Kur'an-ı Kerim… Bilgi, hikmet ve irfan hazinesi… İnsanlığa, Yüce Yaratan'dan gelen son Hitâb-ı İlâhî… Ferdî ve ictimâî hayatın dertlerine deva olacak şifa kaynağı… Bakmasını bilene ve görmeyi başarabilene nice dersler ve ibretlerle dolu peygamber hatıralarını barındıran, eşi benzeri olmayan bir hidâyet rehberi…
Ona sırt çeviren, onu kapağı açılmayan bir kitaba dönüştüren Müslümanlar bugün hem şahsında hem de yaşadığı toplumunda nice sıkıntılarla muzdarip ve huzursuz… Aile çekirdeğini oluşturan karı-koca arasına el-Vedûd isminin tecellisiyle "sevgi ve merhamet var ettiğini, birbirlerine huzur ve sükunet vesilesi kıldığını" (er-Rûm, 22) buyuran, gönderdiği peygamberlerle mutlu ve huzurlu bir aile hayatının en güzel örneklerini insanlığa gösteren ve öğreten Allah Teâla'nın, er-Rahman ve er-Rahîm isimlerini unuttuk önce… Bu isimlerin yer aldığı besmele dilimizden eksildi zira… Sonuçta, geldiğimiz nokta, taşıdığı canın emanetçisi olan kendine, eşine, evladına ve yakınlarına karşı "merhametsiz" insanların sayısının her geçen gün arttığı bir dünyanın içinde kaldık!.. Ne çıkarılan kanunlar, ne uygulanmaya çalışılan maddeler, hiçbiri yapılan haksızlıklara, zulümlere ve işlenen cinayetlere engel teşkil etmiyor maalesef… Bir yangın yerine dönen aile yuvasını kurtarmanın, yaralarını sarmanın ve sağaltmanın en önemli çözüm yolunun yine aileye yönelmek, onu bir eğitim-öğretim yuvası haline getirmek olduğunu tekrarlayıp duruyoruz. Çünkü ailede aldığı eğitimin, kişinin hayatında en büyük etkiye sahip olduğunu biliyoruz.
Kur'an-ı Kerim'de adı zikredilen peygamberleri ve hayatlarını inceleyerek onlardan kendimize dersler almak maksadıyla çıktığımız yolculukta Hz. İbrahim'e ve ailesine dair sözlerimizi bugün tamamlamak niyetindeyiz. Bugün onun nasıl bir merhamet yüklü yüreğin, şefkatle dolu gönlün sahibi olduğunu ve ailesine, insanlara yansımasını aktarmaya çalışacağız.
KALBİ MERHAMETLE DOLU PEYGAMBERİN AİLESİNE İLGİSİ…
Hz. İbrahim (as), hayat hikayesi farklı yönlerle anlatılan peygamberlerden biridir. Onun karakterindeki şefkat, merhamet, yufka yüreklilik dikkatimizi çekmektedir. Yaratılışından beri sahip olduğu bu özellikler, bir putperest olan babasına bile hitap tarzına yansımış ve her defasında "babacığım" diyerek muhatap aldığı babasını hak yola şefkat ve merhametle çağırmasına vesile olmuştur. Babasının, kendisini memleketinden kovmasına ve mirasından mahrum etmesine rağmen onun için Allah'tan affını ve bağışlamasını dileyecek kadar yumuşak kalpli (halîm) ve merhametlidir (Hûd, 75).
"Kuşak çatışması" adı verilen ve yetişkinlerle yeni yetişen nesiller arasında yaşanan problemlerin çözümünde önemli bir rol oynayacağına inandığımız hususu şu cümlelerle dile getirmek isteriz. Evet, Hz. İbrahim de bir gençti… Onun da duyguları, arzuları, hedefleri ve idealleri vardı… Fakat ayetler, onun babasına karşı hitabında ve davranışlarında merhamet odaklı bir üsluba sahip olduğunu ortaya koymaktadır (Meryem, 42-45). "Sen özgürsün, özgürlüğünden ödün verme" gibi söylem ve slogan bombardımanına maruz kalarak yetişen neslin geldiği nokta ortada… Bunun yerine hem Hz. İbrahim gibi yüce bir peygamberin, hem de diğer peygamberlerle birlikte Son Nebi Hz. Muhammed'in (sav) getirmiş olduğu dinin ilkelerinden biri olan "anne babaya saygı ve hürmet" eğitimi, bugün için aile eğitiminde maalesef eksik bıraktığımız hususların başında gelmektedir. İşin garip tarafı bu eğitimi vermemize engel olan şey de çocuklarımıza olan aşırı ilgi ve sevgimiz!..
Hz. İbrahim'i bizler aynı zamanda eşi ve çocukları için de aynı hassasiyete sahip şefkatli ve merhametli bir eş ve baba olarak görmekteyiz. Allah'ın emri üzerine eşi Hacer ve oğlu İsmail'i Mekke'ye getirip yerleştiren Hz. İbrahim (as) onlar için dua ve niyazda bulunarak şunları istemişti Rabbinden…
"Rabbimiz! Ben ailemden bir kısmını, senin kutsal evinin (Kâbe'nin) yanında, ekin bitmez çorak bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları çeşitli ürünlerle rızıklandır. Umulur ki, şükrederler."
"Rabbim! Beni de soyumdan gelecek nesilleri de namaza devam edenlerden eyle. Rabbimiz! Duamı kabul eyle."
"Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla." (İbrahim, 37,40-41)
Hz. İbrahim'in bir aile reisi olarak bu niyazları Allah tarafından kabul edildi. Bugün Mekke, asırlardır bir mıknatıs gibi müminleri kendine çekiyor. Dünyanın dört bir yanında yetişen meyveleri ve sebzeleri görünce o yüce peygamberin duasını hatırlarsınız. Yine Hz. İbrahim'in, oğlu İsmail ile birlikte yaptıkları dua neticesinde Son Peygamber de onların soyundan gönderildi. Kısaca, kalbi şefkatli, yüreği merhametli, yufka gönüllü bir eş ve baba olan Hz. İbrahim (as), Allah'a her daim dua ve niyazda bulunan bir kişilik olarak günümüzde aile içi iletişim, sevgi ve saygı eğitimi için de en güzel örnektir. Ona ve ailesine selam olsun!.. Onu bizlere Kur'an-ı Kerim'de anlatan ve tanıtan Allah'a hamd olsun… Ve onu, her gün kıldığımız namazlarda okuduğumuz dualarda anmamızı bize öğreten Resul-i Ekrem Efendimize salât ve selâm olsun…
Prof. Dr. Mehmet Emin Ay