Bu kelimeyi duymayalı epey zaman oldu. Geçenlerde fark ettim, uzun zamandan beri hiç kullanmamışım ve aklıma da gelmemiş. Oysa gelenekte o kadar önemli bir yeri var ki baba dostunun.
Neden baba dostu diye bir kavramı kullanmaz olduk? Neden lügatimizden çıkardık? Babalarımızın dostları mı kalmadı artık? Yoksa evlatlar, babaları ile ilgilenmez mi oldu?
Bu sorulara hemen hayır demek de mümkün değil. Hâlâ babalarımızla ilgileniyoruz. Babaların da dostları var hiç şüphesiz. Ancak baba dostu kavramı pek gündemimizde yok. Ama neden? Neden yok?
Seneler önceydi. Yirmi yaşına ya yeni girmiştirm ya da girmek üzereydim. Anamın, babamın memleketine gitmiştim. Kasabada alış veriş yapmış, köye dönmek için minibüslerin kalkış saatini bekliyordum. Bir çay bahçesine oturmuş, çayımı yudumlarken kasabayı tanımaya ve anlamaya çalışıyordum.
Karşı masada oturan bir amca dikkatli bir şekilde bana bakıyordu. Beni birine benzettiğini düşündüm. Derken kalktı yanıma geldi, oturdu. Hiç selam vermeden doğrudan sordu:
- Evlat, sen Kutlucalı mısın?
- Evet amca.
- Terzi Halis'in mi oğlusun?
- Evet amca da siz nereden biliyorsunuz?
- Evladım burnun, gözlerin ve kaşların aynı babanın gençliği. Oradan anladım.
Hayatımda ilk kez gördüğüm bir adam ile birlikte oturduk, minibüs kalkana kadar bana babamı anlattı, askerlik günlerinden İstanbul'a gideceği vakte kadar yapıp ettiklerini, babamın neye kızıp neyi sevdiğini anlattı. Ben de dinledim. Meğer babamı hiç tanımaz, bilmez imişim. O an anladım ki baba dostu biraz da babamın yüzüne tutulan ayna imiş.
Baba dostu kimdir?
Baba dostu, babamızın güvenebileceğimiz, zor zamanda yardım alabileceğimiz, babamız olmadığında kendisine ulaşacağımız ilk kişi.
Bu kişi aileden olmaz genellikle, ama mahalleden olur. Asker arkadaşı olur, iş arkadaşı olur. Ama bir şartı var. Zor zamanları birbirlerine yaslanarak geçirmek, atlatmak. Zor zamanlar hem karakterleri ortaya çıkarır hem de kişileri birbirine borçlu kılar, arada hukuk oluşur. Bu hukuk da kişileri birbirine bağlar.
Baba dostu, arkadaşının ailesini kendi ailesi gibi görür, çok yakında değildir ama uzakta da değildir. Görünür değildir ama hep gözetir. Güvendir, sığınılacak limandır.
Evlat, baba dostu için ne kadar sevgili ve kıymetli ise baba dostu da evlat için o kadar hürmetli ve sevgilidir. Zor zamanda baba dostu evlatları koruduğu gibi evlat da baba dostunun zor zamanında yardım eder, elinden tutar. Babam olsa dostuna yardım eder miydi, sorusunu sorar ve babasını gönendirmek için yardım eder.
Kirve, musahip
Baba dostu olmasa da o vazifeyi gören kirve ve musahip gibi iki kavram daha var. Kirve, sünnet sırasında çocuğu tutan, sünnet masrafını üstlenen ikinci bir baba durumundaki kimse şeklinde tarif edilir. Ancak kirve hali vakti yerinde olanlar arasından seçilir. Statüsü vardır, yarı resmi bir makam gibidir.
Musahip ise sohbet arkadaşı demek. Devlet erkanı arasında yeri bile var musahiplerin. Musahipler pâdişahlara sohbet akradaşı olan ve zaman zaman hoş fıkralar, hikâyeler anlatıp latîfe ve nükteler yaparak hoşça vakit geçirmelerini sağlayan zeki, bilgili, görgülü, hoşsohbet kimseler arasından seçilirdi. Bir de tarikatte musahiplik var. O da yol arkadaşlığı demek, malum tarik yol demek. Musahip o yolu birlikte yürüdüğün arkadaşın demek. Diğer yolculardan farkı sırlarını paylaştığınız biri olması. Yani diğerlerine göre biraz daha özel ve yakın biri. Musahiplik Alevililikte çok önemlidir. Musahibi olmadan Alevi olunamaz. Aynı anda dara durup ceme katılmaya başlayan kişiler birbirine musahip yapılır. Musahip olduktan sonra kardeş gibi olunur, çocukları da kardeş gibidir, bir biri ile evlenemez. Arkadaşlık bu dünyada kalmaz, aynı zamanda ahret arkadaşlığı da yapılır. Musahipliğin de statüsü vardır, tanımlanmıştır, yarı resmidir.
Kadınlar arasında baba dostunun yerini ahretlik alır. Annelerimizin de ahretlik bacıları olur. O da genç kızlığından beri tanıdığı, güvendiği, zor zamanlarında yardım istediği kişidir. Ahretlik denmesi dostluğun kıyamete kadar, hatta kıyametten sonra cennette de devam edeceğini göstermek içindir.
Esad Muhlis Paşa;
Kıymet ü kadr-i hayât-ı pederi bilmeyene
Bildirir sonra zamâne ne imiş kıymet-i eb
Buyurmuş. Babasının kıymetini bilmeyene zaman babasının kıymetini bildirir, demiş. Babasının kıymetini bilmeyen evlattan baba dostunun kıymetini bilmesini beklemek safdillik olur.
Ragıp Paşa'nın dediği gibi;
Hezâr-ahbâb olan ehl-i televvünden vefâ gelmez (Ragıp Paşa)
Binlerce dostu olan iyi gün arkadaşlarından vefa gelmez. Bize binlerce değil bir çocuklarımıza miras olarak bırakabileceğimiz bir dost lazım.
O halde yine sorumuzu sorarak yazımızı nihayete erdirelim.
Çocuklarımıza bırakacak kadar vefalı dostumuz var mı?
Baba dostu bildiğimiz kimsemiz var mı? Varsa en son ne zaman aradık, hatırını sorduk?
İsmail Güleç