İsrail, 2005 yılından beri (17-18 yıl) Hamas'ın hakkından gelmek istese de gelememiştir. 1967 yılından 2005 yılına kadar da burası İsrail işgali altında kalmıştır. Şaron yıpratıcı özelliğinden dolayı çekilme kararı almıştır. Ama ardından uyguladıkları abluka siyasetiyle de kanama ve yıpranma devam etmiştir. Kendi yanlış politikaları sonucu Gazze karşısında çaresiz kalmışlardır. Yakalandığı Aksa Tufanı'nı bir fırsata çevirerek Hamas'tan ve hatta Gazze'den kurtulmanın yollarını arıyorlar. Bu konuda tek seçenek, Mısır seçeneğini devreye sokmak istiyorlar. Bu hususta pazarlıklar devam ediyor. İsrail Savunma Bakanı Gallant bu hedeflerini açıktan ifade ediyor: "Gazze'de Hamas yönetimini devireceğiz. Militan kapasitesini yok edeceğiz. Zaman alacak, ölümcül olacak, şiddetli ve ebedi olacak." Ebedi olacak derken Mısır sürgününden sonra Gazzelilerin bir daha eski topraklarına, evlerine geri dönemeyeceklerini ima ediyor.
Hamas, 2006 seçimlerini kazanmış ve 2007 yılında Fetih yanlısı Muhammed Dahlan'ın darbe girişiminde bulunması üzerine Gazze'yi elinde bulmuştur. Burada Amerikalı Daiton adlı subayın rolü belirleyici olmuştur. İsrail'in Gazze'yi boşaltma ve Hamas'tan arındırma planı hem katliamı hem de tehciri içeriyor. Muratları, kuzeydeki Gazzelileri güneye sürmek ve oradan da Sina'ya bir insani daha doğrusu göçmen koridoru açmak. Gazzelilerin Sina'ya intikal etmeleri halinde bir daha geri dönmeleri hayal olacak. İsrail ateş gücünden kaçacak insan selinin önünü Mısır'a doğru yönlendirmek istiyor. Böylece Gazze ahalisinden de sonsuza kadar kurtulma şansını yakalayacak.
Bu tarihi süreçte tersinden bir Huruç eylemidir. Musa Aleyhisselam kavmiyle birlikte Mısır'dan Sina'ya giderken, İsrail süreci tersine işletmek istiyor. Bununla birlikte Gazze halkı selefleri gibi yerini yurdunu terk etme niyetinde değil.
Gazze'yi taş çağına geri döndürmek istiyorlar. Kibirli ülkeler ve devletler daima benzeri iddialar seslendirirler. Nitekim Pakistan eski cumhurbaşkanlarından Müşerref Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Lee Armitage'ın kendilerini taş çağına döndürmekle tehdit ettiğini bildirmiştir. 11 Eylül saldırılarının ardından Afganistan'a karşı kendileriyle işbirliği yapmaması halinde Pakistan'ı bombalayarak taş çağına geri götüreceklerini söylemiştir. Rusya gibi ülkeler de gözlerine kestirdikleri muhataplarına aynısını söylemektedir. Nitekim Ukrayna saldırısının akabinde Kremlin liderleri kaç defa nükleer silah kullanma tehdidinde ve imasında bulundular!
İsrail de Araplara karşı aynı tehdit dilini kullanıyor. Nitekim İsrail Genelkurmay Başkan Yardımcısı Dan Harel, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği operasyonlarının sonunda burada Hamas'a ait hiçbir dikili binanın ayakta kalmayacağını söylemiştir. Yediot Aharonot gazetesinin Ynet sitesine göre, Dan Harel şu iddialı sözleri kullanmıştır: "Operasyondan sonra Gazze'de Hamas'a ait hiçbir bina ayakta kalmayacak. Bu operasyon öncekilerden farklı. Çıtayı çok yükselttik ve bu yönde ilerliyoruz." "Sadece savaşçıları ve roketatarlarını vurmuyoruz" diyen Harel, "Hamas hükümetinin tamamını (sivilleri de) da vurduklarını", "Hedeflerinde resmi binalar ile güvenlik güçlerinin bulunduğunu, tüm olan bitenin sorumlusu olarak Hamas'ı gördüklerini ve farklı kolları arasında ayrım yapmadıklarını" söylemiştir. "Savaşın başında olduklarını, önlerinde daha zorlusunun bulunduğunu ve buna hazırlıklı olmaları gerektiğini" ifade eden Harel sözlerini şöyle noktalıyor: "Gazze Şeridi'nde oyunun kurallarını değiştirmek istiyoruz."
Ayette bu psikolojileri şöyle dile getiriliyor: "Ağızlarından çıkan bu söz ne büyük, ne çirkindir!" (Kehf Suresi, 5. ayet)
Bundan bir müddet kadar önce 8 Ağustos 2023 tarihinde İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant Lübnan'ı tehdit etmiş ve Hizbullah'ın saldırması halinde bu ülkeyi taş çağına geri döndüreceklerini söylemiştir. 2006 savaşının 17'inci yıldönümünde konuşan Hasan Nasrallah ise 'savaşa kalkışırsanız, siz de taş çağına geri dönersiniz. Nükleer tersaneleriniz füzelerimizin menzilinden kaçamaz.' demiştir.
Hamas da son sözel atışmalardan birinde İsrail'in kara harbini göze alması halinde ordusunun yarısını kaybedebileceği tehdidinde bulunmuştur.
İsrail bu tutumuyla birlikte kadere fetva verdiriyor. Söyledikleri ve yaptıkları bumerang gibi geri tepecek, geriye dönüp kendisini bulacaktır.
Bu yönde ayet ve ayetlerin uyarısına muhatap oluyor. Aksa Tufanı'nın ilk haftasında yaklaşık olarak Gazze'de 1300 binayı yerle bir ettiler. Oturulmaz hale getirdiler. Mukabilinde de zamanı geldiğinde dikitlilerini veya binalarını aynı şekilde kaybedeceklerdir. İsrail'in binaları berhava olacaktır. Nereden biliyoruz? İlgili ayetler şöyledir:
"Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi tepelesinler istedik."
Liyütebbiru ma alev tetbira ifadesinin veya ayetinin gösterdiği gibi İsrail kaderine fetva verdiriyor ve Kur'an bunun nasıl olacağını bize bildiriyor. "Binalarını, Yükseltilerini yerle bir etsinler istedik!"
Mustafa Özcan