7 Ekim 2023 gününden bu yana hemen her gün uçaklardan attıkları bombalarla, Gazze'yi harabeye çeviren; Mescid-i Aksa'da ibadet için gelen Müslümanlara karşı insanlık dışı muameleyi reva gören, yanlarına aldıkları ABD ve diğer Avrupa ülkelerinin desteğiyle Filistin topraklarında görülmemiş zulüm ve vahşete imza atan işgalci ve terör devleti İsrail'in, akıl almaz saldırıları haberlerini alıyoruz, ekranlardan izliyoruz günlerdir...
Rakamlar, çoğu çocuk ve kadın yedi bini aşkın can kaybı, yirmi binden fazla yaralıya dikkat çekerken otuz bin gibi yüksek sayıdaki evin harab olduğunu işaret ediyor. Masum sivillerin hayatına kast eden zalimlere hiç kimse engel olamadığı gibi yanlarına aldıkları ABD ve diğer ülkelerden; dünyaca meşhur şirketlerden destek görmeleri de ayrı bir hüzün kaynağı… Sözün tam anlamını bulduğu, masumların öldürüldüğü ve "insanlığın öldüğü" yer, Filistin toprakları şimdi…
Günlerdir dünyada ve ülkemizde, zalim İsrail'in soykırıma dönüşen savaş ilanı ve vahşi saldırıları düzenlenen gösterilerle protesto edildi. İnsanlar, ilk günden itibaren bölgedeki yardım kuruluşları aracılığıyla bölgedeki temsilciliklere para ve ayni yardımlar ulaştırmaya başladı. Ancak bunlar sadece hayatta kalabilenler ve yaralılar için işe yaradı. Moral desteği olarak bir metanet vesilesi oldu, bir şifa vasıtası… Hepsi bu kadar!.. Ne bir füzesine engel olunabildi ne kurşununa ne de fosfor bombasına, zalimin… Adına "Birleşmiş Milletler" denilen teşkilat, bir kınamayı bile çok görürken, ne İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı bir aksiyon alabildi ne de bir İslam ülkesinden inisiyatif çıkabildi vesselam…
Bugüne kadar sürecin ta başından beri ülkemizin gerek devlet adamları gerekse halkıyla, Filistinli kardeşlerinin derdiyle dertlenme konusunda hassasiyet gösterdiği, çaba sarfettiği ve elinden geleni yapma konusunda gayretli olduğunu gördük. Bu hakkı teslim etmek gerek. Ancak aslında zaten bir müslümanın sahip olması gereken şuur ve taşıması icab eden bir nitelik bu… Çünkü "kardeşinin derdiyle dertlenmek" meselesi, sonu "aidiyyet" konusuna dayanan önemli bir mesele… Konuya dair uzun şeyler söylenebilir, ayet ve hadisler ortaya konabilir. Ama biz sadece bir hadis-i şerifle yetineceğiz bugün…
"Kardeşinin derdiyle dertlenmeyen" hadisi bize ne söyler?
İslam Peygamberi Hz. Muhammed (sav) Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştu: "Men lâ yehtemmu bi derdi ahîhi feleyse minhüm." Hadis-i şerifi "Kardeşinin derdiyle dertlenmeyen, onlardan sayılmaz." cümlesiyle tercüme edebiliriz. Ashab-ı kiram da sonradan bu hadise muhatap olan müslümanlar da çok iyi bilirler ki Allah'ın, "birbirlerine kardeş kıldığı" müminlerdir, burada muhataplar… Böylece hadis-i şerifde şöyle bir hakikat ortaya çıkıyor: "Kim müslüman kardeşinin derdiyle ilgilenmez, dertlenmez ve onu önemsemezse, Müslümanlardan sayılmaz." Dolayısıyla, kişiyi mümin ve müslüman aidiyyetine vesile kılan hususlardan biri de kardeşinin derdiyle dertlenmek vasfına sahip olmaktır…
Bunu önemli bir uyarı olarak kabul eden müslüman toplumlar, zaman içinde İslam Medeniyeti'ni ortaya koyarken, din kardeşinin derdini her ne suretle olursa olsun önemsemiş ve derdine çare olmanın gayretini göstermiştir. Osmanlı; ecdadımız, bunun en güzel ve manidar örneklerini sergilemiştir, diyebiliriz. Özellikle Afrika kıtasında, Pasifik ve Uzak Doğu'da; dünyanın farklı ülkelerinde nerede bir Osmanlı eseri varsa hiç şüpheniz olmasın o eser, "kardeşinin derdiyle dertlenmek" şuuruyla oraya kazandırılmış, derde derman, sıkıntıya çare olması amacıyla yapılmıştır…
Filistin de bu topraklardan biridir. Osmanlı; ecdadımız 144 dönümlük mukaddes topraklarda 200 parça eseri, Filistinli kardeşlerinin derdiyle dertlenmek için oraya kazandırmış ve karşılığını sadece Allah'tan umarak bu amelleri işlemiştir. Filistin'i, Kuds-i Şerif'i ve Mescid-i Aksa'yı sevmek ve benimsemek hem bir iman meselesidir hem de ecdada vefadır bizim için… İşte bugün hem kardeşinin derdiyle dertlenmek hem de bu vefakarlığı göstermek adına bir imkan çıkmıştır karşımıza…
Bugün düzenlenecek olan Büyük Filistin Mitingi, Filistinli masum ve mazlum kardeşlerinin derdiyle dertlendiğini gönlünde hisseden her bir ferdin, ayakta durarak ifade etiği zulme karşı durmak demektir.
Bu miting, ülkenin dört bir yanından gelerek hem zalime hem de ona destek olanlara verilecek "anlamlı" bir mesajdır…
Yine bu miting, yapmaya muvaffak olabildiği bir şeyi yapmaktan geri durmayan ve yeri geldiğinde daha fazlasını yapabileceğine ümit bağlayabileceğimiz mümin ve müslüman ferdin, "kardeşinin derdiyle dertlenmek" özelliğini kuşandığı ve amelleri yazan meleklerin kaydına vesile olacak bir buluşma olacaktır vesselam…
Şimdi, İstikamet: İstanbul Büyük Filistin Mitingi, saat: 15.00…
Yüce Rabbimizden salih bir amel olarak kabul buyurması ve hayırlara vesile kılması dileğiyle, seferiniz mübarek olsun…
Mehmet Emin Ay