıp; her adımda biraz daha akıllanmaktır.

Çıkışımız iyi de olsa; akışımıza kötülükler bulaşmış olabilir. Emelimiz doğru da olsa; bilerek ya da bilmeyerek, isteyerek ya da istemeyerek, amelimiz arızalı hale gelebilir.

Yapılacak şey; aşk ile şevk ile bir dahi, özümüze dönmektir. İbreyi doğrultup; kendimize ve çevremize yeniden istikamet vermektir.

Biz buna, kavli ve fiili dua diyoruz. Gerekirse özür ve tevbe mekanizmasını işletip; kaderin ve kalplerin sahibine sesleniyoruz:

Ya Rabb!

Çıkışım imbik kayalardandı gerçi;

Akışım çorak topraklardan oldu,

Çamurlara bulandım.

Götür enginine arıt beni.

Emelim saadetti, sükûnetti gerçi;

Amelim deli rüzgârlara boğuldu,

Tepelerde dolandım.

İndir dağ dibine durult beni.

TEMİZLENME, TAZELENME

Bilmiş olalım ki, hepimiz; aynı havuzda yüzen insanlar gibiyiz. Hanenin de, havuzun da sahipleriyiz. İçimizden birileri, havuzu kirletiyorsa; hepimiz kirli su yutuyoruz demektir. Tedbirimizi alıp temiz olmasını ve kalmasını sağlamazsak; bu kirlenmenin arkasından zehirlenme gelecek, adım adım ölüme doğru gidilecektir.

Bir başka ifadeyle; hepimiz aynı geminin yolcularıyız. Gemimiz su alıyorsa; farelerle birlikte biz de batarız.

Bu işin lâmı, cimi yok; imanımızı, abdestimizi, niyetimizi, gayretimizi tazelemeliyiz. Bunun için aklımızı, ruhumuzu, bedenimizi temizleyip; ganimet beklemeden nöbet tutan askerler haline gelmeliyiz.

Şüphesiz doğru olan; temizlenmeye ve tazelenmeye kendimizden başlamaktır. Önce nefsimizi ve şeytanı, sonra nefsine ve şeytana uyanları taşlamaktır.

Aksi taktirde; yanlış adamlar ve adımlar hepimizi bitirecek. Küçük adamların küçük hesapları; büyük bir milletin, asırlar sonra yeniden yeşeren yaşama ve yaşatma davasını sona erdirecek.

Lütfen herkes kendine gelsin, sorumluluk alsın. Bilumum maskeler yırtılsın; ak koyun ile kara koyun belli olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.