Arama

Mustafa Özcan
Nisan 21, 2019
Nesillerin savaşı

Meşalelerin nöbet devri gibi nesillerin mücadelesi de devreder, birbirine aktarılır. Nesillerin savaşına pekâlâ 'sical savaşları' veya 'rövanş maçları' da diyebiliriz. Kur'an buna şöyle işaret ediyor: Fein udtum udna! Yahudilere yönelik bir uyarı olarak, 'İlk halinize veya ilk kareye dönerseniz biz de karşılık veririz, mukabeleye avdet ederiz' demektedir. Bu ifade hadislerde de geçiyor. Irak, Suriye ve Mısır'a yönelik ekonomik ambargo ve abluka uygulandığında 'başladığınız noktaya geri dönersiniz (udtum min haysü bede'tüm)' denmektedir. Tarihçilerin duayenlerinden Arnold Joseph Toynbee meydan okuma ve mukabele süreçlerinden bahseder. Dava ve karşı dava üzerinden nesillerin savaşına ve mücadelesine tanık olunur. Hak ile batıl arasında Huntington'ın bahsettiği gibi tarihin sonu yoktur. Tarih daima tekerrür eder. Kur'an 'tilke'l eyyamu nüdaviluha beynennas' ifadesiyle zafer ve hezimet günlerinin dönüşümlü olduğunu haber verir. 'Fein udtum udna' yani ilk kareye dönerseniz biz de mukabeleye geri döneriz, ifadesi de bunu göstermektedir. Günümüzde de hak batıl davası veya mücadelesi sical biçiminde renklenerek kesintisiz bir biçimde devam etmektedir.

Cezayir'de yayınlanan eş -Şuruk gazetesinden Muhammed El Hadi el Haseni 'Cezayir'in Ruhu' başlıklı yazısında da ortaya koyduğu gibi Cezayirlilerin önünde iki yol, seçenek vardır. Öze dönüş yolu ya da Fransa'ya tabi olmak! Ya Bin Badis'in ya da Paris'in çizgisine tabi olmak, yolunu izlemek. Öze dönüşü Bin Badis ya da Malik Binnebi yoluyla izah ederler. Hatta Cezayirliler arasında şu deyim darb-ı mesel haline gelmiştir: "Nahnu Ebnau Badis la ebnai Paris/Biz Bin Badis'in çocukları ve öğrencileriyiz, Paris çocukları değil…" Şimdi Cezayir'de Bin Badis'in öğrencileriyle Paris'in çömezleri arasında yeni fasıl amansız bir mücadele yaşanıyor. Bu mücadele 1962 yılında karara bağlanmış ve Fransızlar ve yandaşları yani Harkiler geriye veya kabuklarına çekilmişlerdi. 1992 yılı itibarıyla Paris çocukları yeniden devletin çarkına, dümenine sıçradılar, geçtiler. Sonrasında da derin veya iç mücadele hiç dinmedi.

22 Şubat miladı veya süreciyle birlikte Paris yanlılarıyla Badis öğrencileri arasındaki mücadele yeni bir aşamaya, safhaya girmiştir. Kısaca bugün Cezayir'de' 'in udtum udna' ya da 'yeni bir meydan okumaya karşı pusuda bekliyoruz ve mukabelemiz gecikmez' hali ve süreci yaşanmaktadır. Muhammed el Hadi el Hüseyni yeni rövanş veya final maçıyla alakalı olarak şunları söylüyor: "Atalarımız Fransa'nın zincirlerini ve kayıtlarını kırdı. Bin Badis'in torunları da Paris'in varislerinin zincirlerini kırıyorlar…"

Cezayir ile Sudan'da benzeri süreçler yaşanıyor. Cezayir'de askerler muhtıra verdi ama darbe yapmadı. Muhtıra ile birlikte Buteflika çekildi. Sudan'da ise Ömer Beşir'e yönelik olarak bir darbe gerçekleştirildi. Her iki ülkede de askerler sanki zoraki darbeci. Sudan'da darbeye kalkışan askerler sivillerle uzlaşma taraftarı görünüyorlar. Erken bir vakitte yönetimi sivillere bırakmak istemeseler de toplumsal baskı altında buna boyun eğebilirler. Geçici Askeri Konsey üyelerinden ve Ömer Beşir'e çekilmesini telkin ve tebliğ edenlerden Ömer Zeynelabidin (https://www.aljazeera.net/news/politics/2019/4/12) yeni yöneticilerin Suvaruzzeheb'in çocukları olduğunu ve ülkelerini ve halkı sevmelerinin onları bunu yapmaya zorladığını, sevk ettiğini söylemiştir. Bu ifadeleriyle darbecilere karşı darbe yaptıklarını ima etmiştir. Yeni askeri konsey gerçekten de Suvaruzzeheb'in çocukları olmak istiyorlarsa onun gibi feragat yolunu seçerek kısa bir zamanda iktidarı sahiplerine yani sivillere devretmeleri gerekir. Zira meslekleri ülkeyi yönetmek değil ülkeyi savunmaktır. Gerçekten de Suvaruzzeheb'in çocukları olduğu ifadesi slogandan ibaret değil ise bu durumda devrik lider Ömer Beşir zımni olarak askeri diktatörlerden Cafer Numeyri'ye benzetilmiş oluyor. Zira Suvaruzzeheb 1985 yılında Numeyri'nin çılgınlığına son vermek için askeri bir darbe yapmak zorunda kalmış ve diktatörü devirdikten bir yıl sonra iktidarı sivillere teslim etmiştir. Cezayir'deki gibi Sudan'da da tarih tekerrür etmektedir. Darbeci askerlerle darbeye karşı olan askerler rövanş halinde bulunmaktadır.

Cezayir'de Bin Badis'in çocukları Fransa'ya ve Fransa'nın dâhildeki hizbine (Hizb-i Fransa) veya partizanlarına karşı mücadele halinde bulunuyorlar. Eğer doğru söylüyorlarsa Sudanlı askerler de Suvaruzzeheb'in çocukları olarak Cafer Numeyri'nin varislerine veya darbeci yönetime ve iktidara karşı benzeri bir mücadeleyi sürdürüyorlar.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN