Geçtiğimiz günlerde bir vesile ile kimi üniversitelerimizin hukuk fakültelerinde "Hukuk Kliniği" adında bir ders olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım. Şaşkınlığım geçince yaygın olup olmadığını merak ettim ve kısa bir araştırma sonucunda bu isimle ders açan fakültelerin sayısının artış eğiliminde olduğunu fark ettim. Başta İstanbul ve Ankara Üniversitesi gibi köklü devlet üniversiteler olmak üzere birçok devlet ve vakıf üniversitesinde bu isim altında ders açıldığını gördüm. Bu kadar yaygın olmasının nedeni Batı'da da örneği olması olmalı.
HUKUK KLİNİĞİ NEDİR?
Kabaca, üniversitesine göre farklılık göstermekle birlikte genellikle öğrenilen bilgilerin unutulmaması için yapılan uygulama dersi olarak tarif edebiliriz. Ancak üniversiteler arasında uygulamada bir birlik yok. İstanbul Üniversitesi'nde bu derste, hukuk fakültesi öğrencilerinin, öğrendikleri teorik bilgileri nasıl uygulanacağını öğreniyor. Böylece hukuku daha iyi kavramaları amaçlanıyor. Bu dersi alan öğrenciler, Tüketici Hakları, Bilişim Ceza Hukuku, Göçmen Hakları, Hasta ve Engelli Hakları gibi derslerde öğrendikleri konuları, liselere giderek anlatıyorlar, bilgi veriyorlar.
Ankara Üniversitesi ise konuya biraz farklı yaklaşmış. "Dertlenerek ilgilenmek" diye bir kavram geliştirilmiş. Derste, öğrencilere, ülkenin ve toplumun, özellikle insan hakları gibi temel sorunlarını önce dert edinmelerini, sonra da sorun üzerine düşünmelerini ve çözüm üretme yollarını aramalarını öğretmek amaçlanıyor. Dersin altında yatan temel ise öğrencilerin hukuk etiği konusunda duyarlı olmaları.
İyice düşünülerek hazırlandığı belli olan üç yıllık programda ilk sene seçmeli derslerle öğrencinin ilgi duyduğu bir alanda bilgi sahibi olması sağlanıyor, ikinci sene bir konuda bilgi alan öğrenci grup çalışmalarına katılarak uzmanlaşıyor. Üçüncü senede de iki sene boyunca öğrendiklerini kullanarak toplumun başta dezavantajlı grupları olmak üzere sorunları üzerine düşünmeleri ve çözüm üretmeleri üzerine çalışmalar yapıyor.
Böyle bir dersin hukuk öğrencilerine çok büyük faydası olacağına hiç kuşkum yok. Sadece uygulama ile kalmayıp öğrenciye sosyal sorumluluk alma yollarını göstermesi ve bunu da değerler ve ilkeler doğrultusunda yapacak olmalarını çok değerli buluyorum.
Ancak ben hukukçu değilim, dolayısıyla meseleye farklı bir noktadan, dersin isimlendirmesi tarafından bakıyorum. Öncelikle bunu belirteyim. İkinci olarak da "Hukuk Kliniği" isimlendirmesinin isabetli bir seçim olduğu konusunda şüphelerim olduğunu ifade edeyim.
KLİNİK NEDİR?
Klinik denilince akla doktorlar ve hastane geliyor. TDK Sözlüğü'ndeki anlamları şöyle:
Hastanın bakıldığı, muayene edildiği yer; Hekim olacak öğrencilerin hasta başında uygulamalı olarak ders gördükleri hasta koğuşu; Vücut muayenesinde görülen (hastalık belirtisi).
Ayrıca klinik araştırmalar ve klinik vaka diye iki madde daha var. Klinik araştırmalar, "İnsanlar üzerinde bir ilacın klinik etkilerini tanımlama veya doğrulama amacıyla yapılan, temel hedefi ilacın güvenirliğini sorgulamak olan işlem", klinik vaka ise "Hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gereken hastalık; Üzerinde durulması, araştırılması gereken konu; Ruhsal rahatsızlığı olan kimse" şeklinde tarif edilmiş. Görüldüğü gibi sözlükte verilen anlamların hukukla bir ilgisi yok.
Merak ettim İngilizce sözlüğe da baktım. Webster'da, tıpla ilgili olmayan bir anlamının da olduğunu gördüm.
"a group meeting devoted to the analysis and solution of concrete problems or to the acquiring of specific skills or knowledge"
Yani, somut meselelerin tahlil, tespit ve çözümü veya birtakım özel beceri veya bilgilerin kazanılması gayesi ile tertip edilen grup toplantısı. Bu tarife göre ise her konuda klinik çalışması yapılabilir ve ders adı olabilir.
NE YAPILMALI?
Bizim insanlarımızın fiyakalı isim koyma konusunda meraklı ve hevesli olduğunu biliyoruz. Korkum ve endişem hukuk fakültelerinde yaygınlaşan bu ismin, uygulaması olan diğer fakülte ve bölümlerde de yaygınlaşması. Bu gidişler "Öğretmenlik Kliniği" gibi bir ders konulursa şaşırmayacağım. Lütfen gülmeyin, hukuk kliniği oluyor da öğretmenlik kliniği neden olmasın? Orada da teori, uygulama ve etik kurallar var. Ben, klinik yerine "Hukuk Deneyimi", "Hukuk Uygulamaları" veya buna benzer bir isim verilmesini daha doğru buluyorum.
Dilin yönlendirme ve müdahale ile düzeltilecek bir şey olmadığını biliyorum. Dolayısıyla toplumda kabul görüp yaygınlık kazandıktan sonra yapılacak iş, sözlüklere tıp dışında da kullanıldığına dair tanımlar eklemek olacak. Ancak korkarım ki bu değişim sadece ders adı olarak kalmayıp yakın bir gelecekte hukuk bürolarına yansıyacak. Avukat tabelalarını, "Hukuk Polikliniği" olarak görmeye hazırlanmalıyız. Şu anda hukukçulara bile garip gelebilir ancak hukuk kliniklerinde ders görenlere hiç komik gelmeyeceği gibi mezun olduklarında açacakları ofislere poliklinik adını vermelerinden daha doğal ne olabilir? Bu durumda mahkemelerin adı da hukuk hastanesi mi olacak?
Yok canım, daha neler!
İsmail Güleç