Arama

Zekeriya Erdim
Aralık 6, 2017
Aile arşivi

Kişilerin ve kurumların, ülkelerin ve toplumların var oluş süreçleri; üç zaman dilimi ile ifade edilir. Geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman; hayal kurgumuzun sacayağı gibidir.

Geçmiş zamanı hatırlar, şimdiki zamanı yaşar, gelecek zamanı hayal ederiz. Uzun ince bir yolda, geçmişten geleceğe bir şeyler taşıyarak gideriz.

İşte bu, taşınmaya değer bulduğumuz şeyler; yaptıklarımızın ve yaşadıklarımızın belgelerinin ve bilgilerinin korunduğu, saklandığı arşivlerimizdir. Bu yönüyle, arşivler; yaşadığımız safha ve süreçlerin hafıza kayıtları anlamına gelir.

Hafızasını kaybeden, geçmişini kaybeder. Geçmişini kaybeden ise; geleceğe, pusulasız gemi gibi gider.

Toplum hayatının en küçük örgün yapısı olan aile kurumunun da bir arşiv anlayışı ve işleyişi olmalıdır. Bu amaca tahsis edilecek dosyalarda, dolaplarda; aile bireylerinin her birinin kişisel geçmişiyle ilgili belgeler ve bilgiler yer almalıdır.

Kişilerin ve kurumların, ülkelerin ve toplumların özgeçmişleri; işte böyle oluşur. Geçmişimizin belge ve bilgileri, geleceğimizin yön tabelaları olur.

BATTIĞIMIZ YERLER

Yıllar önce, biri kız biri erkek ikiz kardeşler; ortaokul çağında öğrencimiz oldu. Her ikisi de, psiko sosyal yönden; bir yerlere yahut bir şeylere takılıp kalmış gibi duruyordu.

Her ne yaptıksa, o takılma noktasını bulamadık. Battıkları yerden çıkarıp, rahat nefes almalarını sağlamaya bir türlü muvaffak olamadık.

Son çare olarak, anne ve baba ile özel bir oturum yapma gereği duyduk. Çocukların geçmişleriyle ilgili muhtelif sorular sorduk.

Hafıza kayıtları, bizi çok eskilere götürdü. Aile arşivinden çıkan bilgiler sayesinde, taşlar yerine oturdu.

Anne ve baba, çok erken yaşlarda; istemeye istemeye evlendirilmişler. Hiç istekli ve hazırlıklı olmadıkları bir dönemde; gene istemeye istemeye, anne baba oluvermişler.

Bu durum, değişik zamanlarda; çocukların bulundukları ortamlarda da dile getirilmiş. Böylece, istemeye istemeye evlenen anne babanın, istenmeyen çocukları olma algısı; doğal olarak, hafıza kayıtlarına tekrar tekrar girmiş.

Onun için, hayata dair ümit ve güven zemini oluşmamış. Gözleri bağlanmış, gönülleri kararmış; duyguları, düşünceleri, davranışları yeteri kadar gelişmemiş.

Okul-aile işbirliği içinde, o algıyı değiştirdik. Annenin ve babanın o halin mazide kaldığına, hayli zamandır birbirlerini ve çocuklarını seven mutlu bir aile olduğuna dair samimi beyanlarla; geçmişe bakışı tashih edip, geleceğe yeniden yön verdik.

TUTTUĞUMUZ ŞEYLER

Yıllar önce, bizim çocukların annesi ile tanışmaya gittiğim gün; şeffaf ambalaj içinde bir gül götürdüm. Yıllar sonra, başka evlere, başka mahallelere, başka şehirlere taşındığımızda bile; o gülün, kuruyup toz oluncaya kadar korunduğunu gördüm.

Anladım ki; çağrıştırdığı şeylerin, somut ve sevimli bir sembolüydü. Hatırlamaktan hoşnut olduğumuz geçmişimizin; geleceğe bakan bir yönüydü.

Yaşadıkça, başkalarının hayatlarında da benzer şeylere şahit olduk. Geleceğe yürüyüşümüzün zorlu dönemeçlerinde; hafıza kayıtlarımızdan çıkardığımız hoş hatıraların, bize bakan dallarına tutunarak yürüdüğümüzün farkına vardık.

Onun için, altı çocuklu bir aile olarak; eskiden beri, her birinin kişisel arşivlerini oluşturmaya, geliştirmeye özen gösteriyoruz. Bir yandan, hafıza kayıtlarına girecek hoş hatıraların sayısını artırmaya çalışıyor; öte yandan, kimlik ve kişilik dünyalarının köşe taşları olan belgelere, bilgilere, tarihi eser gibi değer veriyoruz.

Zaman zaman, kendileri de geçmişe dair sorular soruyorlar. Bildiklerini hatırlayarak, bilmediklerini büyüklerinden öğrenip kişisel arşivlerine koyarak; tutunacak dallar, yürünecek yollar arıyorlar.

KORUNMASI GEREKEN DEĞERLER

Aile hayatımız, eğitim süreçlerimiz, iş ve eş tercihlerimiz, toplumla ilişkilerimiz açısından; geçmişimize dair belge ve bilgiler, fevkalade önemlidir. Çünkü, bitkilerin ve ağaçların kökleri gibi; bizi ayakta tutan temel taşları, kişisel arşivlerimizde gizlidir.

Onlar bizim, yer altında yatan hazinelerimiz sayılmalıdır. Toprağın üstündekiler korunduğu gibi, altındakiler de korunmalıdır.

Tavsiyemiz ve temennimiz odur ki; her ailenin, bir kurumsal arşivi olsun. O arşivin içinde; aile bireylerinin her birinin, kişisel arşivleri de bulunsun.

Geçmişin kökleri üzerinde, geleceğin gövdesini oluşturalım. Hatıralarımızın tecrübesini, hayallerimizin enerjisine dönüştürelim.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN