Zekeriya Erdim

Batı medeniyetinin yeni kutsalı LGBT mi?

Bizim gençlik yıllarımızda, Erkin Koray'ın bir şarkısı çok dinleniyordu. "Arkası gelmez dertlerimin, bıktım illallah; biri biterken öbürü de başlar, fesuphanallah" diyordu.

Vahiy kaynaklı kutsalları terk edip bilimi, teknolojiyi, parayı, silahı ilahlaştıran ve bu yollarla kişileri, kurumları, ülkeleri, toplumları köleleştiren, sömürgeleştiren Batı medeniyeti; dünyanın başına çok belalar getirdi. Biri biterken öteki başlayan veya eş zamanlı olarak devreye sokulan azgınlıklarla, sapkınlıklarla; insana ve insanlığa dair bütün değerleri bitirdi.

Geçmişte, Haçlı Seferleri'nin sembolü olan "kutsal mızrak" misali; şimdilerde de "LGBT+ bayrağı" ile yola çıkıp yürüyorlar. İnsanı kadın-erkek olarak iki ayrı cins halinde yaratıp, birbirlerinde sükûn bulmalarını sağlayan Allah'ın adaletini bozmak ve toplum ağacının tohumunu, toprağını oluşturan aile kurumunu yıkıp yok etmek için; ahlaki azgınlığı, cinsel sapkınlığı yaygın bir anlayış ve yaşayış haline getirmenin mücadelesini veriyorlar.

Bu noktadan hareketle; dünyanın dört bir yanında, "umumi seferberlik" ilan ettiler. Öncelik ve önem sırasına göre, bütün cephelere korunaklı kaleler yaptılar; nöbet tutsunlar diye, donanımlı askerler diktiler.

Bu habis hastalık; korona virüsten daha tehlikeli bir salgın haline geliyor. Sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik, bilimsel, teknolojik, askeri, diplomatik baskılara dayanamayan ülkeler ve toplumlar; birer ikişer, şeytanın ordularına teslim oluyor.

Sürecin giderek daha hızlı ve daha kapsayıcı bir afete dönüştüğünü görüyoruz. Yurdumuzla birlikte, yuvalarımızın da saldırıya uğrayıp işgal altına alınmasından endişe ediyoruz.

Meselenin vahametini anlamak ve anlatmak için, parçaları birleştirip büyük resmi görelim. Biz de sorumluluk silahımızı kuşanıp, kendi çapımızda "karşı mücadele" verelim.

DIŞARIDA OLUP BİTENLER

Batı kültürünün ve medeniyetinin bir mensupları, bir de mağdurları var. Mensuplar, ekinleri ve nesilleri ifsat hareketlerine öncülük ediyor; mağdurlara da sonuçları dayatıyorlar.

LGBT ifadesinin sonuna ya yeni harfler ilave ediliyor, ya da artı işareti konuyor. Bu tanımlama; "azgınlığın ve sapkınlığın sınırı yok, yenileri ilave olabilir" anlamına geliyor.

Vakıflar, dernekler, şirketler, devletler bir bütün olarak cephenin içinde. Şer ittifakının cümle paydaşları; hastalığı daha fazla kişiye ve kuruma, ülkeye ve topluma bulaştırmanın peşinde.

Yasa ve anayasa değişiklikleri yapılarak, cinsel sapıklığın suç olmaktan çıkarıldığını, aksine davranmanın suç sayıldığını görüyoruz. Kadın ile kadının, erkek ile erkeğin evliliklerine izin verildiğine şahit oluyoruz.

Artık en yüksek mevkilerde ve makamlarda bile temsil ediliyor. Eşcinsel kişiler; üst düzey diplomatlık, Bakanlık, Başbakanlık seviyesine kadar getiriliyor.

Oyuncak dünyasının devi; yeni nesil Barbie bebekleri, LGBT modeline göre üretti. HSCB Bank; "müşterilerinin çeşitliliğini yansıtmak için", ofislerinin dışına yerleştirilen aslanları LGBT sembolü renklerle boyattı.

ABD'nin Moskova Büyükelçiliği'ne, LGBT bayrağı asıldı. Hıristiyanların ruhani lideri Papa Francis tarafından; eşcinselliği hoş görmeyen siyaset adamları için, Hitler benzetmesi yapıldı.

İstanbul Sözleşmesi'nden çekileceğini açıklayan Polonya; diğer AB ülkeleri tarafından, siyasi ve ekonomik yaptırımlarla tehdit edildi. LGBT anlayışını ve yaşayışını benimsemeyen belediyelerin, şehir eşleştirmeleri projesi kapsamında yapılan hibe yardımları kesildi.

İngiliz dış istihbarat servisi MI6'nın başkanı, geçmiş yıllarda LGBT+ bireylerin kuruma alınmamış olmasından dolayı özür diledi. Artık böyle bir ayırımcılığın yapılmayacağını söyledi.

Financial Times Gazetesi; 16 Avrupa ülkesinde, en az 250 çalışanı olan 850 şirketin 100 binden fazla çalışanına anket uygulayarak; "çeşitlilik liderleri" listesi hazırlıyor. Katılımcılara; işverenlerinin cinsel yönelim(LGBT+) çeşitliliğini ne ölçüde teşvik ettiklerini de soruyor.

BBC, Şubat ayının LGBT+ tarihi açısından önemli olduğu gerekçesiyle; özel bir çalışma yaptı. Kendi dalında meşhur olup tarihe geçmiş 6 eşcinsel sporcunun, hayat hikâyelerini anlattı.

ABD'nin yeni başkanı Joe Biden; seçim çalışmaları sırasında, göreve gelişinin ilk 100 günü içinde, LGBTQI haklarına ilişkin düzenlemeyi hayata geçirme vaadinde bulunmuştu. Eşcinsel bireylerin haklarının uluslararası çapta korunması için ekonomik yaptırımlar uygulanmasıyla ilgili bir muhtırayı imzalayarak, sözünü yerine getirmiş oldu.

İÇERİDE TAŞERONLUK EDENLER

Bu akımın Türkiye temsilciliğini, ana muhalefet partisi yapıyor. Ahlaki azgınlığın ve cinsel sapkınlığın üstüne bayrak açıyor, altına imza atıyor.

Özellikle İzmir, LGBT eylemlerinin merkezi haline getirildi. En görkemli yürüyüşler orada yapıldı; Büyükşehir Belediyesi'nin merkez binası girişindeki sütunlar LGBT renkleriyle boyanarak, kamuoyuna mesaj verildi.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu; twitter hesabından, LGBTİ renklerine boyanmış bir Atatürk portresi paylaştı. Kadıköy Belediyesi'nin çıkardığı yerel gazetenin Yazı İşleri Müdürü Semra Çelebi ise; "bayrakları bayrak yapan velev ki ibnelerdir" paylaşımında bulunarak, haddini aştı.

Öte yandan; CHP'li Şişli ve Kadıköy Belediyelerinde, "LGBTİ Meclisi" kuruldu. 23 Nisan münasebetiyle hazırlanan afişlerde; "LGBTİ çocuklar" mesajı verildi.

Partinin merkez ve taşra teşkilatları da aynı cephede saf tuttular. Sosyal medya hesaplarından; LGBT eylemleri için, tebrik ve destek mesajları attılar.

Türkiye'nin ilk transseksüel milletvekili adayı, CHP'den olmuştu. Partinin üst düzey yöneticileri nezdinde, hüsnü kabul görmüştü.

Boğaziçi eylemleri sırasında, siyasi ittifak sosyal dayanışmaya dönüştü ve PKK ile LGBT örgütleri birleşti. Batıda Meryem Ana figürünü LGBT renklerine boyayanlar ile bizde Kâbe resminin üzerine LGBT bayrağı koyanlar eşleşti.

Geçtiğimiz günlerde, CHP Denizli Milletvekili Teoman Sancar istifa ederek partisinden ayrıldı. Haber bültenlerinde; eşcinsel ilişkilerinin olduğu, birilerinin kasete aldığı bilgileri yayıldı.

Eşcinsellik bir hastalıksa; bilimin ve teknolojinin bütün imkânlarını kullanarak tedavi etmeliyiz. Ahlaki azgınlık ve cinsel sapkınlıksa; iktidarıyla, muhalefetiyle bir olup engelleme yoluna gitmeliyiz.

Aksi takdirde, nesiller mahvolacak. Bizim ülkemizde de şeytanın hâkimiyeti kurulacak.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.