Araştırmacılar için yazılması ve çalışılması zor olan iki konu vardır. İlki kimsenin çalışmadığı konularda çalışma yapmaktır. Yeterli kaynak bulunmaması bir yana yeni olduğu için yazılan çizilen her şey eksik ve yanlış olma ihtimalini taşır. Çalışılması zor olan diğer konu ise hakkında neredeyse herkesin araştırma yaptığı konularda çalışmaktır.
Türkiye'de özellikle edebiyatçıların ve tarihçilerin en çok çalıştığı konuların başında İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy'un geldiği cümlenin malumudur. Yayınladığı her kitabı aldığım ve zevkle okuduğum İsmail Kara üstadımız da bu konuda, uzun zamandan beri yayınlanmasını beklediğimiz Bir Düşünce Tarihi Metni Olarak İstiklal Marşı (Dergah 2021) başlıklı bir kitap yayınlandı. Ancak sıradan araştırmacı için olan bu zorluk İsmail Kara için geçerli değildir. Söylenmedik söz kalmadığı düşünülen bir konuda bile hayranları, onun yeni bir şeyler söyleyeceğini bilir ve bekler. Sayın hocamız, birikimi ve konuya hakimiyeti ile bu beklentiyi boşa çıkarmamış, sevenlerini yine hayal kırıklığına uğratmamıştır.
Büyük bir merak ve dikkatle okuduğum eserde, edebi olduğu kadar bir fikir metni de olan İstiklal Marşı, metinde geçen siyasi ve politik kavramların tarihsel ve kültürel arkaplanı, yazıldığı dönemin düşünce ve zihniyet dünyasından yararlanılarak, dönemin kamuoyunu meşgul eden fikirler ve tartışmaları ışığı altında açıklanıyor. Bu hâliyle de kitap, İstiklal Marşı'nın sadece bir şiir olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin ruhunu yansıtan temel metinlerden biri olduğunu tüm sarâhati ile gözler önüne seriyor.
İsmail Kara, İstiklal Marşı'nı biz edebiyatçıların yaptığı gibi mısra mısra açıklamıyor. İstiklal Marşı'nın omurgasını oluşturan altı önemli kavram üzerinden İstiklal Marşı'nın ne anlama geldiğini bize göstermeye çalışıyor. Daha önce birinin ilk halini müstakil olarak yayımladığı bu altı kavram istiklal, millet, din, vatan, medeniyet ve ümit. İsmail Kara Hocamız, her bir kavramı hem Mehmet Akif'in diğer şiirlerinden yararlanarak hem de döneminde yapılan tartışmaları aktararak iyice anlaşılır kıldıktan sonra İstiklal Marşı'ndaki anlamının ne olması gerektiğini bize işaret ediyor.
Bence kitabın en çarpıcı bölümü, Sonuç Yerine Düne, Bugüne ve Yarına Dair Birkaç Mesele başlıklı bölüm. İstiklal Marşı'na karşı gösterilen tepkiyi ve gösterenlerin anlatıldığı bu bölümü, konu ile ilgilenen herkesin okumasını isterim. İstiklal Marşı üzerine yapılan tartışmaların ve yapılan eleştirilerin kısa bir özeti mahiyetinde olan bölümde İsmail Kara hocamız meseleyi büyük bir vukûfiyetle ortaya koyuyor.
Bu bölümde dikkatimizi en çok çeken husus, İslamcı ve Müslüman olarak temayüz etmiş kimi isimlerin ve yeni nesil İslamcıların İstiklal Marşı'na ve Mehmet Akif'e getirdikleri eleştiriler oldu.
İsmail Kara Hocamız bu kitabıyla bize göre çok önemli bir iş daha yapıyor. Bu kitabıyla, 1924'ten sonra herkesin gözü önünde olmasına ve tüm okullarda okunmasına rağmen anlaşılmaması için her şeyin yapıldığı İstiklal Marşı üzerine yapılacak çalışmalara yeni bir çığır açmış oldu. İstiklal Marşı'nı bir düşünce tarihi metni haline de ancak İsmail Kara gibi değerli bir hocamız meydana getirebilirdi.
Kitapta zikredilen tartışmalardan biri de İstiklal Marşı'nın bestelenen kıtalarıyla ilgili. Malum, ilk iki kıtayı okuyoruz. Anlam bütünlüğü bakımından ilk ve son kıtanın bestelenmesinin daha doğru olacağına dair görüşü dikkate değer bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.
İsmail Kara bu kitabıyla bize sadece İstiklal Marşı'nı açıklamıyor, Kurtuluş Savaşında taşıdığımız ve cumhuriyet ile taçlandırdığımız mücadelenin ruhunu da gösteriyor. Cumhuriyetin ilanının 100. yılını kutlamaya hazırlandığımız bugünlerde çok ihtiyacımız olduğunu düşündüğüm bu ruhu unutanların hatırlamasına, bilmeyenlerin öğrenmesine vesile olması bakımından da çok değerli bulduğumu ifade etmeliyim. Ülkemizin kurtuluşunun bu ruhta olduğunu ve bu ruhu kaybetmenin bu topraklardaki Türk ve Müslüman kimliğimizi kaybetmek anlamına geldiğini hiçbir zaman unutmamalıyız.
İstiklal Marşı yazarı olarak Mehmet Akif ile ilgili can u gönülden inandığım bir görüşümü paylaşmak isterim. Mehmet Akif bir turnusol kağıdıdır. Bir kişinin milli olup olmadığı İstiklal Marşı veya Mehmet Akif'i sevip sevmemesiyle ölçülür. Sevgi derecesine bir şey diyemem, çok az seviyor da olabilir. Ancak sevmediğini açıksa söyleyenlerin bu toprakların kültürü ve medeniyeti ile ciddi sorunu olduğunu söyleyebilirim.
İsmail Kara, kitabını "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın" diye bitiriyor. Biz de yazımızı "Allah bizlere İstiklal Marşı'nı unutturmasın ve ruhundan uzaklaştırmasın" diye bitirelim.
İsmail Güleç