Arama

Mustafa Özcan
Aralık 4, 2017
Yemen ve Mısır’da benzer senaryolar

10 karanlık yılın ardından Abdulaziz Buteflika, Birleşik Arap Emirlikleri'nden ülkesi Cezayir'e dönmüş (1998) ve adaylığını koyarak seçilmişti. Daha doğrusu devlet adayı olarak tezkiye ile seçilmiştir. Ahmet Şefik de 2012 yılından beri ikamet ettiği Birleşik Arap Emirlikleri'nden (Paris durağına uğramadan) ülkesine avdet etmiştir. Bu iki dönüş arasındaki benzerliği yakalayan Mısırlı gazeteci Ayat Oraby buna dikkat çekmiş oldu. Lakin işaret etmediği hususlardan birisi Abdulaziz Buteflika ülkesi Cezayir'e dönerken FIS'in Başkanı daha doğrusu Ali Belhac ile birlikte eş kurucusu Abbas Medeni Birleşik Arap Emirliklerine yerleşmiştir. Biri geldi diğeri gitti. Aynı ülkeden ve adresten birisi muzaffer olarak ülkesine dönmüş diğeri ise adeta aynı adrese sürgüne postalanmıştır. Bu açıdan Ayat Oraby Ahmet Şefik'e Mısır'ın Abdulaziz Buteflikası nazarıyla bakıyor. Ahmet Şefik velvele hatta farfara ile Mısır'a döndü. Ama dönüşü birçok esrar ve muammayı da barındırıyor. Dönüş biçimi karmaşık ve esrarengiz olmuştur. İlk haberlerde Ahmet Şefik'in gözlem altına alındığı ileri sürülüyordu. Çok geçmeden bu haberler tashihe muhtaç hale geldi. Ahmet Şefik evine uğramadan doğruca soluğu Marriott Otelde almıştı. Avukatı, yakınları bahusus kızı Emire Şefik basına yaptıkları açıklamalarda, Ahmet Şefik'in avdetinden sonra kendileriyle temas kurmadığını bildiriyorlardı. Bu Ayat Oraby'nin ifadesiyle iyi bir PR çalışmasını veya VC oluşturma, üretimi ameliyesini andırıyordu. Rejime yakın Yedinci Gün (Yevm es Sabii) gazetesi Şefik'in Kahire Havaalanına inmesinden sonra siyah bir Mercedesle mekanı terk ettiğini ve aracına 3 araçlık bir eskort konvoyunun eşlik ettiğini yazdı. Bununla birlikte kızı Emire alı konma ihtimalinden bahsediyor.

Mısır'a damlamadan önce 29 Kasım 2017 Çarşamba günü, 2018 yılı Mart/Nisan ayında Mısır'da yapılması planlanan başkanlık seçimlerine aday olduğunu ilan etti. Ardından birkaç saat sonra Mısır'a yapacağı yolculuğundan men edildiğini, bunun nedenini bilmediğini duyuracaktı. Sonraki açıklamaları da bu minvalde tutarlılıktan yoksun kaldı. Demek ki velvele amaçlı. Sonraki haberlerde ise elinden BAE pasaportunun alınmadığı ve BAE makamlarınca kibar bir şekilde havaalanına kadar eşlik edilerek uğurlandığı, yolculuğuna tahsis edilen özel bir uçakla geri gönderildiği, deporte edildiği rapor ve teyit edildi. Bazı haberlerde ise normal uçakla ülkesine döndüğü yazılı. BAE'den ayrılış biçimine esrarengizlik katılması PR çalışmasının bir parçası gibi görünüyor. Nitekim Şefik, Çarşamba günü yaptığı açıklamanın ertesinde 2 Aralık 2017 günü (Cumartesi) Mısır'a ulaşıyor. Ayat Oraby gerek BAE makamlarınca gerekse Kahire dönüşünün akabinde alıkonulduğu, gözlem altına alındığı haberlerinin olayın akislerini artırmak, köpürtmek için sahnelendiği kanaatini paylaşıyor. Dış ilişkilerden sorumlu BAE'li bakan Enver Kerkaş da Şefik'e kötü davranıldığı yönündeki söylentileri yalanlamıştır. Bir kaşık suda çıkartılan fırtına ve velvele Ahmet Şefik'i parlatma amacına matuf görünüyor. Bununla birlikte Katar ile ABD kaynakları muvazaa ihtimalini uzak görüyorlar ve Mısır'a döndükten sonra hakkında vatana ihanetten dava açılabileceğini üzerinde duruyorlar. Büyük ihtimalle Mart/Nisan 2018 tarihlerinde icra edilecek yeni başkanlık seçimlerinde bu defa Abdulfettah Sisi'nin karşısında Hamdin Sabahi yerine devlet adayı olarak Ahmet Şefik'i göreceğiz, bulacağız. Mübarek'i aklayan paklayan sistem son başbakanı Ahmet Şefik'i de gerilimleri yatıştırıcı başkan olarak görev başına getirebilir.

