Türkiye'nin kararlılığı karşısında Trump yeniden geri adım attı ve operasyon bölgesinden askerlerini çekme karar aldı. Bu Türkiye'nin operasyonu için belli belirsiz yeşil ışık yakma anlamına geliyor. Bu kararıyla birlikte arı kovanına çomak sokmuş gibi oldu. 2018'deki kararında da tepkileri üzerine çekmiş ve Savunma Bakanı James Mattis bunun üzerine istifasını vermişti. Bu yöndeki birinci kararı gibi ikinci kararı da kendisine yakın olan kesimlerden büyük tepki çekmiştir. Bu kararı azil sürecinde yalnız kalması anlamına da geliyor. İsrail ile Yahudi lobisi Trump'ın adımlarını şaşkınlıkla izliyor.
Trump ilginç bir kişilik. İslamofobik karakteri ve bu karakterinden yansıyan kararları var ve özellikle de Filistin meselesinde Türkiye ile karşı karşıya geliyor. Bununla birlikte İslam'a düşman yapısı içinde Türkiye'ye ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a dostça bir yaklaşımı var. Bütün çatlak seslere, içeride ve dışarıda kümelenmiş muarız unsurlara rağmen çekilme kararı aldı ve Türkiye ile ilişkilerin sağlamlığına atıfta bulundu. Suriye'den çekilme kararıyla birlikte sadece Hariciye veya Pentagon'a ters düşmedi kendi partisiyle de arası açılıyor. Demokrat Parti'den Temsilciler Meclisi Çoğunluk Başkanı Nancy Pelosi Ukrayna meselesinden dolayı azil sürecini başlattığını duyurdu. Komiteler bu hususta çalışmalarına başladı. Kimileri azil sürecinin ABD'de bir iç çekişmeye neden olabileceğini öngörürken bazıları da Suriye'den çekilme kararıyla birlikte bu sürece kimi Cumhuriyetçilerin katılmasını da sürpriz görmüyor.
Cumhuriyetçilerin Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell, "ABD Başkanı (Donald) Trump'a, DEAŞ ile mücadelenin devamlılığı ve NATO müttefikimiz Türkiye ile Suriyeli yerel ortaklarımız (YPG/PKK) arasında çatışmayı önlemek için Amerikan liderliğini kullanmaya çağırıyorum." diye hitap etti. McConnell, Beyaz Saray'ın Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü YPG/PKK hedeflerine yönelik muhtemel bir terör operasyonu için "bölgeden çekileceğini" duyurmasına tepki gösterdi. ABD'nin Suriye'den çekilmesinin sadece Rusya, İran ve Beşşar Esed rejimine yarayacağını ileri süren McConnell, bu hamlenin DEAŞ terör örgütünün de tekrar canlanmasına sebep olabileceğini de savundu.
ABD'li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ve Demokrat Senatör Chris Coons, Kongre'ye bir mektup göndererek, Başkan Donald Trump'ın, Suriye'nin kuzeyinden çekilme kararına ilişkin gizli oturum/celse yapılmasını teklif etti. ABD'de, Trump'ın Suriye kararının yankıları devam ederken, senatörler Graham ve Coons, Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnel ve Demokratların Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer'a bir mektup gönderdi. Mektupta, Trump'ın, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine operasyon düzenleyeceği bölgedeki Amerikan askerlerini çekme kararına karşı hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi siyasetçilerin tepkili olduğuna işaret edildi.
Lindsey Graham daha da ileriye giderek askeri operasyonun hayata geçirilmesi halinde Türkiye'ye müeyyide uygulanmasını ve NATO üyeliğinin askıya alınmasını talep etti. Kimi analizlerde öne çıktığı veçhile; Kongre'de Trump'ı destekleyen önemli Cumhuriyetçiler, Suriye kararının ardından Trump'a cephe aldılar ve güvenlerinin sarsıldığını söylediler. Böyle bir hamleyi Cumhuriyetçilerin desteğine en fazla ihtiyaç duyduğu azil sürecinde yapmış olmasını ise Trump'ın "basiretsizliğine" bağlıyorlar. Dolayısıyla Trump'ın bize göre yerinde olan Türkiye kararı başını ağrıtabilir. Kıbrıs'a askeri müdahale sonrasında Türkiye'ye ambargo koydukları gibi Fırat'ın doğusu üzerinden Suriye'ye yeni bir askeri harekat ile Türkiye'ye yeniden müeyyide koyabilirler. Bununla birlikte en şaşırtıcı karşı hamle, Trump'ı gözden çıkarmak, kaderine terk etmek ve Demokratlara kurban vermek olacaktır. Böylece Trump lehine olan azil sürecine engel Senato'daki aritmetik denge de değişebilecek, bozulabilecektir. Bunun sonucu hem Türkiye hem de Trump Suriye kararı üzerinden cezalandırılma süreciyle karşı karşıya kalabilecektir.
İSRAİL BURNUNDAN SOLUYOR!
Bu kararla birlikte İsrail'deki Trump karşıtı kuşku da giderek keskinleşiyor, derinleşiyor, büyüyor. Kuşku koroya dönüşmüş bulunuyor. Trump'ı son derece popülist, geveze ve taşkın olarak görüyorlar. Çok konuşup hiç iş yapmadığını düşünüyorlar. Esasen İsrail lehinde bazı kararlara imza attı. ABD elçiliğinin Tel Aviv'den Kudüs'e taşınması gibi. Bununla birlikte Yüzyılın Pazarlığı hala raftan inmedi ve rafta kalma ihtimali de bir hayli yüksek. Dolayısıyla onlara da 'zapta ve kayda gelmez bir lider' görüntüsü veriyor. Trump markasının İsrail'de saygınlığını yitirdiği anlaşılıyor. Özellikle PYD, PKK'ya arka çıkan İsrail Trump'ın İsrail'in potansiyel ortağı olacak bu yapıya sırt dönmesini affedemiyorlar.
Trump'ın kararı İsrail ile Ermenileri yasa boğmuştur. David Ignatius Trump'ın nal toplayan Suriye politikasının Türkiye'nin ihtiraslarını ve arzularını yerine getirmek ve yatıştırmaktan başka bir işe yaramadığını söylemektedir.
James Wiley de İgnatius'a tasdik ederek, duygularına şöyle tercüman olmaktadır: Sarih ve açık olalım, bunlar yine Kürtleri feda etmeye amiyane tabirle satmaya başladılar oysa ki Kürtler ABD güçleriyle birlikte Suriye ile Irak cephelerinde IŞİD'e karşı büyük yararlıklar gösterdi. Kim, moron ve salak birinden sadakat bekliyorsa hayal kırıklığı yaşayacaktır ve bunun yıkıcı sonuçları da olacaktır.
Burada morondon kasıt elbette çekilme kararını alan Trump'dan başkası değil.
PKK ve PYD'nin işlevselliği sadece IŞİD ile mücadelesine indirgenmiyor. Amerikalı bir Ulusal Güvenlik Yetkilisi Newsweek dergisine daha açık konuşmuş ve ABD'nin Türkiye-Suriye sınırında 'buffer zone' olarak adlandırdığı tampon bölgeyi kurma işlemini sürdürmesi ve rafine etmesi gerektiğini ifade etmektedir. Yine aynı yetkili Türkiye, Irak ile Suriye sınırlarında Kürt halkını desteklemenin yararlarını ifade ederken onların bölgede ikinci İsrail olacaklarını varsaymakta ve öngörmektedir.
Karara muhalif kesim Trump'ın bu kararıyla birlikte bölgedeki İsrail BAE, Suudi Arabistan gibi dostlarını terk ettiğini düşünüyorlar. Bu karardan İran ile Rusya ve Beşşar Esat rejiminin yararlı çıkacağı tezini işliyorlar. Bununla birlikte İran yapılan analizin aksine askeri harekatı istemeyenlerin safında görünüyor.
İsrail'de kimi siyasi çevreler de Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna girmesi halinde NATO'dan atılması yönündeki çağrıya destek veriyorlar. Mavi-Beyaz İttifakının iki numaralı ismi olan Yair Lapid Lindsey Graham'ın müeyyide çağrısına destek vermiştir. Lapin twitter mesajında şunları kaydetmiştir: "Arkadaşlarım Lindsey Graham ile Chris Van Hollen'in Suriye'nin kuzeyinde Kürtlere yapacağı herhangi saldırıya karşılık Türkiye'ye yaptırım uygulanması ve NATO üyeliğinin askıya alınması çağrısına katılıyorum…"
Kısaca Trump Türkiye yüzünden dostlarını kaybediyor. Trump'ın Suriye'de Amerikan-İsrail müttefiklerini gözden çıkarmasına mukabil müttefikleri de onu gözden çıkarıyor.
Trump azledilecek olursa; belki de siyasi naaşındaki son çivi Türkiye lehindeki tutumu olacaktır.
Mustafa Özcan