Bugün kameri takvim hesabıyla Zilkade'nin son günü... Bu akşamdan itibaren bastıracak karanlık, bizi yarınki mübarek günün ilk ışıklarına ulaştıracak gecemize de bir vesile olacak…
Bu gecenin dinî açıdan nasıl bir değer taşıdığını kısaca ifade edelim öncelikle… Bu gece, Zülhicce –ki bundan böyle dilimize yerleşmiş haliyle ondan "Zilhicce" olarak bahsedeceğiz- ayının ilk gecesidir. Zilhicce ki, içinde Hac ve Umre ibadetlerini barındırdığı için bu ismi almıştır. Ayrıca ilk on günü, Hac ve Umre ibadetlerini kapsayan ve "menâsik" adı verilen dinî emirlerin ve yerine getirilmesi gereken şartların zamana ve vakte bağlı olarak ifa ve icra edildiği günleri ihtiva eden günlerdir. İşte bu sebeple bu gece, hem Zilhicce ayının ilk gecesi olması bakımından değerlidir ve hem de ardından gelecek mübarek gecelerin müjdecisidir…
Bugünkü yazımızda, hem bu mübarek aydan hem de bu akşam, gün batımıyla idrak edeceğimiz geceyle başlayacak manevi süreçten söz edeceğiz. Maksadımız, gündelik hayatın karmaşasından, gâilelerinden dolayı yeterince fırsat bulamadığımız "Allah'a kulluk" vazifelerimize dair yeni bir şevk unsuru olabilecek bu mübarek günler hakkında hatırlatmada bulunmaktır. Çünkü "insan" kelimesi, "nisyan" ile alakalıdır ve nisyan, yani "unutmak" insanoğlunun en önemse(n)mesi gereken özelliğidir. Nasıl ki, Rabbimiz ilâhî bir emir olarak, "Hatırlat Ey Habibim! Çünkü senin hatırlatman müminlerin yararınadır." (Zâriyât, 55) şeklindeki bu ayet ile Hz. Peygamber (sav) Efendimize "hatırlatma"yı bir görev olarak yüklüyorsa, bu vazife aynı zamanda "hakkı ve sabrı birbirine tavsiye ve telkin eden" müminlerin de üzerinde bir sorumluluktur…
ZİLHİCCE AYININ FAZİLETİNE SEBEP NEDİR?
Bilindiği üzere Hac, Hz. İbrahim'den (as) beri süregelen kadim bir ibadettir. İçinde hac günlerini taşıyor olması sebebiyle bu ayın ismi "Zilhicce" olmuştur. Böylesine kadim bir ay olan Zilhicce'ye, Son Peygamber Hz. Muhammed'e (sav) indirilen ayetlerde de atıflar yapıldığı görülmektedir. Sözgelimi Kur'ân-ı Kerîm'de Fecr suresinin 2. Ayetinde geçen "Ve Leyâlin aşr" (On Gece), ifadesi, Zilhiccenin ilk on günü olarak anlaşılmış hatta Hac sûresinin 28. âyetindeki "Eyyâm-ı ma'lûmât" ile Bakara sûresinin 203. âyetinde geçen "Eyyâm–ı ma'dûdât" da İbn Abbâs (r.a.) tarafından Zilhiccenin ilk on günü olarak kabul edilmiştir.
Biraz önce değindiğimiz üzere kadim bir ibadet olan Haccın ifa edildiği bir ay olan Zilhiccenin ilk on günü, aynı zamanda Beytullah'ı da ziyaret günleridir. Bir diğer ifadeyle namaz, oruç, sadaka ve hac gibi temel ibadetlerin hepsinin bir araya toplandığı günlerdir. Bu sebeple o günlerde yapılacak farzlar, diğer günlerdeki farzlardan daha faziletli; nâfileler de diğer günlerde yapılacak nâfilelerden daha değerlidir. Hatta bu on günü, Ramazan-ı Şerif'in son on günü ile mukayese eden bazı İslâm âlimleri bile olmuştur. Bu alimlerden biri olan Aliyyü'l-Kârî şu görüşü benimsemiştir: "Bu ilk on gün, Arefe gününü ihitva etmektedir. Arefe günü ise senenin bütün günlerinin en faziletlisidir. Yine Ramazan-ı Şerif, Kadir gecesini ihtiva etmektedir. Kadir gecesi ise senenin bütün geceleri içinde en faziletlisi olanıdır..."