Belki de bu suretle Sisi ile Şefik arasında rejim lehine devir teslim yapılacak ve Mısır'da iç ve dış işlerinde yatıştırma cihetine gidilecek ve yatıştırma dönemini normalleşme dönemi izleyecektir. Böylece bazı eski kavgalar ve husumetler geride bırakılmış olacaktır.

Ansızın benzeri bir gelişme de Yemen'de yaşandı. Zoraki müttefikler yeniden düşman kardeş haline geldiler. Eski düşmanlar yeniden düşman oldular. Husilerle Ali Abdullah Salih birbirine girdi. Ali Abdullah Salih Husilerle yollarını ayırmadan evvel Kral Faysal'ın Nasır'a karşı İsrail'le ittifak teklif ettiğine dair muhtemelen fake bir belgeyi tedavüle soktu. Sonrasında başkent Sana'da beklenmedik gelişmeler yaşanmaya başladı. Husilerle Ali Abdullah Salih'e bağlı kuvvetler birbirine girdi. Suud basını Husilerin Salih'i öldürmeye ant içtiklerini duyurdu. Bu suretle Yemen'de kartlar yeniden karıştı. Ali Abdullah Salih eski ortağı Suudi Arabistan'dan Husilere karşı yardım istedi. Ali Abdullah Salih Suudi Arabistan ve komşularla yeni bir sayfa açmak istiyor ama koçanında boş sayfa, hane kaldı mı? Bununla birlikte Suudi Arabistan'ın ilk tepkileri olumlu. Sebebi de şu: Suudi Arabistan sadece Arap Baharı rüzgârlarına ya da içeride İhvan'a dışarıda ise İran'a karşıydı. Önce bekledi ardından Husilere karşı İhvan ile kısmi ortaklığa gitti. Ama bu ittifaklar sürekli yön değiştiriyor. Riyad'ın Esat'a muhalefeti gibi Ali Abdullah Salih'e muhalefeti de münhasıran İran veya bölgesel vekilleriyle (Husi-Hizbullah modelleri) ortaklığına karşı ve bağlıydı. İran ve bölgesel vekilleriyle ortaklık sona erdikten sonra eski ilişkilere geri dönmeye bir mani kalmıyordu. Nitekim açıklamalar da bu yönde oldu. Herkes savaştan bıkmış halde ve sadece Husilerden kurtulma derdinde. Abdurabbu Mansur Hadi de zaten kimilerine göre Suud-BAE ortaklığı tarafından göz hapsinde tutuluyor. En azından Hadi çaresiz bir durumda.

Yemen'le ilgili istikbal senaryosu yine BAE ürünü. İtibarı kalmayan devrik Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih yerine oğlu Ahmet'i getirmek. Zaten Husileri ve Kaide'yi Ali Abdullah Salih iç ve dış dengeler ve siyasi vazgeçilmezliği ve yararlılığı için üretmişti. Manivela olarak kullanıyordu. Lakin sihir sihirbazını yutmuştu. O da can simidi olarak yeniden eski ortaklarına sarıldı, müracaat etti.

Böylece Mısır'ın Buteflika'sı Ahmet Şefik olurken Yemen'in Ahmet Şefik'i de, Ahmet Salih olma yolunda. Bunun sonucu Muhammed Bin Selman'ın başarısız projesi 'Kararlılık Operasyonu' da rafa kaldırılır, bu suretle Körfez Koalisyonu da başarısızlıklarını örtme fırsatı bulur, imkânına kavuşur. Zaten son sarılarda Yemen'de insan hakları ihlalleri nedeniyle Suudi Arabistan eleştiri üzerine eleştiri alıyor. Nobel Ödüllü Yemenli Yazar ve siyasal aktivist Tevekkül Karman da ülkesine yönelik BAE-Suud ortaklığını işgalci pozisyonunda görüyor.

Kasım ayının (2017) son haftalarında hem Mısır hem de Yemen'de benzeri senaryolar gündeme geldi. Her ikisinde de eski sistemin rumuz ve sembolleri parlatılıyor. İhsan Fakih de; Yemen'de Ali Abdullah Salih, Mısır'da ise Ahmet Şefik'in parlatıldığı kanaatinde. İki ülke de siyasi bir rehabilitasyon sürecinden geçiyor. Bakalım evdeki hesaplar çarşıya uyacak mı?

Husilerin geriletilmesi halinde; Yemen İran'ın bölgesel hegemonyasında bir gedik, bir çentik oluşturacak…

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN