Ülkelerin ve toplumların "gelişmişlik" göstergeleri, birleşik kaplar gibidir. Genel gidişe göre, sular birlikte alçalır ya da yükselir.
Değerlendirme yapılırken, bakılması gereken kaplardan biri de eğitim düzeyi. Okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim hizmetlerinin kemiyeti ve keyfiyeti.
Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı "büyüme ve gelişme" serüveninin göstergelerinden biri de "yükseköğretim hamleleri" oldu. Toplam 209 üniversite ile lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi daha erişilebilir hale geldi.
Ayrıca hem "alan çeşitliliği" artırıldı, hem de daha fazla "ihtisas üniversitesi" açıldı. Toplam 178 bini çeşitli ülkelerden gelen "uluslararası öğrenci" olmak üzere, 8 milyonluk bir kapasiteye ulaşıldı.
Buraya, devletin çeşitli kurumları aracılığıyla sunulan yurt ve burs hizmetlerinin de eklenmesi gerekir. İyi bir kalite ve kariyer planlamasıyla; bu potansiyel, müthiş bir "katma değer" üretimine dönüşebilir.
YÖK, gelişim süreçlerini takip etmek için; her yıl, "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu" hazırlıyor. Her bir üniversiteyi, belirlenmiş ölçülere yahut ölçeklere göre değerlendirip; puan veriyor ve sıralıyor.
Geçtiğimiz günlerde, 2020 raporunun özet sonuçlarını okuduk. Bu vesileyle bazı noktalara dikkat çekme, vurgu yapma gereği duyduk.
BÜTÇE KARNESİ
Söz konusu rapora göre; 2019 mali yılında, 171 üniversite, "merkezi bütçe dışı gelir" elde etmiş. Bu gelirlerin yıllık bütçelerine oranı, ortalama yüzde 10.37'ye denk gelmiş.
Devlet üniversitelerinden Anadolu Üniversitesi yüzde 52.30 ile birinci, Ege Üniversitesi yüzde 32.69 ile ikinci, Gazi Üniversitesi yüzde 30.63 ile üçüncü, Abdullah Gül Üniversitesi yüzde 26.16 ile dördüncü, Gaziantep Üniversitesi yüzde 26.01 ile beşinci olmuş. Vakıf üniversitelerinden Çankaya Üniversitesi yüzde 100 ile birinci sırada, Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi yüzde 93 ile ikinci sırada, Kadir Has Üniversitesi yüzde 92.7 ile üçüncü sırada, Beykoz Üniversitesi yüzde 66 ile dördüncü sırada, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi yüzde 52.3 ile beşinci sırada yer almış.
Öte yandan, toplam 172 üniversite, bütçelerinin ortalama yüzde 3.66'sını "araştırma-geliştirme" çalışmaları için harcamışlar. Birinci sırada, yüzde 35.39 ile Gazi Üniversitesi; ikinci sırada, yüzde 28.68 ile Sabancı Üniversitesi; üçüncü sırada, yüzde 17.51 ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi; dördüncü sırada, yüzde 17 ile İstanbul Teknik Üniversitesi; beşinci sırada, yüzde 16.65 ile Abdullah Gül Üniversitesi var.
Üniversiteler tarafından, yatırım giderleri hariç, öğrenci başına yapılan cari harcama ortalama 14.020 Türk Lirası civarında. Bu konuda; Koç Üniversitesi 97.555 lira ile birinci, İbni Haldun Üniversitesi 82.167 lira ile ikinci, Sabancı Üniversitesi 80.443 lira ile üçüncü, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi 75.593 lira ile dördüncü, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi 74.050 lira ile beşinci sırada.
YAYIN KARNESİ
Üniversitelerin başarı durumları değerlendirilirken; üzerinde durulan konulardan biri de hayata geçirdikleri "projeler". Ayrıca; akademisyenlerin, ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde yayınladıkları bilimsel "makaleler".
Bu bölüm; "araştırma ve geliştirme, proje ve yayın" kategorisi olarak isimlendiriliyor. Çalışmalar, 14 ayrı göstergeye göre ele alınıp inceleniyor.
Ulusal hakemli dergilerde en çok yayını olan üniversiteler ve yayın sayıları kategorisinde; 811 yayınla, Sağlık Bilimleri Üniversitesi birinci olmuş. İstanbul Üniversitesi, 713 yayınla ikinci sırada; Hacettepe Üniversitesi, 594 yayınla üçüncü sırada; Ankara Üniversitesi, 566 yayınla dördüncü sırada; Gazi Üniversitesi, 503 yayınla beşinci sırada yer almış.
Ancak, anlaşılan o ki; uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makale olamamış. Bizim üniversitelerimiz, dünya liginde oynayacak hale gelememiş.
Oysa, her bir akademisyenin; kendi ilgi ve ihtisas alanında, yayınlanmış makaleleri de kitapları da olmalı. Başka ülkelerin ve toplumların dillerine tercüme edilip, okunma ve istifade edilme gereği duyulmalı.
SOSYAL SORUMLULUK KARNESİ
YÖK'ün izleme raporunda, "sosyal sorumluluk" kategorisi de var. Üniversiteler, "topluma hizmet" amaçlı çalışmaları açısından da değerlendiriliyorlar.
Bu açıdan bakıldığında; 2019 yılında, 150 üniversitenin, 3.850 sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdikleri görülmüş. Her biri, 6 ayrı göstergeye göre incelenip puan verilmiş.
Atatürk Üniversitesi, 475 proje ile birinci olmuş. Gaziantep Üniversitesi, 410 projeyle ikinci sırada; Ankara Üniversitesi, 332 projeyle üçüncü sırada; Ege Üniversitesi, 289 projeyle dördüncü sırada; Sabancı Üniversitesi, 142 projeyle beşinci sırada yerini almış.
Öte yandan; 146 üniversite, "kamu kurumlarının iş ve hizmet süreçlerini iyileştirme" amacına yönelik olarak, 2.738 proje gerçekleştirmişler. Ankara Üniversitesi, 272 projeyle birinci olmayı; Ege Üniversitesi, 270 projeyle ikinci olmayı; İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, 149 projeyle üçüncü olmayı; Boğaziçi Üniversitesi, 134 projeyle dördüncü olmayı; Düzce Üniversitesi, 93 projeyle beşinci olmayı hak etmişler.
Bütün bu çalışmaların; kime, neye, ne kadar hizmet ettiğine ve millet, memleket için hangi katma değerleri ürettiğine bakılması gerekir. Ayrıca, YÖK sadece "durum tespiti" yapmakla yetinmemeli; "ödül ve ceza" mekanizmasını da aktif çalıştırarak, üniversite camiasının kişisel ve kurumsal verimliliğini artıracak metotlar, usuller, modeller geliştirmelidir.
Buna bir de "YÖK'ün değerlendirilmesi" meselesini ekleyebiliriz. Onun raporunu da devletin ilgili ve sorumlu kurumundan, kurulundan bekleyebiliriz.
"Toplam 178 bini çeşitli ülkelerden gelen "uluslararası öğrenci" olmak üzere, 8 milyonluk bir kapasiteye ulaşıldı."
— Fikriyat (@fikriyatcom) February 28, 2021
Zekeriya Erdim'in kaleminden✍🏻
YÖK değerlendirme raporuhttps://t.co/gtiol8IwuU pic.twitter.com/sjHrSHyKUa