Bundan önceki (23 Eylül 2019 Pazartesi) yazımızda, yaşlılarımızın sorunları ve beklentileri üzerine bir sigorta şirketinin bir vakıfla birlikte ortaklaşa düzenlediği araştırmanın sonuçlarına dikkat çekerek başladığımız konuya bugün devam ediyoruz.
Sözlerimize başlarken yaşlılarımızın, aile huzuru için son derece önemli bir değer olduğunu, onların duası ve hayır dileklerinin tüm ailemiz üzerinde bir koruma kalkanı oluşturacağını tekrar ifade etmek isteriz. Ancak ilgili araştırmada, yaşlıların manevi hayatlarına dair herhangi bir soru-cevap ya da bulguya rastlanmamaktadır. Halbuki yaşlı nüfusun bu yönlerine dair tespitlerin de önemli olduğunu belirtmeliyiz.
Geçen yazımızda aktardığımız üzere söz konusu araştırma sonuçlarından birine göre toplam nüfusumuzun %8'ini oluşturan yaşlılarımızın, "yaşlanmaya hazır olmadıkları" ortaya çıkmış… Buradan hareketle, aslında sadece yaşlılarımızın değil, müstakbel yaşlılar olarak yetişkinlerin de "yaşlanma/yaşlılık" gibi kavramlara yabancı veya uzak olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu nedenle bugünkü yazımızda önce yaşlılık kavramından ve ardından da Kur'an-ı Kerim ve hadislerde yaşlılığa bakıştan söz edeceğiz.
"YAŞLILIK" NE DEMEK?
Bazı kaynaklarda "Son yetişkinlik" dönemi olarak da adlandırılan bu dönem, aynı zamanda hem biyolojik ve fizyolojik hem de psikolojik bakımdan çok önemli kabul edilebilecek birtakım değişikliklerin yaşandığı bir dönemdir. Sözgelimi, yaşlılıkta ortaya çıkan birtakım bedensel değişiklikler ve bu yaşlara özgü bazı rahatsızlıklar, kişinin bireysel ve sosyal yaşamında bazı kısıtlamalar oluşturur. Sonuçta kişi, eskisi kadar aktif bir yaşam süremez. Bu da yaşlıyı ciddi bir şekilde etkiler ve üzer... Geçmişte nice zor işlerin üstesinden gelen ve birçok başarılara imza atan yaşlı, şimdi artık sıradan işlerde bile yardıma ihtiyaç duyar hale gelmiştir. Bunların yanında, yürüttüğü görevlerin sona erip emekli olmasıyla birlikte toplumsal statü ve saygınlığın yitirilmesinin getirdiği rol yoksunluğu da yaşlının kendisini "değersiz" ve "işe yaramaz" olarak hissetmesine yol açar.
Bedensel gerileme ve bu döneme özgü bazı rahatsızlıklar bir yana, bu dönemde yaşanan ayrılık kayıpları yaşlı insanlarda en ciddi duygusal sarsıntıları oluşturur. Kendi yaşıtlarının birer birer hayata veda etmesi yanında, kimi zaman yaşanan evlat, torun, yakın akraba ölümleri, hayat şartlarının ya da meslek hayatının gerektirdiği durumlarda aile fertlerinin evden ayrılmaları da yaşlıda yalnızlık ve soyutlanma duygularını besler.
Yine bunlara ilaveten yaşlılık dönemi, "ben kimim?/ bu hayatı sürdürmemin amacı nedir?/ çalışamadığım halde başkalarına nasıl yardımcı olabilirim?/ kayıplarla nasıl yaşayabilirim?/ acılara katlanmanın anlamı nedir?" gibi sorulara da cevapların arandığı bir dönemdir. Bu soruların psikolojik, sosyolojik ve felsefi cevapları olabilir. Ancak bu sorulara cevap bulma hususunda en önemli desteği din sağlar. Dolayısıyla, bir dinî inanç sahibi olmak, hayata tutunabilme ve gelecek endişelerini kısmen de olsa bertaraf etme hususunda yaşlı için önemli bir psikolojik destek anlamına gelir. Çünkü din ve din eğitimi genelde tüm insanların, özelde ise yaşlıların, hayatın anlamını yeniden keşfetmelerine, yeniden yapılandırmalarına ve bütünlüğü sağlama çabalarına da bir imkan sağlar.
"MANEVİ DESTEK" NEDİR?
Zaman zaman "Manevi Destek" ya da "Manevi Bakım" gibi kelimelerle de karşılık bulan ve aslında bize batı dünyasından, Pastoral Care denilen kavramın karşılığı olarak intikal eden bu kavram, genellikle rahiplerin ve papazların özellikle kilise dışında yürüttükleri dinî danışmanlık ve rehberlik hizmetlerini ifade etmektedir.
Pastor kelimesinin "papaz" anlamından yola çıkarak "din adamlarının verdiği manevî destek, tavsiye ve öğüt" anlamında kullanılan Pastoral Care, günümüzdeki dinî danışma ve rehberliğin temelini oluşturmuştur.
Psikoloji ve sosyoloji gibi alanlarda belli bir bilgi birikimine sahip papazlar tarafından daha ziyade Hıristiyanlığı benimsetme, kabullendirme veya dine karşı sempati uyandırma amaçlı olmakla birlikte bu tür bir danışmanlık ve rehberlik hizmetinin, sonuçta insani amaçlara yönelen, kişinin dinî ve ruhsal problemlerinin çözümüne katkı sağlayan bir faaliyet olduğu görülmektedir. Dolayısıyla denilebilir ki, Manevi Destek olarak kavramlaştırabileceğimiz "dinî danışma ve rehberlik", bir bakıma insanın problemlerine, yine onun inandığı dinin değerleriyle ilişki kurarak çözüm getirmektir.
Dinî danışma ve rehberliğe kaynaklık eden Pastoral Care kavramı üzerine Amerika ve Avrupa'da yapılmış olan pek çok araştırma, bu alanın oldukça geniş bir çerçeveye sahip olduğunu göstermektedir. Günümüzde bu faaliyetin daha ziyade her dinin bağlılarına yönelik olarak, sahip oldukları sorunlarının çözümüne katkı, maneviyatlarını yükseltme, hayattan zevk alma ve iç huzuru sağlama gibi amaçlar taşıdığı söylenebilir. Ülkemizde de bazı İlahiyat Fakültelerinde, lisans ve yüksek lisans programlarında yer alan dersler ve yürütülen lisansüstü araştırmalar ve inceleme çalışmalarıyla bu alanda bilimsel faaliyetlerin varlığından söz edebiliriz.
Gelecek yazımızda hem yaşlılık döneminden hem de yaşlılardan bahseden ayetler ve hadis-i şerifler bağlamında konuya dair bilgileri paylaşmaya devam edeceğiz.
Sağlıcakla kalınız.
Prof. Dr. Mehmet Emin Ay