Yıllardır, hemen her fırsatta; eğitimin okulda başlayıp okulda bitmediğini söylüyoruz. Sosyal, kültürel, fiziki çevresiyle "yeryüzü mektep"; ana rahminden mezara kadar, "insan oğlu talebe" diyoruz.
İşte bu noktadan hareketle; eğitim çağındaki çocukları ve gençleri, "sınıfın içinde sınava" değil, "hayatın içinde hayata" hazırlamamız gerektiğine dair tespitlerimiz ve tekliflerimiz var. Ancak, görünen ve bilinen o ki; insanlar ve toplumlar, yerleşik anlayışlarını ve alışkanlıklarını kolayca değiştiremiyorlar.
Değişimin ve dönüşümün temel dinamiklerinden biri; hayata geçmiş ya da geçirilmiş iyi örnekler ve öyküler. Hedef kitlenin ilgisini çekip; "işte böyle" dedirttirebilecek kişisel, kurumsal, toplumsal "rol model"ler ve "öncü"ler.
Son zamanlarda, örgün ve yaygın eğitim alanlarında; bu anlamda ümidimizi ve güvenimizi artıran "iyi şeyler" oluyor. Kamuda, özel sektörde ve sivil toplum kuruluşlarında; su seviyemiz yükseliyor ve barajlarımız doluyor.
OKUYAN TÜRKİYE
Ankara Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, İstatistik Bölümü öğrencileri; Türkiye'nin okuma oranını yükseltme sürecine katılmak ve katkıda bulunmak için, özel bir proje başlatmışlar. Toplam 50 bin kitaptan oluşan bir "gezici kütüphane" kurmuş; Anadolu'nun çeşitli il ve ilçelerindeki okullara gidip, şimdilik 30 bin öğrenciye ulaşmışlar.
"Okuyan Türkiye" sloganıyla yola çıkan eğitim gönüllüleri; hem kitaba erişimi kolaylaştırıyor, hem de okuma alışkanlığı kazandırıyor. Okulların dışında, sinema salonlarında ve spor müsabakalarında da çocuklara ve gençlere ulaşıp; olabildiğince keyifli yahut eğlenceli bir dille, üslupla "okuma zevki" aşılıyor.
Her üniversiteden, her fakülteden, her bölümden böyle gönüllüler çıkıp benzer çalışmalar yapsalar; ülkemizin ve toplumumuzun okuma istatistikleri yükselir. Kendileri için de iyi bir staj yahut uygulamalı eğitim olur; sosyal sorumluluk bilinci gelişir.
GEZEN TÜRKİYE
Meşhur va maruf ata sözümüze göre; çok yaşayan değil, çok gezen bilir. Onun içindir ki; "gezen tilki", daima "yatan aslan" daha evla kabul edilir.
Merkezi İstanbul Üsküdar'da bulunan ve yaygın eğitim alanında her yaş ve seviyedeki insana güzel hizmetler sunan Mavera Vakfı; 2017-2018 öğretim yılı, üniversite öğrencilerine yönelik olarak, "Kudüs" konulu bir "deneme yarışması" yaptı. Dereceye giren gençler için, diğer ödüllere ilave olarak; harika bir Kudüs gezisi organize etti.
2018-2019 öğretim yılında ise; Aliya İzzetbegoviç'in anısına, "Küresel Barış ve Adalet" konulu bir deneme yarışması organize etmiş bulunuyor. Doğal olarak, bu sefer dereceye giren öğrencileri; Bosna gezisi ile ödüllendirmeyi planlıyor.
Görünen o ki; her yıl, gönül coğrafyamızın bir ülkesi gezilecek. İlgili ve duyarlı gençlere; Türkiye'nin Türkiye'den ibaret olmadığı uygulamalı olarak öğretilecek.
Bu bağlamda; iyi örnekler ve öyküler arasında sayılabilecek bir çalışma daha var. Mardin Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezi tarafından organize edilen ve GAP İdaresi tarafından da desteklenen "Mezopotamya'dan Dünyayı Yeniden Yorumluyoruz" adlı proje kapsamında; "Dış Politika Atölyesi"nde 12 hafta eğitim alan 360 gençten 23'ü Rusya'yı, 25'i Almanya-Hollanda-Belçika'yı, 15'i Fas'ı, 17'si Katar'ı gezip görme imkanı buldular.
ÜRETEN TÜRKİYE
Geçtiğimiz günlerde; Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) arasında; "Mesleki Eğitim İş Birliği Protokolü" imzalandı. İlgililer, yetkililer tarafından; giderek belirgin hale gelmeye başlayan yeni bir yaklaşımın işaretleri, ipuçları açıklandı.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk; artık "ara eleman" seviyesini geçip, "aranan eleman" seviyesine ulaşılması gerektiğinden söz etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise; daha önce imzalanan "300 OSB'ye 300 Teknik Okul" protokolüne atıfta bulunarak; Türkiye genelinde, Mesleki ve Teknik Okullar ile Organize Sanayi Bölgeleri'nin eşleştirileceğini, özdeşleştirileceğini belirtti.
İSO Başkanı Erdal Bahçivan; mesleki-teknik eğitimin genel istidam içindeki payının Almanya'da % 58, Güney Kore'de % 39, Türkiye'de % 20 olduğunu hatırlattı. İTO Başkanı Şekip Avdagiç ise; mesleki eğitimin "istikbal meselesi" olduğunu belirterek, "üreten okul-üreten ülke" vurgusunu yaptı.
OKULLARDA TÜRK MÜZİĞİ SEMİNERLERİ
İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürü ve ses sanatçısı Dr. Aylin Şengün Taşçı; Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayı ve desteğiyle, okullarda Türk Müziği seminerlerine başlamış. Gönüllü bir hizmet olarak; eğitim çağındaki çocuklara ve gençlere, Türk Müziği'ni tanıtmaya ve sevdirmeye çalışacakmış.
Hemen ilk seminerlerden anlaşılan o ki; bizim evlatlarımız, bizim kültürümüzün ve medeniyetimizin musiki dünyasını tanımıyor, bilmiyorlar. O kadar yabancılar ki; "tanbur" görünce "bağlama" diyor, "ney"le muhatap olunca "kaval" zannediyor, "bendir" sorulunca "darbuka" cevabını veriyorlar.
Bu açığın bir an önce kapatılabilmesi için; daha geniş bir kadroyla, bütün okullarda, benzer eğitimler verilmelidir. Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, Türk Tasavvuf Müziği, Türk Mehter Müziği ve hatta Dini Musiki; güzel örnekleri ve öyküleriyle, çocuklarımızın ve gençlerimizin dünyasına girmelidir.