Bugünlerde, yeni bir öğretim yılına "merhaba" dedik. Örgün ve yaygın eğitim kurumlarından hizmet alan öğrenciler ve umut bağlayan veliler olarak; yeniden, büyük beklentiler içine girdik.
Aslında bütün öğretmenlerimizin, sorunlarını da durumlarını da biliyoruz. Ama gene de her şeye rağmen; kendisini aşabilecek, geleceğe koşabilecek, çocuklarımız ve gençlerimiz için rol model olabilecek öğretmenler arıyoruz.
İsteriz ki; hepsi öyle olsun. Ama, hiç olmazsa; her sınıfta değilse bile, her okulda "sıra dışı" bir öğretmen bulunsun.
Değer Kazanan Ve Kazandıran
Hz. Ali(r.a); "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." demiş. Hz. Muhammed(s.a.v.) ise; Müslümanlara okuma-yazma öğreten esirleri, fidyesi ödenmiş sayıp salıvermiş.
Socrates; "dünyada her şeye değer biçilebileceğini, ama öğretmenin eserine değer biçilemeyeceğini" belirtmiş. Diyojen ise; "yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımadığını" ifade etmiş.
Dünyada, her şeyin bir "hak ediş" olduğunu biliyoruz. Ancak, gene de; merhameti adaletinden ziyade olan Rabbimiz'den, öğrettikleri ile hem kendisi değer kazanıp, hem de çocuklarımıza ve gençlerimize değer kazandıran öğretmenler nasip etmesini diliyoruz.
Huzur Ve Güven Getiren
Eflatun; "Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek, analarla öğretmenlerin elindedir" diyor. Libya'da, İtalya'nın işgal kuvvetlerine karşı yürütülen direniş hareketinin sivil lideri, komutanı olan Ömer Muhtar; savaşın en ateşli çatışma ortamlarında bile, "öğretmen" kimliğini koruyarak, çocuklara ders anlatmaya devam ediyor.
Önce askeri komutan, sonra siyasi lider olan Mustafa Kemal; "geleceğin gençlere, gençlerin öğretmenlere emanet olduğunu" söylüyor. Mutlu ve başarılı bir ülke, toplum olabilmek için; "vatanımızı koruyan asker ordusu"nun yanında, "milletimizin geleceğini yoğuran irfan ordusu"nun gereğini, önemini belirtiyor.
Başımıza gelenlerin ve gelecek olanların; ilahi iradenin sırları ve sınırları içinde gerçekleşen kaderimiz olduğunu biliyoruz. Ama gene de, kaderin gayrete aşık olduğunu hesaba katarak; Alemlerin Rabbi olan Allah'tan, çocuklarımızı ve gençlerimizi, huzurun ve güvenin yılmaz bekçileri olarak yetiştirebilecek öğretmenler diliyoruz.
İlham Kaynağı Olan
Hocaların hocası Mahir İz; dinden, diyanetten söz etmenin suç olduğu Şeflik Dönemi yıllarında, öğretmenlik yapanlardandır. Şimdi kendileri de hoca olan eski talebeleri; O'nun manidar bir hatırasını anlatır.
Derslerinde; uzun zamanlara yayarak, evire çevire İstiklal Marşını işlermiş. "Hocam, anladık önemli ama, biraz fazla olmuyor mu?" diye soranlara; fısıltılı bir sesle, "Ne yapayım, dinimi-diyanetimi ancak bu yolla anlatabiliyorum" dermiş.
Anlaşılan o ki; kültürümüzün ve medeniyetimizin temel değerlerini; zor şartlar altında bile, yeni nesillere aktarmayı başarmış. Böylece, ismi ile müsemma (adı gibi) bir muallim olup; arkasında iz bırakmış.
Arthur Ward; böylesine seçkin ve sıra dışı öğretmenleri, şöyle tarif ve tasnif ediyor: "Vasat öğretmen, anlatır; iyi öğretmen, açıklar; usta öğretmen, gösterir; büyük öğretmen, ilham verir" diyor.
Biliyoruz; çocuklarımızı ve gençlerimizi iyi yetiştirmek, öncelikle annelerin ve babaların görevidir. Bununla birlikte öğretmenlerimizin ve idarecilerimizin bizden daha iyi olması, tüm annelerin ve babaların ortak dileğidir.
"Yesrib"i Dönüştürüp "Medine" Yapan
Mus'ab Bin Umeyr(r.a); Peygamber Efendimiz'den sonra, İslam toplumunun "ilk öğretmen"i olarak bilinir. Çünkü O; "Yesrib"i dönüştürüp "Medine" yapan, evrensel bir medeniyetin merkezi haline gelmesine vesile olan genç tebliğcilerin başında gelir.
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy; Mus'ab Bin Umeyr'in izinden giden gençlere, "Asım'ın Nesli" demiştir. Üstad Necip Fazıl Kısakürek ise; onlara "hitabe" yazarak, tarihi bir misyon yüklemiştir.
"Zaman bendedir, mekan bana emanettir" anlayışı ile hareket edip; tarihten ve atalarından miras kalan "mukaddes emanet"e sahip çıkacak bir nesilden söz eder. Hakkın hakimiyetini hayatın gayesi haline getirerek; "benim olmadığım yerde kimse yoktur" diyen ve Anadolu Kıtası büyüklüğündeki "dava taşı"nı gediğine koyan bir gençlik ister.
Biz de bugünün penceresinden yarınlara bakıp; işte bu çocukları ve gençleri yetiştirecek öğretmenler istiyoruz. Hakkımız mıdır, değil midir bilmiyoruz ama; kavli ve fiili dua niyetine, her sınıfta değilse bile, her okulda bir tane bulunsun diyoruz.