Kur’an ayında, Kur’an’ın ilk suresi Fatiha’daki sırlar…
Geçen yazımızda, "hikmeti yüce bir sure olan bu ayetler üzerinde uzun uzun durmak gerek." diyerek onun hakkındaki bilgileri genişçe paylaşmak arzusunda olduğumuzu ifade ettiğimiz Fâtiha sûresi, bugünkü yazımızın konusu…
Ramazan ayını, Peygamberimizin (sav) diliyle "rahmet, mağfiret ve cehennemden kurtuluşun müjdecisi" kılan Allah Teâlâ, bu mübarek ayda indirdiği vahyini, 23 yılda tamamlamıştı. Kur'an-ı Kerim adıyla andığımız bu ilahî vahyin fizikî varlığına; iki kapak arasında elimizde tutup okuduğumuz sayfalarının bir arada oluşuna "Mushaf-ı Şerîf" diyoruz… Her bir Mushaf, kapağını açtığınızda, etrafı tezhib sanatkârlarınca çevrelenmiş zarif işlemeler ve figürler ortasında, hattatların özenerek yazdıkları iki sayfa ile karşılar bizi… Sağdaki, Fâtiha Sûresinin, soldaki ise Bakara Sûresinden ilk ayetlerin yer aldığı sayfalardır bunlar… İşte Kur'an-ı Kerim'in kutlu açılışının yapıldığı ve bu sebeple "açan" anlamına gelen "Fâtiha" ismini taşıyan bu mübarek sûre, en çok bilinen bu isminden başka daha birçok isme de sahiptir. Sureyi daha yakından tanımak için bu isimler üzerine aktarılan bilgilerle sözlerimize devam edelim…
FÂTİHA SÛRESİNİN DİĞER İSİMLERİ NELERDİR?
Müddessir suresinden sonra Mekke'de nâzil olan bu sûre, "Ana/Esas Kitap" anlamında "Ümmü'l-Kitâb" olarak adlandırıldığı gibi yine aynı manayı ifade eden "Ümmü'l-Kur'ân" olarak da bilinmektedir. Yine onun, dinin esaslarını, asıl hükmündeki temellerini ihtiva eden bir sure olduğu için ondan "Esâsu'l-Kur'ân" veya kısaca "el-Esâs" olarak bahsedildiğini de görmekteyiz.
Bir kudsî hadis'de, "Fâtiha, benim Arş hazinelerimden bir hazinedir" diye buyurulduğu için sureye hazîne anlamına gelen kelimeyle "Sûretü'l-Kenz" de denilmektedir.
Sûrenin, "es-Seb'ul-Mesânî" ismini almış olması ise ayetlerinin sayısının yedi; ve en az rekat sayısı olan iki rek'atlik her namazda en az iki kez okunuyor olmasına bağlanmaktadır.
Nihayet, bu en çok bilinen isimleri yanında Fâtiha suresinin, Şifâ, Salât, Hamd, Şükür ve Duâ suresi gibi isimleri de vardır. Dahası, ona İslam'ı ana hatlarıyla özlü bir şekilde anlattığı için "el-Kâfiye" ve "el-Vâfiye" adları da verilmiştir.
FÂTİHA SURESİNİN DİĞER SURELERDEN FARKI NEDİR?
Her bir surenin bir alâmet-i fârikasının olduğundan, onu diğer surelerden ayıran "farklı özelliği" bulunabildiğinden söz edebiliriz. Fâtiha suresinde ise tüm surelerden farklı bir özellik söz konusudur. Bu ise surenin başındaki besmelenin, sureden sayılan bir ayet olarak kabul edilmesidir. Böylece Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla başlanan sure, diğer tüm surelerden farklı bir özellik sahibidir. Çünkü sure, yine aynı isimlerin tekrarlandığı üçüncü ayetiyle dikkat çekmektedir.
Şekil olarak Fâtiha suresinin taşıdığı bu farklılık, onun mana yönünde de yansımıştır. Zira yedi ayetten oluşan bu sûre, üzerinde sayfalar dolusu tefsir ve şerhlerin yapılabildiği bir zenginliğe medâr olmaktadır. Nitekim pek çok müfessir sadece bu sure üzerine müstakil eserler kaleme almışlar ve diğer İslam âlimleri, yazdıkları tefsirlerde Fâtiha üzerine derin hikmetler ihtiva eden sayfalar dolusu bilgiler vermişlerdir.
