Milli Eğitim Bakanlığı geçen sene aldığı kararla bu sene öğrenciler güz döneminde bir haftalık tatile çıktılar. Tüm ilk ve orta öğretim kurumlarındaki öğrenciler 18-22 Kasım tarihleri arasında bir haftalık tatil yaparken öğretmenler okullarına gidip gelmeye devam ediyorlar.
Merak ettim ve çevremdeki öğretmenlere haftayı nasıl geçirdiklerini sordum. İlk gün MEB Bakanı Ziya Selçuk'un ve Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürü Adnan Boyacı'nın konuşması ile geçtiğini söylediler. Diğer günler ise biraz karışık anladığım kadarı ile.
Kendilerine neler yaptığını sorduğum arkadaşlar farklı şeyler söylediler. Konser, koro, sinema, piknik, farklı spor dalları, doğa yürüyüşü ve kahvaltı gibi etkinlikler düzenliyorlarmış.
İlk defa uygulandığı için okullar arasında farklılık olmasını normal olduğunu söylemeliyim. Ayrıca okul çeşitlerine göre de farklı uygulamalar olması çok tabii. İlk okul ile orta okul arasında fark olabileceği gibi şehirdeki okullar ile kasabalardaki okullar arasında da fark olur. Burada bir sorun görmüyorum.
Bazı okullarda ise sınavlar sanki tatilmiş gibi bir hafta önce yapılmış ve son hafta tatil öncesi gibi geçmiş. Ama bu uygulama biraz sorunlu geldi bana.
Belli ki kafalar karışık ve bu bir haftalık aranın nasıl değerlendirileceği tam olarak anlaşılmamış. Bunu da ilk kez olmasına bağlıyorum ve zamanla bir teamül oluşacağını ve bir düzenin oturacağını düşünüyorum.
Ben olsam ne yapardım?
Öyle oturduğumuz yerden eleştirmek kolay. Ben o kolaycılığa kaçmayacağım. Kendime bir lise müdürü olsaydım bu bir haftayı nasıl değerlendirirdim, sorusunu sorup sesli cevap vereceğim.
Her şeyden önce MEB'in istediği birtakım etkinlikler, toplantılar vardır mutlaka. Mesela bu sene olduğu gibi Bakan Bey'in ve Genel Müdür'ün konuşmaları gibi. Bunlar genel uygulama olduğu için yapılacak bir şey yok. Onun dışındaki günleri ise planlardım.
Tarih belli olduğu için sınavları tatile çıkılacağı haftaya koyardım. Böylece öğretmen arkadaşlarım sınav kağıtlarını bu hafta içinde rahat ve sağlıklı bir şekilde okurlardı.
Okulda yapılması gereken rutin toplantıların hepsini, öğretmenler kurulu, zümre ve şube toplantılarını ve benim bilmediğim ama yapılması gereken tüm toplantıları bu haftaya toplardım.
İlk çeyrek bittiği için veli toplantısını da bu hafta yapmaya çalışırdım.
Öğretmenlerle yaptığımız toplantıda ilk çeyreği değerlendirir, önümüzdeki dönem için alınması gereken önlemleri ve yapılacak işleri planlardım.
Okulu tepeden tırnağa gözden geçirir, ufak tefek tamirleri yaptırırdım.
Sırf öğretmenleri okula getirmek için hiçbir faydası olmayan toplantı ve etkinlik düzenlemezdim. Onun yerine evinde oturup dinlenmesini veya yarım kalan bir işini tamamlamasını isterdim. Böylece o işi yapmak için dersler başladığında izin almasına gerek kalmazdı.
Öğretmen arkadaşlarımdan yeni dönem için hazırlıklar yapmalarını ister, özel gün ve bayramlarda neler yapılacağını planlardım.
Bir hafta dediğiniz zaten göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Öğretmenlerin ne işim var burada, ne kadar gereksiz diye düşünmeden zevkle katılacakları ve parçası olacakları toplantılar düzenlemeye çalışırdım.
Dünyanın ve ülkenin sorunları hakkında bilgilendirme toplantısı yapardım. Mesela son günlerde gündemi meşgul edem intihar meselesi. Uzmanlardan intiharı, intihara eğilimli çocukların davranışlarını anlatan ve bu öğrencilere karşı nasıl davranılması gerektiğine dair seminerler, konferanslar verdirmeye çalışırdım.
Bunların yanında okula ve bölgeye has sorunlar varsa onlarla ilgili bilgilendirici toplantılar düzenlerdim.
Benim bu ara tatillerle ilgili bir ümidim ve bir korkum var. Önce ümidimi söyleyeyim. Bu bir hafta bizim için iyi bir gözlem ve tecrübe oldu. Şimdi önümüzde baharda bir haftalık tatil daha var. Bu haftayı çok verimli değerlendiren okullar da vardır mutlaka. Onların tecrübelerini diğer okullara aktarmanın yollarının bulunup o haftanın daha verimli geçeceğini ümit ediyorum.
Korkum ise bu haftaların yıllardan beri düzenlenen öğretmenler tarafından sıkıcı ve verimsiz bulunan seminerlere dönmesi. Bu arada en büyük görev ise müdürlere düşüyor. İki şeye dikkat etmek gerekiyor. İlki okulun işleri aksamasın. İkincisi öğretmenlere istemedikleri ve gereksiz buldukları şeyler yaptırılmasın.
Benimki hariçten gazel okumak biraz. Biliyorum. Ama söylediklerim olmayacak şeyler mi sizce? Yapılmayacak veya faydası olmayacak bir sürü şey yapmaktansa verimli ve yapanlara zevk verecek bir-iki şey yapmak daha iyi değil midir?
Bu ara tatil bence iyi değerlendirildiğinde çok faydalı bir uygulama. Keşke üniversitelerde de tatbik edilse.
İsmail Güleç