MEB Bakanı Ziya Selçuk yaptığı açıklamada "Öğretmen eğitimleri, öğretmenlerin çok daha donanımlı, çok daha iyi yetişmiş bireyler olarak sistemimize girmesini sağlamak için çok büyük çaplı öğretmen eğitimi projeleri başlatacağız" dedi. Bu açıklamadan sonra öğretmenler için ilk başlatılan proje, önümüzdeki eğitim-öğretim dönemi için öğretmenlerin Eylül ayı mesleki çalışma programını belirlenmesi oldu. Belirlenen bu çalışma programının birinci sırasına ise bir kitap koyuldu: Eğitim: Bir Kitle İmha Silahı."
"İnsanların çocuklarını çalan, dev bir beyin yıkama ve sınıflandırma makinesi olarak merkezi okul eğitiminin var olmasına izin verilmiş olabileceğine inanasım gelmiyor. Bu gerçekten oldu mu? Benim hayatım bundan mı ibaretti?"
John Taylor Gatto, 1991'de New York'ta "yılın öğretmeni" seçilmiş. 30 yıllık sınıf deneyimine ve müfettişlik görevlerine sahip. Amerikan okul sistemini, Alman okul sistemine, daha açığı Hitler dönemi okul anlayışına benzeterek reddedip okuldaki görevini bırakmış. Orijinal adı Weapons of Mass Education: A Schoolteacher's Journey Through the Dark World of Compulsory Schooling olan ve Mehmet Ali Özkan'ın tercümesiyle Türkçe'ye kazandırılan eseri ise son kitabı olarak kayıtlara geçer.
30 yıllık öğretmen olan Gatto kitabında, okulu, eğitimi ve Amerikan eğitim sistemini sert bir şekilde sorguluyor, 'okulu' eleştiriyor. O, bir mekâna kapatılmaya dayalı okul eğitimine karşı çıkıyor. Çünkü çok farklı yönlere doğru gitme ve gelişme temayülünde olan bireysel hayatları tek tip haline getirdiğini, bireyleri yığınlaştırma emelinde olduğunu düşünüyor. Hatta okul sisteminin tüketim ekonomisine boyun eğdiğini savunuyor. Birleşik Devletlerde zorunlu eğitimin tarihi ve fikri arka planını çizen yazar daha sonra -kendi öğretmenlik tecrübelerine de dayanarak- zorunlu okul eğitimi sürecinde yaşananlara ve sürecin öğrenciler üzerinde açtığı hasarlara dair açıklamalarda bulunuyor.
ZORUNLU EĞİTİME BAKIŞINDAKİ ELEŞTİRİSİ
Amerika'nın muhtelif okullarında yaptığı öğretmenliği Wall Street Journal'a yazdığı bir yazıyla bırakan yazar, kitabın yazılış amacını şöyle ifade eder: "Öğretmenlik kariyerimin ilk ayından itibaren girdiğim sınıflarda entelektüel gücün, yaratıcı sezginin ve iyi karakterin seviyesinin hep azaldığını ve aslında benim de tam olarak bu iş için para aldığımı fark ettim (s.147). Okul artık (…) sanayicilerin siparişi üzerine tanzim edilen bir davranışsal eğitim laboratuvarına dönüşmüştür. Devlet okulu sınıflarında otuz yıl bu yaratığa hizmet ettikten sonra 1991'de öğretmenliği bıraktığımda, gördüğüm ve ne yazık ki yaptığım şeyler –beni affedin- konusunda tanıklık edeceğime dair kendime söz vermiştim. Bu kitap, benim o sözü tutma yollarımdan biridir (s.47)."