FÂTİHA SURESİNDEKİ SIRLAR NELERDİR?
İlkin şunu ifade etmeliyiz ki, sure "Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm" olarak başladığı için "ilk ayet" hükmündeki besmele hakkında -kısa da olsa- bilgi vermek doğru olacaktır kanaatindeyiz.
Kur'an Yolu adlı tefsirde, Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla/adına… anlamına gelen besmelenin tercümesinde şöyle bir inceliğe dikkat çekilmektedir. Eğer bir şey yenilip içilecekse çekilen besmelenin, "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla" anlamına geldiği, böyle bir durum söz konusu olmayan durumlarda ise besmelenin, "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adına, adını anarak" anlamına geldiği ifade edilmektedir.
Yine aynı eserde, şu bilgiler de verilmektedir: Kur'an dilinde Rahmân sıfat-ismi sadece Allah'a mahsustur, başka hiçbir varlık için kullanılmamıştır. Rahmân "en uzak geçmişe doğru bütün yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lutuf, ihsan, rahmet bahşeden" demektir. Rahmân, rahmetiyle muamele ederken buna mazhar olan varlığın hak etmesine, lâyık olmasına bakmaz, bu sıfatın tecellisi yağmur gibi her şeyin üzerine yağar, güneş gibi her şeyi ısıtır ve aydınlatır. Rahîm ise "çok merhametli, rahmeti bol" demek olup bu sıfatla kullar da nitelenebilir. Allah'ın Rahîm sıfat-ismi O'nun, daha ziyade kullarının gelecekte elde etmek üzere hak ettikleri, lâyık oldukları sınırsız rahmetini, lütuf ve merhametini ifade etmektedir. "Esirgemek" ve "bağışlamak" bu sonsuz, engin ve etkisi çeşitli rahmetin ancak bir parçası, etkilerinin yalnızca bir çeşididir.
Bu isimlerin ve sıfatların sahibi olan Allah Teâlâ'yı, kulun unutmayışı ve onu sık sık yâd edişi, hatırlayışı ve anışıdır, zikrullah… Bir işe başlarken, bir şey yiyip-içerken, bir faaliyete yönelirken besmele çekmek, hem her şeyin sahibi ve mâliki Allah Teâlâ'dan "izin istemek" nezâketini göstermek demektir; hem de O'nu saygıyla anmak, zikretmek… Belki bu sebepten olsa gerek, Sevgili Peygamberimiz, "Allah'ın adıyla başlanmayan hiçbir işin sonu iyi gelmez." buyurmaktaydı…
Besmele'nin faziletine dair çok şeyler söylenebilir. Ancak biz sözlerimize burada son verelim. Bir Ramazan geleneği olarak yaşanmış hatıralardan biriyle yazımızı tamamlayalım. İsmail Hakkı Bursevî, meşhur tefsiri Rûhu'l-Beyân'da şu hikâyeyi nakleder:
Rum Meliki Kayser, Hz. Ömer'e mektup yazarak başında dinmek bilmeyen bir ağrının olduğunu, tabiplerin çare bulamadığını, şayet bir çaresi veya ilacı varsa göndermelerini Halife'den rica eder. Hz. Ömer ona başına giyebileceği bir başlık gönderir. Kayser onu giyince ağrısı dinmekte, çıkardığı zaman ise yeniden başlamaktadır. Merak ederek başlığın içinde ne olduğunu öğremek maksadıyla başlığın iç kısmını kontrol eden Kayser bir kağıt bulmuştu. Kağıtta sadece "Bismillahirrahmanirrahim" yazıyordu…
Sağlık, esenlik ve huzurla kalınız efendim…
Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ramazan ayı, Kur’an ayıdır!.. (23.04.2020)
- “Hazırlıklı olmak” ya da “hazırlıksız yakalanmak” (20.04.2020)
- Karun’un helak olmasının sebepleri nelerdi? (16.04.2020)
- Varlıklı olmanın şımarıklık ve taşkınlığa evrilmesi örneği: Karun (13.04.2020)
- Kur’an’ın, “mutref” dediği kimselerin günümüzle ne alakası var? (09.04.2020)
- “Gevşeklik göstermeyin ve üzülmeyin…” (06.04.2020)
- “İçimizdeki beyinsizler yüzünden…” (02.04.2020)
- Şüpheniz olmasın! İyilikler kötülükleri giderir… (31.03.2020)