İran ile İsrail arasındaki misilleme trafiği devam ediyor. Lakin birbirlerinin can alıcı noktalarına vurmuyorlar adeta savaş aygıtlarıyla birbirlerini okşuyorlar. Birbirlerini savaş halinde bile gözetiyorlar. Yeni bir misilleme hakkı doğmasın diye İran, ihtiyatlı davranıyor ve saldırının kimin eseri olduğunun belli olmadığını söylüyor. Saldırıyı fail-i meçhul bir adrese yüklüyor. Ortada mertlikten eser bulunmayan kaypak bir yaklaşım sergiliyorlar. Birbirlerini sınıyorlar lakin birbirlerine zarar vermekten de kaçınıyorlar.
Bölgenin iki vahşi ülkesi birbirine karşı çok müşfik. Başkalarına karşı son derece haşin ama birbirlerine karşı gayet dikkatli davranıyorlar. Burada kaydetmekte fayda var: Sünniler, her iki ülkenin yayılma alanında yakıt rolü görüyorlar. İran, Pers imparatorluğunu yeniden diriltmek için Sünni dünyayı av partisi haline getirdi, katliamlarla onların bölgesinde yayılıyor. İsrail de Büyük İsrail projesinde aynı bölgede Sünni varlığını hedef alıyor. Her iki tarafın av sahası da Sünni dünya.
Kimileri işbirlikçi Arap rejimlerine 'Sünni rejimler' deyimini kullanıyor. Bununla Arap rejimlerini değil Sünni dünyayı aşağılamayı murat ediyorlar. Bu rejimler üzerinden Sünniliği itibarsızlaştırmak ve karalamak için bunlara "Sünni rejimler" ifadesi kullanıyorlar. Oysa onlara Sünnilik kisvesi yakışmadığı gibi Araplık veya İslamlık kisvesi de beyhudedir. Bütün unvanlar üzerlerinde iğreti duruyor.
Bu aldatıcı hatta hain bir tabir. Bunlar Sünni değil işbirlikçi rejimler. İslamiyet'in zuhurundan önce Irak'ta İran vasalı olarak hareket eden Münzirilerle Şam taraflarında Bizans müttefikleri Gassaniler bulunuyorlardı. Bunlar bugünün Arap rejimleri gibi işbirlikçi rejimlerdi. Şimdi de İsrail işbirlikçileri olduğu gibi sahanın öteki yakasında da İran işbirlikçileri bulunuyor. Hiçbirisi kendini temsil etmiyor. Bunlar vekalet güçleridir. İran ile İsrail ise savaş tamtamlar eşliğinde birbirlerinin sırtını kaşıyorlar. İran'a drone saldırılarıyla ilgili taraflar değil üçüncü taraflar konuşuyor. İsrail her zaman yaptığı gibi saldırıyı üstlenmiyor, sahiplenmiyor. Üzerindeki damgasından tanırsınız havasında. İran ise saldırının fail-i meçhul olduğunu söylüyor yani İsrail'in üzerine yıkmaktan özenle kaçınıyor. Bununla yeni bir misilleme zincirinden kaçınmak ve tırmandırmayı durdurmak istiyor. Aynı amaçla İsrail de misillemeye dar sınırlarda tutuyor. Psikolojik zeminde bu saldırıları allayıp pullamak da taraftarlara, seyircilere ve amigolara düşüyor. Hiçbirinde sadra şifa bir mertlik eseri yok
Bu kavganın tarafları, bize geçmişteki Arap şairleri arasındaki kavgayı hatırlatıyor. Meşhur Emevi şairlerinden Farezdek Mirbe adlı şairi hedef alıyor, ölümle tehdit ediyor. Farezdek'in hasımlarından ve rakiplerinden olan Cerir, bu durumu şiirinde işliyor ve Mirbe adlı kişiye şu tesellide bulunuyor:
Zaame'l Farezdek en seyektulu Mirbean! İbşir bituli's selameti ya Mirbe!
Şair Cerir, Farezdek'in kalıbının adam olmadığını ve tehditlerinin kuru sıkı düzeyde kaldığını söylüyor. "Böyle düşmanların oldukça çok yaşarsın" diyor. Cerir, bu kıtasında mealen şöyle diyor: Farezdek Mirbe'i öldürüceğini sanıyor! Bu durumda Mirbe, sana uzun ömürler dilerim!
Cerir hasımların kayıkçı kavgası yaptıklarını düşünüyor.
Cerir, Farezdek'in kuru sıkı tehditlerinin bir işe yaramayacağını ve böyle düşmanların toz kaldırmaktan, ortamı bulandırmaktan ve görüş ufkunu daraltmaktan başka bir işe yaramayacağını, böyle düşmanlıkların dost başına olduğunu ifade etmektedir. Şair Farezdek ile Mirbe arasındaki kavga, günümüzde İran ile İsrail arasındaki kavgayı hatırlatıyor. Her iki taraf da misillemeler zincirinde son derece centilmen ve kurallı davranıyorlar. İran saldırısıyla alakalı olarak dünyayı bilgilendirirken alışılmadık bir biçimde son derece saygılı ve diplomatça bir dil kullanıyor.
İsrail de İsfehan'a yaptığı yoklama çekme kabilinden görünen misillemede droneler kullanıyor ve İran ise kaynağı belli olmasa da saldırıyı kolaylıkla püskürttüklerini söylüyor. İki taraf da yeniden artıya geçmiş durumda. Bu sahte savaştan kahramanlık rütbesi ve nişaneleri devşiriyorlar. İsrail, atılan füzeleri ABD ve Batılı ülkelerle birlikte yandaş Arap rejimlerinin yardımıyla püskürttü. İran da hafif ayar İsrail'in drone saldırısını bu şekilde püskürttü. Ret veya misilleme hakkı saklı olsa da İran aceleyle hareket etmeyeceklerini duyurdu. İsrail'e opsiyon tanıyor. Kısaca İsrail yeni bir saldırıda bulunmazsa bunu sineye çekmeye hazır oldukları mesajını iletiyor.
Her fırsatta birbirlerini yok etmekten dem vuran bu iki ülke, fiili savaşa geldiğinde birbirine karşı gayet lütufkar ve dikkatli davranıyorlar. Deli deliyi görünce sopasını saklarmış. Onlar da öyle yapıyor. Keşke Mirbe ile Farezdek dirilseler de manzarayı seyretseler! Dünyanın hiç değişmemiş olduğunu göreceklerdi.
Mustafa Özcan