Yazara göre zorunlu eğitim Birleşik Devletlerde on dokuzuncu yüzyıl boyunca yerleştirilmeye çalışılmışsa da dişlerini tam anlamıyla 1905- 1915 yıllarında ülkeye geçirmiştir. İyi insan ve vatandaş yetiştirmek ve herkesin elinden gelenin en iyisini yapmasını sağlamak zorunlu okul eğitiminin gerekçesi olarak gösterilse de yazara göre; "bundan daha büyük bir yalan yoktur. Asıl amaç mümkün olduğunca fazla sayıda bireyi, tehdit oluşturmayacak bir düzeyde tutmak, standartlaşmış bir vatandaşlık öğretisi yaymak, başkaldırı ve özgünlüğü öldürmektir. ABD'de ve dünyanın her yerinde eğitimin amacı budur (s.20)."
FİŞLEDİĞİ YAZARLAR
Gatto'nun ısrarla üzerinde durduğu düşünce, ABD'de yerleştirilen zorunlu eğitimin köklerinin Prusya askeri devletine dayandığıdır. Yazar, Prusya eğitim sisteminin köle ruhlu insanlar ortaya çıkardığını belirtir. Ona göre; zorunlu eğitim düşüncesi, oldukça eskidir. Platon'dan beri birçok ütopyacı yazar bunun zeminini hazırlamıştır. Bu manada yazar Calvin, Francis Bacon, Spinoza, Thomas Hobbes, Johann Fichte, Charles Darwin gibi isimleri özellikle "fişler."
ROCKEFELLER, CARNEGİE VE FORD GİBİ VAKIFLARIN AMAÇLARI
Okulların giderek endüstrinin bir kolu haline dönüştürüldüğünü ifade eden Gatto, zorunlu eğitimin Amerika'da bir sistem olarak yerleşmesinin arka planında güçlü ama görünmez kuvvetlerin yer aldığını belirtir. Bu karanlık güçlerin, ülkenin okullarını ahtapot gibi sardığını ve yeni okul politikalarının kamuoyunun gözlerinden uzaktaki vakıf binalarında kotarıldığını aktaran yazar özellikle Rockefeller, Carnegie ve Ford vakıflarının isimlerini dile getiriyor. Öyle ki E.Thorndike'ın Eğitim Psikolojisi literatürünü Rockefeller vakfının desteğiyle oluşturduğunu söyler.
1896- 1920 yılları arasında bu vakıflar sanayici ve sermayedar gruplarına, üniversite kürsülerine, araştırmacılara ve okul idarecilerine ciddi yatırımlarda bulunarak mevcut okul sisteminin kurulmasında rol oynamışlardır. "Eğitim tröstü" olarak isimlendirilen bu grupların amacının "gençlere itaat idealinin benimsetilmesi" olduğunu belirten Gatto, bunu delillendirmek için farklı tarihlerdeki toplantılarda alınmış kararların ve söylenmiş sözlerin metinlerine de kitapta yer verir.
YAZARIN GERÇEK MESELESİ NE?
Yazarın asıl anlatmak istediği mesele eğitime karşı gelmesi değil zorunlu eğitime karşı eleştirilerini dile getirmesidir. Çünkü ona göre gerçek gayesi öğrenmek değil, "başarı" olan okulların, öğrencilerin kendileri adına bir şeyler öğrenme arzusunu söndürdüğünü, düşünme melekelerini bunun yanı sıra kendi başlarına kalabilme becerilerini ellerinden aldığını ve çivi çakamayan, yumurta pişiremeyen, can sıkıntısına çözüm bulamayan, topluma değer katamayan gerçek dünyadan uzaklaşmış insanlar ortaya çıkardığını ifade eder.
