Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Akademik Destek Programı (SADEP)
Uzun zamandan beri üniversite eğitimi ile ilgileniyorum. Bir üniversitede eğitimin nasıl olması gerektiğine dair çalışmalar yapıyorum. Dolayısıyla üniversite ve eğitim ile ilgili bir haber görür görmez hemen okuyorum.
Geçenlerde sosyal medyada paylaşılan bir habere tesadüf ettim. Haber, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin katıldıkları bir eğitim programına dairdi. Az çok tahmin etmekle birlikte ne olduğu öğrenmek ve emin olmak istedim. Fakültenin dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı'ya kısaca SADEP adı verilen programın amacının ne olduğunu ve uygulamasının nasıl olduğunu sordum. Hocamızın verdiği cevaptan anladığım kadarı ile programı size tanıtmaya çalışayım.
SADEP nedir?
Kanaatimce eğitim-öğretimi en zor fakültelerden biri ilahiyat fakülteleridir. Öğrencilerin ağır bir programı olmakla birlikte alması gereken birçok ders olmasından dolayı temel dersler arzu edilen seviyede öğretilemediği de zaman zaman tartışma konusu olmakta. Sakarya İlahiyat Fakültesi, öğrencilerin bu eksikliğini gidermek için klâsik ilimler olarak kabul edilen sarf, nahiv, belâgat, fıkıh, fıkıh usulü, hadis, hadis usulü, tefsir, kelâm ve mantık konulardan tarih boyunca okutulmuş temel Arapça metinlerin okutulduğu bir program hazırlanmış. Dört yıl süren programın ilk üç yılı tüm derslerin verildiği bir program takip edilirken son sene öğrenciler merak ve ilgi alanlarına göre ihtisas gruplarına ayrılıyor ve akademik hayatına devam etmek istediği konularda daha yoğun okumalar yapılıyor.
Program başarılı öğrencileri kabul ediyor ve devamını de bekliyor. Her başvuranı almıyorlar. Yapılan bir mülakat ile seçiliyor.
Eğitim-öğretim fakülte ders saatleri dışında yapılıyor. Öğrencilerin derslerine devam etmelerine çok dikkat ediliyor. Normal derslerde olduğu gibi devam mecburiyeti aranıyor ve dönem sonunda sınav yapılıyor. Devamsız ve başarısız öğrenciler programdan çıkartılıyor.
Prof. Bostancı, programın üç yıldan beri devam ettiğini söyledi. Araştırma görevlilerinin temel metinleri okumak için girişimde bulunmaları ise programın başlamasının nedeni. Araştırma görevlileri ders okutarak hem ilmi yönden gelişiyorlar hem de eğitim-öğretim tecrübesi kazanıyorlar. Başarılı olan öğrenciler de ödüllendiriliyor. Dönem sonunda bir kahvaltıda öğrenciler ve hocalar bir araya gelerek dönemi değerlendiriyorlar. Kahvaltı masrafı hocalar tarafından karşılandığı gibi verdikleri dersten dolayı da herhangi bir ücret almıyorlar.
İyi öğrenci ders dışında yetişir
Her zaman söylediğimiz bir şey var. Öğrencileri farklı yapacak şey okul derslerinde öğrendikleri değil, okul dışında öğrendikleridir. Bu durum bölümü ne olursa olsun tüm öğrenciler için geçerlidir. Özellikle içinde bulunduğumuz çağda bir öğrenci sadece okulda aldığı derslerle yetinmemeli, mutlaka okul dışında da seminer, kurs, eğitim, konferans ve benzeri programları katılarak derslerde öğrendiklerini pekiştirmelidir.
SADEP gibi bir programı düzenli takip eden ve gereğini yapan başarılı bir öğrenci istediği ilahiyat fakültesinde lisans üstü eğitimine hiçbir zorluk çekmeden devam edebilir. Diyanet teşkilatında veya MEB'de çalışmaya başladığında diğer meslektaşlarından çok farklı olacağını da söyleyebilirim.
Benim bu programla ilgili bir küçük endişem var. İlahiyatların müfredatının çok yoğun ve ağır olması dolayısıyla öğrencilerin Temel İslam Bilimleri Bölümü dışındaki dersleri önemsememe ihtimali. Muhtemelen hocalar bu konuda da önlem almışlardır.
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin bu örnek uygulamasının hem ilahiyat fakültelerinde hem de diğer fakültelerde yaygınlaşması, bölümde aradığını bulamayan öğrenciler için nefes alacakları bir alan olacak. Umarın bu uygulamalar yaygınlaşır ve bir şeyler öğrenmek isteyen başarılı öğrencilere fırsat doğar.
Bu vesile ile SAÜ İlahiyat Fakültesi'nde 15 yıldan beri İlim Yayma Cemiyeti ve birkaç yıldan beri de Diyanet İşleri Başkanlığı ile iş birliği içinde benzer akademi programları yürütüldüğünü de öğrendim. SADEP'in uygulanmasında fakültenin bu tecrübesinin de etkili olduğunu düşünüyorum.
Üniversitelerimizin öğrencileri bu tür ders dışı faaliyetlerle ve programlarla desteklemesinin neredeyse zaruri olduğunu söyleyerek sözlerimi tamamlamış olayım. Bu vesile SADEP programını hazırlayanları ve yürütenleri tebrik ediyorum.
İsmail Güleç