Abdullah ibn Abbas (r.a) tarafından rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: "Allah katında, Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan bir amelden daha iyi ve daha sevaplı başka bir amel yoktur." Bunun üzerine şöyle bir soru soruldu: "Allah yolunda cihad etmekten de mi?" Resul-i Ekrem şu cevabı verdi: "Allah yolunda cihad etmekten de… Ancak kendi malı ve canıyla cihada çıkıp da bunlardan hiçbir şeyi geri getirmeyen (şehit düşen) kimse müstesna…"
Bu hadis-i şerifte, bugünlerde yapılacak ibadet ve iyiliklerin, cihad ile kıyaslanması ve şehit olduğu için geri dönmeyen kimsenin cihadı hariç, diğer cihadlardan daha faziletli olduğunun bildirilmesi bu günlerin önemini göstermek için yeterlidir.
Öte yandan, ilgili hadislerden anlaşıldığına göre Ashab-ı Kiram bu günler hakkında hassas davranmış ve bu günlerde ibadetlerini arttırmaya gayret etmişlerdir. Ünlü hadis âlimi el-Buharî, Abdullah İbn Ömer ve Ebû Hüreyre gibi sahabilerin, Zilhiccenin ilk on gününde çarşı pazara çıkıp yüksek sesle tekbirler aldıklarını, onları görenlerin de aynı şekilde tekbirlerle onlara eşlik ettiklerini aktarmaktadır.
ZİLHİCCE'NİN İLK GECESİNİ NASIL İHYÂ EDELİM?
Bu akşam idrak edeceğimiz ve Zilhicce ayının ilk on gününe ait olan ilk geceyi nasıl ihya etmemiz hususunda her zaman olduğu gibi Hz. Peygamber (sav) Efendimizin hayatına bakmak gerekir.
Ancak önce "ihya" kelimesi üzerinde kısaca duralım. "Canlandırmak, uyanık olmak/canlı tutmak/ayakta olmak" gibi manalar taşıyan bu kelime, geceler için düşünüldüğünde geceyi uyuyarak değil, ibadetle geçirmek anlamına gelmektedir.
Hadis-i şeriflerde mübarek geceleri ihyâ etmek anlamında "kıyamda durarak" ifadesiyle kılınacak nafile namaza işaret edilmektedir. Yine bir başka hadis-i şerifte, "en faziletli Kur'an okuyuşun, ayakta (kıyam halinde) okunan Kur'an olduğu" ifade edilmektedir. Dolayısıyla hem bu gecenin hem de diğer dokuz gecenin en değerli ibadeti farz ve nafile namazlar, Kur'an kıraati, zikirler ve tesbihat ile okunacak salât ve selamlardır denilebilir. Hele seher vakti yenilecek sahur ile ertesi günü için niyetlenilecek nafile oruç, Zilhicce ayının geceleriyle birlikte gündüzlerini de ihya ve ibadetle değerlendirmek ve ele geçen fırsatı manevi anlamda değerli bir ganimete dönüştürmek anlamına gelebilir.
Bu fazileti yüksek ve bereketi bol olan günlere dair anlatacaklarımıza diğer yazımızda değineceğimizi ifade ederek ilk gecenizi ve ardından gelecek ilk sabahınızı, hâsılı Zilhicce ayınızı tebrik ediyor, feyiz ve bereketinden azami derece hissedâr olmamızı Rabbimizden niyaz ediyorum.
Sağlıkla ve huzurla kalınız efendim…
Prof. Dr. Mehmet Emin Ay