Zorunlu okul eğitimini bu şekilde resmeden Gatto, eğitime değil zorunlu okul eğitimine karşı olduğunu belirterek ikisi arasındaki farkı ortaya koyar ve çözüm önerisini de bu fark üzerinden geliştirir. Bu nedenle yazarın okul eğitimine alternatif olarak önerdiği eğitim şekli açık kaynaklı öğrenmedir. Bu öğrenme biçimi esnek mekânları ve esnek sıralama düzenlerini içine alan esnek zamanlı bir faaliyettir. Kişisel olarak yönetilen bireyselleşmiş bir eğitim olan açık kaynaklı öğrenmede kimin öğretmen olacağına hükümet değil öğrencinin kendisi karar verir. Öğrenci aktiftir ve kendi eğitim harcını karma sorumluluğunu yüklenir. Hayata değer katmanın okulla değil, okula rağmen gerçekleştiğine dair tezini delillendirmek içinse Amerika tarihinden okula hiç gitmeden ya da okulu bırakarak- açık kaynaklı öğrenme şekillerini benimsemiş kişilerin örneklerine yer verir. Benjamin Franklin, Thomas Edison, Bernard Shaw yazarın örnek olarak verdiği isimler arasındadır. ("John Taylor Gatto, Eğitim: Bir Kitle İmha Silahı, Zorunlu Eğitimin Karanlık Dünyasına Bir Yolculuk…" tasavvur, c. 4 sy. 1 (Haziran 2018) / Nuran Çınar)
GATTO'NUN KİTABINDA GEÇEN SİSTEM VE OKUL ELEŞTİRİLERİ
"Acaba okulların ve hazır yeri gelmişken de üniversitelerin müfredatları, ne zamana dek öğrencilerin uzun mahpusluk saatlerini doldurmak için basit bir dolgu maddesi gibi kullanılacak? Kapana kıstırılmış olan hayatlar canlılıklarını kaybetmeden ve isyan ettirilmeden güvenli bir şekilde özgürlüklerine kavuşturulamaz mı?''
"Karmaşık bir toplumda esnek bir yapıya sahip olan insanlar adaptasyon yetenekleri sayesinde en güzel şekilde yaşayabilirler ama okul dediğimiz kurumsal yapı, acınası kural takipçilerini, katı tutumlu insanları ödüllendirir."
"Gerçek öğrenmeye dönük gayretler, okulda düşük sınav sonuçlarına yol açar. Eğer okulda eğitim adına bir şeyler gerçekleşiyorsa bu, okul sayesinde değil, okula rağmen meydana gelir."
"Okulun gerçek meselesi öğrenmek değil, başarıdır. Okulda dikkatler hiçbir zaman düşünme ya da performans kalitesine yönelmiş değildir; dikkatler tamamen farklı bir şeye, başaranların attıkları şeref turuna yetişmeye yönelmiştir.
...İlkokulda kendini geliştirmenin sayısız yolu ve kaliteli bir hayatın yüzlerce çeşidi olmasına rağmen, okuldaki en temel öğe ''Yapma!'' sözcüğüyle kendini belli eden sınırlandırmalardır." (Gazete Vatan, Okulu eleştiren kitap için 'Okunsun' talimatı)
KİTAPTAKİ ÇELİŞKİLER
Kitaptaki tekrarların çoğunlukta olması ve yazarın, okulu bıraktıktan sonra suça karışmış kişilerin öykülerini başarı hikâyeleri arasında vermesi çelişkiler arasında yer alıyor. Ayrıca bu kadar eleştiriye rağmen, okulun topluma kattığı hiçbir faydası yok mudur gerçekten? Bir diğer yönden de ev kaynaklı öğrenmenin ne derecede etkili olacağını bilemiyoruz, çünkü net örneği yok. Tüm bu bilgilerin bize gösterdiği ise; okullardaki "sadece başarı" odaklı eğitime, tüm eğitimcilerin karşı olması gerektiğini savunmak… Ve okullardaki eğitimin bireylerin ahlaki ve kişilik gelişimlerine odaklı olması tanımına katılmak gerektiğidir. Eğitimcilerin kitabın ardından, yeni dönemde ciddi bir tartışmaya gireceği ise muhtemel görünüyor…
Eğitim-Bir Kitle İmha Silahı, John Taylor Gatto
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız...