Bugün 1 Muharrem 1445 (19 Temmuz 2023) yani hicri takvime göre yılbaşı. Bizi yeni bir yıla kavuşturan Allah'a binlerce kez şükürler olsun.
Bugün muhtemelen telefonlara gelen mesajlardan başımızı kaldıramayacağız. Başkaları tarafından kurulmuş cümleler, beğenilip paylaşılan görseller ile yeni yılımız kutlanacak. Birçoğumuz gibi ben de yeni yılın bu hazır cümlelerle ve soğuk görsellerle kutlanmasından hoşlanmıyorum. Buna rağmen üyesi olduğumuz gruplarda payaşılan benzer mesajların tacizine maruz kalacağız.
Ben yeni yılın kutlanmasından değil, bu şekilde kutlanmasından rahatsız oluyoruz. Sıradanlaştırılmasından, önemsizleştirilmesinden ve duygudan uzaklaştırılmasından şikayetçiyim.
Biliyor musunuz, bundan asırlar önce de böyleydi. Bu gibi durumlarda kullanılmak için hazırlanmış örnek mektupların yer aldığı inşa veya münşeat mecmuaları vardı. Birisine tebrik mektubu göndermek isteyen mecmuadan kendi durumuna uygun bir mektup seçer ve onu taklit ederek yazardı.
Birkaç asır öncesinde talebesi tarafından hocasına yazılmış bir yeni yıl tebrik mektubu örneği verelim.
Âtufet-kârım efendim,
Şeref-hulûl eden sâl-ı cedîd-i meyâmin-i bedîdin bir yevm-i mübârek olduğu kazâyâ-yı bedîhiyye ile müsbet ve mütehakkık ise de bu rûz-ı fîrûz bendeniz için daha ziyâde bir yevm-i saâdet-redîf oluyor. Zira kalbimde merkûz olan zât-ı âlinize müteallık hiss-i şükrân ve muhabbet-i samîmiyyeyi bu rûz-ı fîrûzda huzûr-ı âlîlerine arz etme şerefine nâil olacağım. Evet, âvân-ı şebâbımda terbiyem ve tahsîl-i kemâlâtım için ettiğiniz nesâyih-i müşfikâta ve ihtârât-ı hayr-hâhâne ile bendenize bir vazîfe-i nazîfe-i hiss-i şükrân ve bir hiss-i muhabbet ilkâ ve tahmîl buyuruldu ki, edâ-yı şükrânı gayr-ı kâbil olmakla berâber bu ihtisasâtı ancak böyle eyyâm-ı mübârekeyi zerîa-yı hasene ittihâz ile arz edebiliyorum. Binâen alâ zâlik bu ihtisâsât-ı kalbiyyemi arz eyleyebildiğimden dolayı bugün bendeniz için yevm-i sürûr-ı nâ-mütenâhîdir. Refîkam dahi bu hissiyâtıma iştirâk ile sıhhat ve âfiyetinizi ikbâl u saâdetinizi temennî eyler.
Bâkî bekâ-yı teveccühât-ı âlîleri ve tezâyüd-i ikbâl u saâdet-i kerîmâneleri temenniyâtında bulunduğumu arz eylerim efendim.
Dâi-i dâiminiz tilmiz-i fakîriniz İsmail
Günümüz Türkçesine şöyle aktarabiliriz:
Benim merhametli ve şefkatli efendim,
Gelişiyle bizi şereflendiren bereketli ve uğurlu olduğu çok açık olan yeni yılın ilk gününün mübarek olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek ise de bu uğurlu gün hizmetkarınız için daha çok mutluluk getiren bir gün olmakta. Çünkü kalbime adeta hiç çıkmayacakmış gibi saplanmış olan zât-ı âlinize karşı beslediğim şükran hissimi ve samimi muhabbetimi bu güzel günde yüce huzurunuza arz etme şerefine ereceğim. Evet, gençliğimde terbiyem ve tahsilimin mükemmel olması için ettiğiniz müşfik nasihatler ve iyiliğimi isteyen uyarılarınız bendenize tertemiz şükran duygularımı sunma ve muhabbet hissini söyleme sorumluluğu yüklüyor. Ne kadar teşekkür edilirse yetersiz kalacağını bilmekle birlikte bu duygularım ancak böyle mübarek günleri güzel bir vesile kılarak sunabiliyorum. Bundan dolayı bugün, bendeniz için kalbimin derinliklerindeki hisleri size sunabilme imkânı bulmakla sonsuz mutluluğu tattığım gündür. Eşim dahi bu duygularıma katılarak sıhhat ve âfiyet içinde mutlu olmanızı temenni ediyor.
Öğrencinize olan ilginizin devamını ve kerim olanlara mahsus mutluluğunuzun artarak devam etmesini dilediğimi bildiririm, efendim.
Fakir ve hakir duacınız İsmail kulunuz.
Artık hiçbirimiz böyle mektuplar yazmıyoruz. Hocalık da maalesef eskisi kadar hürmet görmüyor. Dolayısıyla böyle mektup yazarak yeni yılı tebrik ve tes'îd edecek öğrenci de yok. Yok olan atufet mi yoksa atufetli mi, bilemedim.
Yeni yıl duası ile yazımızı nihayete erdirelim.
Cenab-i Hazret-i Yezdân bizleri işbu yevm-i saîdde mesrûru'l fuâd olduğumuz gibi rûz-ı kıyâmette de mesrûr eyleye.
Her vakitte ve demde derunlarımızı pür-şâd eyleye.
Güzerân eden ve derununda maa'l-kusur edâ eylediğimiz taât u ibâdâtımızı merfu'-ı dergâh-ı icâbet-penâh eyleye.
Bu misilli nice kere sâl-i cedîd-i sa'ide vâsıl olarak her birimizi tathîr-i günâh eyleyip mağfûru'z-zünûb kıla.
Sâl-i cedîdde cümle ehl-i derde derdinden ve borçlulara borcundan rehâ-yâb eyleye.
Dem-i devrân-ı Cumhuriyyet-i Turkiyye dâim ü bâkî ola.
Düşmanlar makhûr, cümle mü'minîn ü mü'minât mansûr-ı Hak ola.
Bizi bu âlemde kâfire zebûn etme. Nefsimizin uşağı eyleme.
Senin cemâlini görmeğe lâyık bir göze, senin kelâmını işitmeğe lâyık bir kulağa, senin güzel isimlerini zikretmeğe lâyık bir dile bizi mâlik eyle.
Gönlümüzden hubb-i sivâyı ihrâc, gönüllerimizi aşkınla bî-karâr eyle.
Gönüllerimizi habîbinin muhabbetiyle tezyin, Ehl-i Beyt'iyle tasfiye eyle.
Bizi habibinden ve Ehl-i Beyt'inden dûr etme yâ Rab. Bize onun sevdiklerini sevdir, yerdiklerini yerdir yâ Rab.
Bizi habîbinden ayırma. Zîrâ necât, felâh onu sevmekdedir, îmânın kemâli ona aşk ile bağlanmakdadır.
Şâh-ı merdân, nefs-i pâk-i hayrü'l mürselin yani fâtih-i Hayber çağrımıza feryad-res ola.
Âmin.
İsmail Güleç