Mustafa Özcan
17.03.2025
Mustafa Özcan
Verso'nun yeni versiyonları
Tüm Yazıları

Verso'nun yeni versiyonları

Verso adıyla bilinen bir kamuoyu yoklama şirketi vardı. Bu şirketi Erhan Göksel yönetiyor ve sık sık ekranlarda boy gösteriyordu. Bazı kritik anlarda ya da 28 Şubat sürecinde al takke ver külah tarzı ilişkileri olmuştur. Yani yol kazaları oluyordu. Meğerse herkese mizacına göre şerbet veriyormuş! Bu yüzden veri trafiği de karışmış. Bir defasında göndereceği nüshaları karıştırdığı için bu yönü açığa çıkmış. 28 Şubat günleri olmalı cihet-i askeriyeye gönderdiği raporu yanlışlıkla Refah Partisine gönderiyor ya da tersini yapıyor. Refah Partisine göndereceği bülteni yanlışlıkla askeri çevrelere servis ediyor. Böylece ikili veya çok yönlü oynadığı ortaya çıkıyor. Kısaca talebe göre hizmet veriyor. Suriye'de Verso'yu çağrıştıran bir kamuoyu araştırma şirketi ya da bilgi işlem ve analiz merkezi var. Ya da insan hakları gözlemevi. Bu kısaca 'Marsad' olarak anılıyor. Rami Abdurrahman'ın yönettiği bu kurum 'el Marsad es Suri Lihukuki'l İnsan' adını taşıyor. Bu ismi haberlerde sıklıkla duyuyoruz. Çokları bu gözlemevinin verilerine güveniyor ve hatta bu gözlemevinin Esat rejim karşıtı olduğunu sanıyor. (https://www.facebook.com/watch/?v=605607785769499)

Halbuki tam tersine bugünler için pusuya yatırılmış ve kurgulanmış bir gözlemevi. Nitekim haber bültenleri ve açıklamalarıyla 6 Mart 2025 olaylarıyla alakalı kafaları karıştırdı. Nuseyrilerin darbe girişiminde bulunmadıklarını aksine sahil bölgesinde Nuseyrilere yönelik bir soykırımın yaşandığını ileri sürmektedir. Halbuki bunu Beşşar Esat'ın dayıoğlu Rami Mahluf bile yalanlıyor. Rami Mahluf, olan bitenle alakalı Mahir'in komutanlarından Gıyas Della gibilerini suçluyor. Rami Abdurrahman adıyla sahte isim taşıyan bu adam verilerle oynamakta ve onları çarpıtmaktadır. Geçmişte elinden Esat rejiminin katliamlarını basit ve küçük gösteren raporlar çıkmıştır. Şimdi ise yeni yönetimin suçlarını veya varsa kabahatlerini abartıyor. Somut bir misal vereyim aynı sahada çalışan Suriye İnsan Hakları Şebekesi, sahil'de saldırıya uğrayan yeni rejime mensup kolluk kuvvetlerinden 172 kişinin Nuseyri çeteler tarafından öldürüldüğünü açıklarken Marsad ya da Rami bu sayıyı 125 olarak veriyor yani küçük tutuyor. (https://www.alquds.co.uk/ Ceraim es Sahil es Suri ve Ve'l İmtihan el Ahlaki Liddevle, 13 Mart 2025 alquds) Bu adam eski rejim tarafından insan hakları ile ilgili kurumlara sızdırılmış ve yerleştirilmiş birisi. Hem uyuyan hem de aktif bir hücre! Beşşar Esat'ın ifadesiyle 'mündes' yani sızdırılma birisi. Bu zatın kullandığı isim müstear yani takma bir isim. Gerçek adı böyle değil. Asıl adı Üsame Ali Süleyman. Tartus vilayetinin Banyas kazasında dünyaya gelmiş. Nuseyri fırkasından. 2006'dan beri Suriye Gözlemevi'nin kurucusu ve yöneticisi olan bu kişi, Suriye devrimi, Suriye devriminin başarı süreci hakkında Arap kamuoyunu yanıltma konusunda uzmanlaşmıştır…

Çarpıtmalarından birisi de şudur: İsrail korkusu olmasa yeni Suriye yönetimi Dürzileri de katliamdan geçirirdi. İsrail insan haklarına mı yoksa Dürzi haklarına mı düşkün? Esat rejimi Sünnileri katlederken neredeydi?

Fransız Le Monde gazetesi ipliğini pazara çıkardı. Erhan Göksel gibi çok yönlü çalıştığını ortaya koydu. Suriye olaylarıyla alakalı raporlarını çift nüsha hazırlıyor. Birini Arapça diğerini de İngilizce. İki dildeki veriler birbirini tutmuyor. Birbirini tutmayan verilere farklı adreslere postalıyor. Araplara farklı servis diğerlerine farklı servis yapıyor. Kısaca işinde profesyonel birisi. Enformatik zehirlerini bal kupasında sunuyor. Türkiye'de bazı çevreler maalesef Rami Abdurrahman'ı referans olarak alıyorlar. BM ile akredite kurumlar arasında sayılıyor. Esat'ın da BM'de Beşşar Caferi gibi temsilcileri vardı! Geçmiş rejimin altında katliam yaşanmadığını sadece karşılıklı çekişme ve mücadele yaşandığını da ileri sürmüştür. Keza kimyasal saldırıların kurbanlarını hep düşük yansıtmıştır. Kendisine İngiltere gibi sağlam bir sığınak bulmuş ve İngiliz vatandaşı olmuştur. Patrick Seale gibilerinin devamıdır. Profesyonel olduğu konulardan birisi de düzmece ve aslı astarı olmayan haber bültenleri üretilmesidir.

Nuseyri/Alevi katliamları bunlardan birisidir.

2014 yılında Şubat ayında Guta çevresinde bir pusu kurulmuş ve burada 170 civarında muhalif unsur öldürülmüş, İran yanlısı Menar, Meyadin ile birlikte Marsad ölenlerin Çeçen, Afgan ve Suudi unsurlardan teşekkül ettiğini ileri sürmüştür. Halbuki tanıkların ifadelerine göre ölenlerin yüzde 75'i sivildir. Rami Abdurrahman insan hakları ile ilgili cürümleri ortaya çıkarmakla değil adeta örtbas etmekle görevlidir. Rejimin cürümlerini de allayıp pullamaktadır. Maalesef bizim sahada da onun gibi çalışanlar az değil. Zihni kargaşanın nedeni de bunlardır. Hüsnü Mahli bizim tembel solculara insan hakları dersleri veriyor. Fehim Taştekin de öyle. Muayyen bir tabanları var, onlara sesleniyor, onlara göre konuşuyorlar.

Le Monde, Rami Abdurrahman'ı medya casusluğu ile suçlanmıştır. Fulul yani kalıntıların enformasyon sahasında tarafsız gözüken bir uzantısıdır. Devrik rejim ve yandaşları adına çalışmaktadır.

Ondan olsa olsa at hırsızı olur.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları